24 Nisan 2014

Neler Oldu?

Tarih: 5 Nisan 2014 Cumartesi
Yer: ikinci bebegini dunyaya getiren arkadasimizin evi
Durum: harika dostlar, yemekler, birbiriyle guzel vakit geciren cocuklar, 1 aylik bir melek. Bebek uslu ve uyumlu olunca insan ozeniyor haliyle :)

Tarih: 6 Nisan 2014 Pazar
Yer: BBOM Incek Okulunun bahcesi
Durum: Okulu tanitmak ve bahari karsilamak icin bir kermes duzenlendi. Butun gunumu orada gecirdim. Gelenler bilir, ikinci el esya standindaydim :) Arada bir yiyecek bolumune gittim. Yine guzel dostlar, yeni arkadaslar, guzel yemekler, kosusan mutlu cocuklar, merak ve ilgiyle sorular soran buyukler, okulu begenen veliler. Mutlu bir kalabaliktik o gun orada. "bu is olacak, hem de harika olacak" diyen umut dolu insanlar. Cok heyecanliyim bu konuda, cok umutluyum, beklentilerim, hayallerim var. Ekipteki herkesle ortak hayalleri paylasiyor olmak ayri bir guzel. Hic boylesini yasamamistim. Muthis bir sinerji var, cok yuksek bir motivasyon var. ulke gundemine inat masmavi gokyuzu gibi, kocaman bir orman gibi, tertemiz sular gibi bir enerji.
Guzel bir haber vereyim, bu haftasonu yeniden toplaniyoruz okulda, bu seferki daha da guzel olacak. Buyrun gelin :)

Tarih: 7 Nisan 2014 Pazartesi
Yer: Istanbul
Durum: bir turlu yazamadigim alerji, bagirsak-sindirim sistemi durumlarimiz icin Istanbul'da bir doktor ile gorusmeye basladik. Aslinda Ankara'da bir doktor bulmayi istiyordum ama yapilacak testin sonuclarini 3 yasindaki bir cocuk icin yorumlayabilecek tek bir doktor yokmus Ankara'da. Mecburen dustuk Istanbul yollarina. Umutluyum, iyi olacak. Cok hikaye dinledim, en yakin arkadasimin degisimine sahit oldum. Beklentim yuksek, insallah sifa olacak bize.
Neyse, doktorla gorustuk, ogleden sonra bindik Ankara otobusune, yola dustuk tekrar. Daha Istanbul'dan cikmadan, otobanda, otobusun onundeki araba onun onundeki arabaya carpti. Otobus de onlara carpmamak icin cok ani bir fren yapti. Benim kafa kuuut diye ondeki koltugun arkasina carpti! Koltuklarin arkasindaki ekranin kosesine burnum denk geldi. Benden baska birkac kisi daha hafif sekilde yaralandi. Benim burnuma buz konuldu hemen. Neyse, gecmis olsun dedik gectik.

Yol boyu burnumun agrisi hic dinmedi. Yolcularin da telkiniyle Ankara'ya gelir gelmez hastanenin acilinde aldik solugu. "Birsey yoktur ama yine de emin olalim" dedik. Rontgen sonuclariyla ilk soku yasadim: Burnum kirilmis! Burnumun ust tarafi, hani gozluk takinca gozlugun burun ustune oturdugu yer var ya, iste orasi kirilmis ve kirilan kemik deriyi zorlayarak disari dogru firlamis!!

Ilk soktan sonra acilde KBB doktoru olmadigi icin ertesi gunu beklememiz gerektigini ogrendik. Ertesi gun ise gittim, ben soylemesem kimsenin fark edecegi yok, oyle bir durum! Ama nasil aciyor! Hemen sevk alip doktora gittim. Ikinci soku da orada yasadim: Ameliyat, hem de genel anestezi ile bir ameliyat olmam gerekiyormus! Sonra da alciya alinacakmis burnum. Ameliyat icin 10 Nisan Persembeye gun verdiler, oradaki odemin gecmesini beklemek gerekiyomus once.

Peki, dedim, raporumu alip eve gittim. Vardir bunda da bir hayir.

Persembe sabah erkenden ise gider gibi ciktim evden, gittim bir guzel ameliyatimi oldum. Az da degil, iki saat surmus operasyon. Allahtan tampon koymamislar burnuma, tampon isi cok can yakiyor! Ayni gun aksam Bambinoyu yalniz birakmayalim diye eve gectim. Bambino ben gelmeden once anneannesinin telefonundan resimlerimi gormus ve cigliklar atarak beni sormus :(( Ben eve gelince dogal olarak korktu ama ben olabildigince normallestirdim durumu. Alci, sargi, bantlarla dolu bir anne yuzunu hicbir cocuk gormek istemez tabi..

Sonraki birkac gun Bambinonun duzeni bozuldu. Ise gitmeyen, evde dinlenen bir anneyi hic birakmak istemedi. Ne zamanki annenin evde olacagindan emin oldu, o zaman beni birakip disariya cikti. 3. Gundu sanirim, Bambino disari ciksa da dondugunde anneyi bulacagina emin oldu ve rutinine cogunlukla geri dondu.

Bu arada Bambino asil sokunu 10 Nisan 2014 Persembe gunu itibariyle m.emeyi birakmak zorunda olusuyla yasadi. Oncesinde hicbirimizin boyle bir ongorusu olmadigi icin herhangi bir on hazirlik yapilmadi. Ameliyat sonrasi enfeksiyon riski nedeniyle antibiyotik icmem gerektigini eve giderken ogrendim. Bana da sok oldu bu! Ki bu hic istedigim birsey degildi, antibiyotiklerin vucuttaki kotu bakterilerle birlikte tum iyi bakterileri de oldurdugunu bilmeyen yok sonucta. Neyse, eve geldik. Bambino uyumaya yakin m.eme istedi her zamanki gibi. Ben de ona burnumun iyilesmesi icin ilac ictigimi, ilacin tum vucuduma yayildigini, sute de gectigini, m.eme emerse kendisine de gececegini soyledim Bambinoya. Ikna oldu olmasina ama ilk gun biraz zor uyudu. O aksamdan beri m.emenin yerini saca ve kafaya masaj yapma, sirt sivazlama, karin ovma ve muzik-ninni aldi. Bizimki dokunmatik cocuk, fiziksel temas ile kendini rahat hissediyor. Cogunlukla ellerimi tutuyor uyurken ya da ellerini boynuma koyuyor. Hala kucuk bebek o, minik kuzum benim!

Her iste bir hayir var elbet, ben simdilik bunu Bambino ile vakit gecirmeye, m.emeden kesmeye ve insallah daha duzgun bir burna kavusmaya yoruyorum. Kim bilir henuz bilmedigim daha nice hayir vardir bu iste..

Ameliyat sonrasi gunler, alci cikana kadar biraz zor gecti. Gozlerim morardi, alnim sisti, goz altlarim agridi. Iyilesme devam ederken alcinin ici kasindi. Ustelik alciya su degmesin diye banyo yapamadim.

Bir hafta sonra alci cikti cok sukur. Doktor 2 ay gozluk takmamami, ilk 2 hafta azami dikkat etmemi soyleyerek eve gonderdi beni. Alci cikti diye sevinirken birkac gun sonra yere egilirken burnum yere dogru dusuyormus gibi hissetmeye basladim. Agrilarim da devam ediyordu, ustune ustluk Bambino birkac kere burnuma carpmisti, iki defasinda aglamistim acidan. Baktim ki burun yamulmaya basladi, tekrar gittim doktora. Yeni sok: kemik catlama egilimi gostermis! Tekrar sargiya alindi burnum. Raporum uzatildi. Dinlenmem gerekiyormus.

Ne uzgunum, ne sevincli. Olani oldugu gibi yasiyorum sadece. Bir yandan oglumla daha cok vakit gecirdigime, evde onunla olabildigime seviniyorum, bir yandan da burnumun iyilesmesini ve daha onemlisi oglumla uyguladigimiz diger tedavinin olumlu sonuclanmasini tum kalbimle diliyorum. Bu sene sagligim ve vucudumla cok ilgilenecegim soylendiginde " Daha ne olabilir ki, dikkat ediyorum zaten!" demistim. Ne cahilmisim! Bir diger yandan da arkadasimin ve baska birinin dedigi birsey kulaklarimda cinliyor: Ne yapmak istedigine karar ver! Net ol! Kararlarini al! Adim at!

DEVAMINI OKU

4 Nisan 2014

Bambino 42 Aylık - 3,5 Yaş

 
Bizim Bambino kocaman adam oldu dostlar :)
Herşeyi yalayıp yutan, herşeyi ama herşeyi hafızaya anında kaydeden ve asla silmeyen, 7/24 çalışan bir makine tadında.
Kojo ile aramızda geçen tüm konuşmalara dalan, birazcık tartışma moduna geçsek çözüm üretip ara bulan, en ufak bir sürtüşmeden bile rahatsız olan hassas bir ruh Bambino..

"Sen babaya ne dedin anne?"
"Baba sana ne dedi anne?"
"Sen ne düşünüyorsun peki anne?"
"Baba şöyle yapsak nasıl olur?"
diyerek arabuluculuk yapan bir bücür :)
Öyle de güzel öneriler sunuyor ki şaşırıp kalıyoruz kojoyla. Gülmeye başlıyoruz ister istemez ve buzlar eriyip gidiyor. Bazen ortamda gerginlik olmasa bile Bambino önerileriyle bizi mest ediyor.

Çocukla çocuk olmak, onun ruhuna yanaşıp anı paylaşmak öyle iyi geliyor ki. En iyi terapiden bile iyi olduğunu iddia ediyorum :)

Son haftalarda şizofrenik haller takındı Bambino.
"İşe gitmeni istiyorum anne"
2 sn sonra
"İşe gitmeni istemiyorum anne"

"Yemek yemek istiyorum"
3 sn sonra
"Yemek yemek istemiyorum"

Sanki kendi kendini keşfediyor, kendi kendinin farkına varıyor bunları söyleyince. Zıt söylemlerin varlığını, kullanımını keşfediyor bir yandan da. Ve çevrenin her bir cümleye verdiği tepkiyi ölçüyor.

Parkta başka teyze ve çocukların konuşmalarını sünger gibi emip akşam kendi kendine takılırken tekrarlayıveriyor:

"Sana onunla oynama dedim, neden oynuyorsun?"
"Bir güzel bir güzel olmuş ki bu kek!"
"Çok yaramazlık yapıyorsun"
"Kötü çocuk"
"Atma dedim sana, bak vermem bir daha oyuncağını"

Ne kadar içselleştiriyor, ne kadarını kullanıyor bunları bilmiyorum ama gerçek hayat böyle söylem ve sınırlamalarla dolu. Bir ara "Acaba kreşe gitse daha iyi mi olur?" diye düşündüm ama "Oradan da başka sözlerle gelecek nasılsa" diyerek vazgeçtim.

Neyseki Bambino büyüyünce okula gideceğini söylemeye başladı. Ya da parktaki teyzeler onu bu şekilde dolduruyorlar, o da papağan gibi tekrarlıyor, bilemiyorum. İşin ilginç yanı, gideceği okulu şeçti bile. Başka okul adı söyleyince hemen karşı çıkıyor. Gerçi daha BBOM ile tanışmadı, umarım fikri değişir :))

"Ben şimdi orta boyum, büyük boy olunca okula gideceğim."
"Ben okula gidince bir kardeşim olacak, sen de ona bakacaksın anne"
"Erkek bir kardeşim olsun, adı Yunus olsun"
"Ben çok büyüyünce 19 tane kardeşim olsun anne, hepsi de erkek"

En sevdiği renkler koyu mavi, koyu yeşil, koyu kırmızı.
En sevdiği arkadaşı Can.
Sabah 7-7:30'da uyanıyor, öğlen 1,5-2 saat kadar uyuyor, akşam 22:30'da uyuyor.
En sevdiği müzik tempolu müzikler, sözlü müzikler ve elektronik müzik.
Dinlemeyi en çok sevdiği müzik aletleri bateri ve ksilofon.

Kelimeleri çok güzel kullanıyor, kelime türetiyor ve kelime köklerini uzun uzun düşünüyor.

-Bunu akbaba yirtmis anne.
-?
-Akbabalar yirtici hayvanlardir.
:)

Elinde bir dal parcasi eller yukarida:
-Kargaaa kargaaa, sana yuva yapman icin dal parcasi veriyorum, alir misin?

Anne kalk
Anne yat
Anne benim yatagima gidelim
Anne bu tarafa yat kafani buraya koy
Anne ac gozlerini
Simdi!

Bambinonun tutarsız davranışlarına daha fazla maruz kalmak istemeyen kojo hava almak için dışarı çıkınca, arkasından:
- Baba bizi özlerse ne olacak anne?
- Özlerse gelir herhalde.
-Baba bizi özlerse ama gelmek istemezse ne olacak?
-Hı?? E, kem küm, bunu bilemedim, babaya soralım gelince.
DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com