10 Ocak 2017

Gerçek Bir Hikaye


Soğuk bir Ocak sabahı, bir adam Washington DC’de bir metro istasyonunda, kemanla 45 dakika boyunca 6 Bach eseri çalar. Bu süre içinde, çoğu işe yetişme telaşındaki yaklaşık bin kişi kemancının önünden geçip, gider…

Kemancı çalmaya başladıktan ancak 3 dakika kadar sonra, ilk kez orta yaşlı bir adam kemancıyı fark edip, yavaşlar ve birkaç saniye sonra da gitmek zorunda olduğu yere yetişmek üzere yine hızla yoluna devam eder.

Kemancı ilk 1 dolar bahşişini bundan bir dakika kadar sonra alır. Bir kadın yürümesine ara vermeksizin parayı kemancının önüne koyduğu kaba atarak, hızla geçer, gider.

Birkaç dakika sonra, bir başka adam duraklayıp, eğilerek dinlemeye başlar ancak saatine göz attığında işe geç kalmamak için acele ettiğini belirten ifadelerle hızla yoluna devam eder.

En fazla dikkatle duran ise 3 yaşlarında bir oğlan çocuğu olur. Annesinin çekiştirmelerine rağmen, çocuk önünde durur ve dikkatle kemancıya bakar. En sonunda annesi daha hızlı, çekiştirerek çocuğu yürümeye zorlar. Oğlan arkasına dönüp dönüp kemancıya bakarak, çaresizce annesinin peşinden gider. Buna benzer şekilde birkaç çocuk daha olur ve hepsi de anne, babaları tarafından yürümeye devam için zorlanarak, uzaklaştırılırlar.

Çaldığı 45 dakika boyunca kemancının önünde sadece 6 kişi, çok kısa bir süre durur. 20 kişi duraklamadan, yürümeye devam ederek, para verir. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hakim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, alkışlamaz.

Hiç kimse onun dünyanın en iyi kemancısı Joshua Bell olduğunu ve elindeki 3,5 milyon dolarlık kemanla, yazılmış en karmaşık eserleri çaldığını anlamaz. Oysa Joshua Bell’in metrodaki bu mini konserinden iki gün önce Boston’da verdiği konser biletleri ortalama 100 dolara satılmıştı…

Bu gerçek bir hikayedir ve Joshua Bell’in öylesine bir kılıkla metroda keman çalması, Washington Post gazetesi tarafından algılama, keyif alma ve öncelikler üzerine yapılan bir sosyal deney gereği kurgulanmıştır.

Sorgulanan şeyler şunlardı: Sıradan bir yerde, uygunsuz bir saatte güzelliği algılayabiliyor muyuz? Durup ondan keyif alıyor muyuz? Beklenmedik bir ortamda, bir yeteneği tanıyabiliyor muyuz?

Bu deneyden çıkarılacak kıssadan hisse ise; dünyanın en iyi müzisyeni, dünyadaki en iyi müziği çalarken, önünde durup, dinleyecek bir dakikamız dahi yoksa, başka neleri kaçırıyoruz acaba?
Alıntı

Kaynak: https://anetteinselberg.com/2017/01/08/bu-gercek-bir-hikayedir/
Foto: http://blogs.wdav.org/2014/09/joshua-bell-the-subway-part-ii-an-experiment-of-beauty-and-context/
DEVAMINI OKU

5 Ocak 2017

Bambina 23 Aylık


Bambina 23 aylık oldu bile!

Abisine çok düşkün. Çok da anaç; abisi olmadan ne yemek yiyor ne banyo yapıyor. İlla onu da düşünüyor ve soruyor. Korumacı minnoş.

M.e.meden kesildiğinden beri benimle uyuyamıyor. Benim uyutma çabalarım genelde başarısız sonuçlanıyor. Çözüm olarak kojoyla Bambinayı aynı yatakta yatırıyoruz :) Babası gelmeden uyumuyor. Kojo iş seyahatine gittiğinde ciddi anlamda uykusuz geceler geçiriyorum, çok parçalı uyuyor ve çok çabuk uyanıyor ben varken. Babası tatlı sert bir yaklaşımla hemen uykuya dalmasını sağlayabiliyor.

Geçen hafta önce ateş, sonra hırıltılı nefes alma olayı yaşadı Bambina. Bronşitten korktum ama neyseki o kadar ilerlememiş. Gece pusette uyuyup çok defa uyanınca üşütüyor, en temel sebebi bu.

Tatlıya düşkün Bambina. Damak zevki olarak tatlı yiyecekler onu mest ediyor. Kojoya göre ileride etli butlu bir kadın olacak Bambina :))) Kaşık kaşık pekmez yiyor. Bir de geçen hafta yılbaşında aldığımız pastayı hala unutamadı, her gün defalarca pasta soruyor.

Hala konuşmuyor, çok ufak ufak üç harfli kelimeler çıkmaya başladı ağzından:
-Aç
-Bak
-Aaç (Ağaç)
-Mama
-Bebe (Bebek)
-Bes (Beş) (Tek söylediği rakam bu)

Çok güzel hayvan taklidi yapıyor, ses kaydı almaya çalışıyorum bu konuda :) Taklitlerinin melodisi, sesinin alçalıp yükselmesi sanki Türk olmayan birinin Türkçe öğrenirkenki hali gibi :)

Saçları da uzamaya başladı ama toka taktırmıyor hanfendi :)

Sabah akşam "hşş" diye tabir ettiği videoları izlemek istiyor Bambina. Ben hiç ilgilenmiyorum, babası ile arasında bu olay :)

Banyo yapmayı, su ile oynamayı çok seviyor. Biz diş fırçalarken yeşil taburesini lavabonun önüne koyup o da dişlerini fırçalıyor :) Günde en az bir seans bulaşık ya da eşya yıkıyor mutfakta ya da banyoda. Deniz resmi görünce ya da konuşmada deniz sözü geçerse ellerini yumruk yapıp dirseklerini bükerek kollarını yukarı aşağı kaldırıp indiriyor; ki bu hareket "Ben de istiyorum, ben de ben de!" anlamına geliyor :)

Gönlü olmayınca kollarını kavuşturup tavır yapıyor. Gözlerini de kapatırsa ciddi bir şekilde küsmüş demek oluyor. Bacak kadar boyuyla resmen dize getiriyor bizi minnoşko :)

Yemek ve kıyafet konusunda kendi tercihleri var. Giyinirken çekmecelerini açıp kendi seçiyor giysilerini, acıkınca da buzdolabını açtırıp yemek istediği şeyleri gösteriyor.

Öyle böyle derken varlığını ortaya koyuyor Bambina :)
İyi ki!
DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com