27 Ağustos 2014

Yaşadığın An

İnsan yaşadığı anı biliyor sadece.
Yaşadığı anı hissedebiliyor, gerisi sadece zihnin hatırlayabildikleri, hatırlamak istediklerinden ibaret.
Hatırlananların ne kadarı gerçek, ne kadarı değiştirilmiş veriler, orası da muamma her zaman.

Geçen hafta kısa bir tatil yaptık ailecek, İzmir'de.
Geçen seneye göre Bambino ile çok daha uyumlu ve güzel bir tatil oldu.
Birlikte günümüzü planlıyor, birbirimizi dinliyor (çoğunlukla) ve sakin bir şekilde uzun bir süre kalabiliyorduk.
Tabi Bambino hala benimle yapışık yaşamak istiyor, orası ayrı :)
Gözümün kapanmasına, denize yalnız girmeme hala dayanamıyor, hemen basıyor yaygarayı.
Onun yanında uyumam onu bırakıp gitmemle aynı anlamda.
Ya da gözünün önünden ayrılmam.
Çoğu zaman tolere edebildim isteklerini, bazen de kojo devreye girdi.
Arabayla İzmir'e götürüp vapura bindirdi, babannesine götürüp yemek yedirdi.
Ben de kendi başıma kalıp kafamı dinledim.
Arada bağırış çağırışlar, inatlaşmalar, krizler oldu tabi ki ama dedim ya, geçen seneye göre epey ilerleme var.
Çok şükür.

Kısa ama iyi gelen bir tatilden sonra dönüş yoluna düştük.
Yol çok uzun geldi bana.
Ankara neden her türlü denize uzak bir yerde ki?
İsyanım var bu noktaya..
Sonra eve geldik.
Bütün çantalar boşaldı, çamaşır makinesi başladı çalışmaya.
Ve tam 3 gün boyunca çalıştı kendisi :)
Makineden çıkanları asacak yer bulamayınca ara verip tekrar çalıştırmam gerekti.
Bu da süreci uzattı da uzattı.
Sonra baktım ütüler birikmiş dağ gibi, temizlik için gelen kadın sadece ütü yapsa ancak bitirecek.
Dün akşamı ütü yaparak geçirdim.
Belim ağrıyana kadar ütü yaptım.
Kojo da Bambinoyu uçurtma uçurmaya götürdü neyseki, yoksa mümkün mü ütü yapabilmek?!

Dedim ya, insan yaşadığı anı biliyor.
Deniz kenarındaki günler öyle uzak geliyor ki şimdi.
Yıllar önce yaşanmış gibi.
Sadece şu an var, "eternal present" / "ölümsüz şimdi" denilen an.
Gerisi boş, yalan gibi.

Bu hafta bakıcımız da yok, oğlanı aile içinde paslaşıyoruz :)
Biraz işe gidiyorum, biraz Bambinoya bakıyorum, biraz ev işi yapıyorum.
Hayatımdaki her rolden biraz biraz oynuyorum bu ara.
Allah güç kuvvet ve sabır versin, bir şekilde halloluyor herşey.
Evde kaldığım zamanlarda mahalledeki kreşleri gezdik Bambino ile.
Bir tane kalmış gezmediğimiz, onun da yerini bilmiyorum henüz.
Ekim ayında Bambinoyu yarım gün başlatmak niyetindeyim.
Gezdiğim yerlerin hepsini kötüleyecek bir çok şey bulabiliyorum.
Bana temel olarak ters geliyor zaten kreş ve okul mantığı.
Biz çalışıyorken çocukların oyalanması için geliştirilen yerler sonuçta.
Bazıları proje çocuk modelinde yaklaşıyor olaya, hemen geriliyorum.
Bazıları düzen bile kuramamış kendi içlerinde, kaotik bir yer havasında.
Bazıları çok küçük, bahçeyi neredeyse hiç kullanmıyor.
Böyle uzayıp gidiyor liste.
Kötünün iyisini seçeceğim mecburen.
Maksat Bambino bir topluluk içine dahil olsun, ne nasıl yapılıyor gözlemlesin.
Ders öğrenmesi gibi bir kaygım yok.
Zamanı gelince herşeyi öğrendiğini yaklaşık 4 senedir kanıtlıyor bana.
Oyun oynasın, iletişim kursun, kendini fark etsin.
Bakalım zaman neyi gösterecek.

Şimdi, şimdiyi yaşama zamanı :))
DEVAMINI OKU

12 Ağustos 2014

Goodbye Robin Williams - Güle Güle Robin Williams



En sevdiğim aktörlerdendi.
Sanki aktör olmak için doğmuş gibi gelirdi bana hep.
Her rolünün hakkını verir, keyifle izlerdik kendisini.
Çocukluğumun değilse de, gençliğimin bir sembolü daha gitti.
"Goooooodmorning Vietnaaam" sözlerini hiç unutmayacağım.
Mrs. Doubtfire rolünde harika bir kadın olmuştu.
Ölü Ozanlar Derneği müthiş etkiler bıraktı bende.
Gülünce gözlerinin içi gülerdi, hayat verirdi insana.
Güle güle Robin Williams.
Yaşattıkların, hissettirdiklerin için teşekkürler.
Huzur içinde yat...
DEVAMINI OKU

4 Ağustos 2014

Bambino 46 Aylık

 
3 yaş 11. aya girdi Bambino.
2 ay sonra 4 yaşına giriyor.
Ne kadar büyük geliyor yazınca. Koskoca 4 yıl bitiyor Bambino Dünyaya geleli.

Son ay içerisinde Bambino yine büyüdü, yine büyüdü :)

Öne çıkan özellikleri:

Kibarlığı: Yemek yerken, oynarken, giyinirken kibarca sorup izin istemesi.

Öpmesi: Öpmeyi çok sevdiğini söyleyerek başta ben ve kojo olmak üzere sevdiği herkesi öpmesi. Hem de sadece yanaktan değil, göz, el, kol, omuz, bazen bacak bile öpüyor :)

Kontrol güdüsü: Çevresinde olup biten herşeyi kontrol edince rahat hisseden bir karakteri var Bambinonun. Bir anne olarak bile bana fazla geliyor bazen kontrolcülüğü.

"Baba, yokuş yukarı giderken araba kaymasın diye sana uyarı veriyorum!"
"Oğlum, o babanın görevi, sen rahat otur koltuğunda. Hem yeni arabalar yokuşta geriye kaçırmaz. Baba çok güvenli sürüyor. Sen keyfine bak."
Yokuşta arabanın kayması teyzesi ile aramızda geçen bir konuşmadan kaydedilmiş Bambinonun hafızasına.
Böyle kayıtlı neler var neler, arada bir pörtlüyor da dert edindiğini anlıyorum..

Çevresindekilere göz kulak olması, onları güvende tutma isteği: Herkesin iyi ve güvende olmasını sağlama ve herkesin kurallara uygun davrandığından emin olmak isteme.

"Anne, tek başına asansöre gitti kardeş, koş!" 
"Oğlum, kardeşin anne ve babası ona bakar, hem belki orada bekliyordur sadece."

"Kasksız motorsiklet kullanıyor amca, çok yanlış"
"Emniyet kemerini taksın herkeeeees" - Arabaya oturduğu ilk saniye bunu söyler.
"Kırmızı ışık yandı baba, dur"

İnatçılığı: İstediği birşeyi hiç unutmadan, oldurana kadar istemek. Bu özelliği ile baş etmenin tek yolu ikna etmek. İkna edilirse fikrini değiştirebiliyor. İkna olmazsa aynen devam.

Uyku ve diş fırçalamayı sevmemek: Uyumayı olabildiğince ertelemeye çalışıyor. Yatma hazırlıkları 9'da başlıyor, 10'da yatağa giriyorsa bizim için başarı :)

Denizi sevmek: Geçen sene denize hiç sokamamıştık, bu sene denizin tadını aldı Bambino. Denizi sevdi, çok şükür. 

Ankara = İş = Gitmek istemediği şehir : Elinden geldiğince uzak durmak istediği bir yer oluyor Ankara, özellikle tatil dönüşlerinde. Bayram için 4 günlüğüne İzmir'e gitmiştik, dönüşte yol boyu "Dönmeyelim, gitmek istemiyorum" diyerek sızlandı. Eve geldiğimizde arabadan indirmek için yarım saat konuşmak zorunda kaldık :) Bizim oğlan anne ve babasının tam zamanlı çalışıyor olmasına hiç alışamadı, alışamayacak galiba :(

DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com