29 Ağustos 2010

Gaf

Dun doktora giderken (bu ara biraz siklasti gidisler) apartmandaki bir komsumuz durdurdu beni. Hal-hatir sorduktan sonra soyle bir diyalog gecti aramizda:

Komsu: Bu sene fitreyi kime veriyorsunuz, verdiniz mi?
Ben: Yok vermedik daha. Bilmem ki, siz kime veriyorsunuz?
Komsu: Kem kum...

Meger kadincagiz utana sikila benden fitremizi kendilerine vermemizi istermis. Ben akilli bunu dusunemeyecek kadar kendi dertlerime odaklandigim icin cok guzel gaf yaptim.

Herkesin derdi, gaylesi farkli. Kendi dertlerime bu kadar odaklanip benim disimdaki herseye karsi farkindaligimi yitirmis olmam kendime kizmama yol acti - bir kez daha.
DEVAMINI OKU

19 Ağustos 2010

Bazen...


Kara bulutlar dolasir uzerinizde..
Elinizi attiginiz hicbir is ya sonuclanmaz istediginiz gibi, ya da isi sonuclandirmak icin dolambacli yollara saparsiniz gereksiz yere..
Aldiginiz karpuz bile kelek cikmaya baslar, ama istisnasiz her karpuz..
Daha buyuk problemleri cozmek icin ugrastikca kenara itilirsiniz.. Kontrol sizin elinizden coktan cikmistir..
Ne yaptim da boyle oldu diye dusunursunuz.. Kimin ahini aldim.. Kimin nazari degdi.. Nasil bir kotuluk isledim de bu durumlara dustum diye dusunursunuz, dusunursunuz.. Ama isin icinden cikamazsiniz..
Hayatin aslinda vermis oldugu isaretleri "Batil inanc bunlar" diyerek bertaraf etmeye calisirsiniz.. Ama aslinda onlarin gercekten isaret oldugunu anladiginizda cooook gec olmustur.. Dibine kadar batmissinizdir, o zaman dank eder kafaniza..
Sonra keskeler baslar.. Zamani geriye cevirip farkli davranma senaryolari kurarsiniz.. Ama nafile..
Velhasil elinizden birsey gelmemektedir.. Elinizden birsey geldigini dusundugunuz konularda herseyi yaparsiniz ama sonuca yine de ulasamiyorsunuzdur..
Beklemek.. Tezcanli ve sabirsiz yaratilmis insanoglu icin ne buyuk bir sinav..
Beklerken dusunmek, senaryo kurmak, "Ne yaparim" diye hayiflanmak, dertlenmek, uzulmek, bolca uzulmek..
Yine de umit etmek.. Istemek, cok istemek.. Sonucun olumsuz olacagini ongorseniz bile olumlu olsun dilemek.. Yalanci cikmayi ummak..
Gunluk hayatta otomatik moda gecmek.. Yapilacaklari ertelemek.. Kara bulutlari gordukce hicbir konuda harekete gecmek icin istekli olmamak.. Karar vermekten kacinmak.. Korkmak cunku.. Deli gibi hem de..
Bazen de boyle iste..


Resim buradan.
DEVAMINI OKU

12 Ağustos 2010

Bugunlerde


* Sicaktan bayiliyorum. Evde balkon ve pencereler devamli acik ama ruzgarin alameti yok buralarda. Allah tum hamilelere sabir versin! Dus almak, kafayi buzluga sokmak, bol karpuz/salatalik yemek ve tabi ki su icmek gibi elden gelen herseyi yapiyorum ama uzun vadeli olmuyor hicbiri! Klima almamakta direniyorum, yoksa kojoya kalsa geldigimiz gun alacakti. Her markete gidiste peynir-ekmek gibi satilan vantilatorleri goruyorum, nedense ona da elim gitmiyor. Agustosun yarisi yaz, yarisi kis diyerek avutuyorum kendimi, az kaldi, 3 gun sonra serinlemeye baslamasi lazim havalarin :P

* Tez yaziyorum. Daha dogrusu yazmaya calisiyorum. Bilgisayarin isisi hissettigim sicakligi sanki 10 derece artiriyor gibi geliyor. O nedenle bir saat sonra motor kaynatmaya basliyor bende. Halbuki teslim tarihine bayagi da az kaldi. Olcak insallah, ha gayret!

* Stresler icindeyim. Aldigim iki dersin projesi ile ilgili ciddi sorunlar cikti. Okula da ha deyince gidemedigim icin mail yoluyla sorunu anlamaya ve cozum bulmaya calisiyorum.  Elimden cok da birsey gelmiyor aslinda, simdilik beklemedeyim. Ama ilk ogrendigim gun ve ertesi gun stresten bir hal oldum :( Bebek de hemen hissetti, tekmeleri gariplesti, rahatsiz oldu zavallim... Bu sorun nasil cozulecek bilmiyorum, kafamda bin tane senaryo var. Erken dogum yaparsam bu sebeple olacak! Dua etmek ve (belki hic yapmamam gerektigi halde) derslerin hocalarina mail atmaktan baska birsey yapamiyorum...

* Bebek bakim kitabi okuyorum. Aslinda simdiye kadar pek hevesli degildim. Hala hamilelikle ilgili bir kitap okumuslugum yok. Baby center'dan gelen haftalik birkac paragraf tum merakimi gidermeye yetiyor. Daha fazla bilgi yuklenip kendimi sisirmeye niyetim yok. Zaten bebek ben birsey yapmasam da vucudumla birlikte ne gerekiyorsa yapiyorlar. Birsey lazim olunca da en hizlisindan sinyali gonderiyorlar. Misal, gece bacagima giren kramplar. Aliyorum ertesi gun bir magnezyum takviyesi, sorun cozuluyor :) Ancaaaak, asil onemli olan kisim bebek dogduktan sonraki kisim. Annelik ne kadar icgudusel de olsa bircok seyi ogrenmek gerekiyor. Bebek nasil tutulur, nasil emzirilir, nasil alt degistirilir, nasil uyutulur gibi konularda temel seyleri ogrenmek gerekiyor. Her bebek farkli olsa da temel bilgiler lazim. Ozellikle Emzirme Reformu grubuna uye olup takip etmeye basladiktan sonra ogrenilecek ne kadar cok sey oldugunu fark ettim. Bari dedim, kitabindan okuyayim bakalim. Gerci okuduklarimin cogu pratigi olmadigi icin aklimda kalmiyor ama biraz kulak dolgunlugu oluyor iste. Arada bir acip okuyorum.

* Bebek esyasi hazirligi yapiyorum. Aslinda cok da birsey yapmadim. Hatta hala yikadigim bebek kiyafetlerini utulemem gerekiyor. Utulemesem olmaz mi ki?? Hic beceremedigim ve sevmedigim bir istir utu, hele bu sicaklarda ve kaslarimin gevsemeye basladigini hissettigim bugunlerde tehlikeli boyutlara gelebilir utu yapmam :)) Daha renklileri yikamadim bile. Masallah, cok da kiyafeti olmus kucuk beyin simdiden. Ben de bir-iki battaniye aldim. Tamamdir herhalde. Alt degistirme unitesini kurduk ve bebege ait ne varsa raflarina yerlestirdik. Oda yapmadik simdilik. Nasilsa dogduktan sonra birkac ay bizim odada olur, sonrasina da bakariz dedik. Ha, bir de park yatak aldik, yeter iste :)

* Oturma odasindaki kanepeye kilif yaptirmayi dusunuyorum. Kanepenin yuzu kadifemsi bir kumastan, nasil terletiyor anlatamam. Soyle bir uzanip da keyif yapamadim geldigimizden beri; 5 dakika icinde ter icinde kaliyorum. Soyle pamuklu bir kumastan kilif yaptirayim diyorum ama baktigim birkac dosemecide bana yine polyester ve kadife turu kumaslar gosteriyorlar. Pamuk olursa dayaniksiz olurmus. Ben de karar veremiyorum ne yapacagima. Onerisi olan?

* Iki haftadir noter, emniyet, oto tamircisi, galeriler, oto bakmaca, Ostim oto pazari gibi ilginc aktivitelerin icerisindeyiz. Amac; bizim bagaji olmayan duldulu satip simdilik bize yetecek bir duldul alabilmek. Sicagin alninda dolanip duruyoruz kojoyla. Ama az kaldi, sona cok yakiniz insallah :)

* Endokrin kontrolune gittim. Ilacin dozaji biraz daha artti, artik yetmiyormus aldigim doz. Ancak cok ilginc bir gelisme oldu, doktorun tartisinda bir tartildim ki hic kilo almamisim TR'ye geldigimden beri! "Nasil olur dedim, bir yanlislik olmasin doktor bey?" Ama yok gibi, hala ayni kilodayim :) Bu haberden sonra neler yedim neler gerci, orasina hic girmeyeyim :P Sicakta zaten birsey yenmiyor, bir suredir meyvelerle devam ediyorum. Hatta yerken iclerindeki sekeri dusunup kilo aliyorumdur kesin demistim ama kilo yapmamislar, hayret ettim! Ama son haftada genisledigimi hissettim, sanirim bundan sonra kilo alimina devam edecegim.

* Bugun itibariyle 32. haftami doldurdum gebelikte. Yani 2 aydan az bir zaman kaldi. Karnimda bir voleybol topu tasiyor gibi gorunuyorum :) Hamilelige zayif basladigim icin aldigim kilolar pek belli olmuyor (ama ben biliyorum nerede olduklarini!) Cok agirlasmadim simdilik. Yapilacak seyleri hala kendim yapabiliyorum. Misal, ayakkabimi kendim giyebiliyorum hala :) Dogumu ve sonrasini hala tasavvur edemiyorum. O kadar blog okuyorum, o kadar cok hikaye dinliyorum ama benim deneyimim nasil olur, hayalini bile kuramiyorum. Kojo bazen karsisinda bebek varmis gibi bosluga konusuyor, ben oylece bakiyorum :) Yok daha dank etmedi bana :) Dogmamis bebegine mektup yazanlar, bebegiyle konusanlar, sevgi kelebegi olanlar var ya, iste ben onlardan degilim galiba :) Evet elimi gobegime koyup oksuyorum, arada halini hatrini soruyorum ama oyle uzun uzadiya monologa/diyaloga gir(e)miyorum. Ben de boyleyim iste! Tekmelerini izlemek gulduruyor beni, arada geriniyor mu ne o zaman "hey, hop, yavas" diyorum :)) Bir de dua ediyorum... Iyi huylu olsun, gucumuz olcusunde sikinti yasatsin (ne kadar gercekciyim, herseyin toz pembe olmasini beklemiyorum tabi :P ), mutlu olsun, mutlu etsin, hayirli insan olsun... Her annenin duasinin tipik ornegi iste benimki de...

* Fotograf makinesinin tamirden alinmasini bekliyorum :) Bu arada yaptigimiz Eskisehir gezisi ile kesfettigimiz yeni mekanlardan Egri Cimen ile ilgili tek bir foto yok malesef. Yine de buraya not dusmus olayim.
DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com