23 Ağustos 2011

Tarihe Not

16 Agustos 2011 Salı
Bambino ilk defa kendi kendine basamak cikti. Ikinci basamaga tutunup ilk basamaga cıkıverdi :)

17 Agustos 2011 Carsamba
Bambino bir yerlere tutunarak ayaga kalkma calısmalarına basladı. Simdilik her yere degil, güvenebilecegi yere tutunuyor.

18 Agustos 2011 Persembe
Bambino ilginc bir sekilde emeklemeye basladı. Bir dizi yerde normal emekleme pozisyonunda, diger dizi havada (ayaklar yerde, diz yukarıda-çömelme pozisyonunda), maymun gibi gidiyor :) Hic boyle emekleyen bebek görmemistim :) Orijinal bizim oglan wallahi :P

21 Agustos 2011 Pazar
Bambino arabada giderken kafasını cama vurdu ve 'ACIDI' dedi! Kojonun gözleri doldu, 'Oglumuz konusuyor, aglayacagım simdi' diyerek duygularını dile getirdi :))

***
Bambino konusma olayını bayagı ilerletti, öyle tek heceli falan degil, bayagı bayagı cümle kuruyor, yuklemler soyluyor. Ben onunla konusurken genelde 'Hadi sunu yapalım, hadi bunu yapalım' diyorum; o da bir yere gidecekken 'HADI GİDELİM' diyor yeminle :)) Kac kisi sahit oldu, inanamadılar!

'Yemegini yedin mi?' diye sorunca eger yediyse 'YEDIM' diyor.

Bir yere bir esyası dusunce arkasından bakıp 'GEL' diyor.

Velhasıl Bambino söylediklerimizi cok iyi taklit ediyor, masallah ona! :)
DEVAMINI OKU

15 Ağustos 2011

Co-sleeping / Birlikte Uyumak

Bebekle birlikte uyumak her ailenin tercihine kalmis birsey, tipki diger konularda oldugu gibi. Bununla ilgili uzun uzun yazmayacagim. Belki deneyimimizi paylasirim istek gelirse :P

Gecenlerde kesfettigim bir cizgi hikayeyi paylasmak istiyorum sadece: Tiklayiniz lutfen.

Sizi bilmem ama bize cok uyan bir durum.


DEVAMINI OKU

12 Ağustos 2011

Bebekle Yolculuk - Ucak

Yine Temmuz ayinin son haftasi ani bir kararla ucakla Izmir'e gitti Bambino. Kojunun 'Arabayla gidelim, araba orada lazim bize' diye cok soylenmesine ragmen kendim ve Bambino icin ucagin daha rahat olacagini bildigimden israrla reddettim kendisini. Ucakta Bambinonun daha rahat edecegini biliyordum. Daha arabayla uzun yol hic yapmamistik ama ucagin dogru tercih oldugunu biliyordum iste. Sehir icinde bile Bambinoyu oyalayamazken uzun yolu hic dusunemiyordum. Kojonun Afyon'da konaklama, yarim saatte bir mola verme gibi tekliflerini reddederek ucakla gittik geldik.

Giderken 3 kabin boy canta goturduk. Birinde kojoyla benim asgari duzeydeki giysilerimiz ve malzemelerimiz ile Bambinonun yiyecekleri, ilaclari. Diger cantada Izmir'dekilere hediyeler. Son cantada da Bambino orada yabancilik cekmesin diye ona ait neredeyse tum oyuncaklar ve giysileri.

Arabayla havaalanina giderken Bambino uyudu ve oraya vardigimizda uyandi. Arabayi otoparkta birakip esyalarimizi alip iceri girdik. Bambinoyu slinge koymustum ama iceride beklerken devamli yurumek ve kesfetmek istediginden pek durmadi icinde. Ucaga binene kadar asgari duzeyde kucakta durdu, surekli yurudu. Insanlara bakti, dikkatle izledi. Hele ucaklari ve minik kargo arabalarini pistte gorunce kitlendi kaldi :) Uzun uzun bakti tum arabalara. Yolcularla muhabbette girdi, kendinden buyuk bebek ve cocuklarin pesinden kosturdu.

Ucakta nasil olacagini bilemedigimizden en arka siradan aldik yerlerimizi. Hem tuvalate yakin, hem hosteslere yakin :) Herkese de uzak :) Sansimiza giderken yanimiza kimse oturmadi ve kojoyla yayildik. 2 yasina kadar bebekler icin ek koltuk verilmiyor. Bebek anneye bagli yolculuk ediyor. Ve mutlaka cam kenarinda oturuyor. Cam kenarinin avantaji ucak kalkana kadar bebegin disariyi izleyebilmesi. Bambino da kalkana kadar pisti izledi. Bu arada biz kojoyla oyuncaklari ve yiyecekleri cikarttik, ortamiza koyduk. Kalkis sirasinda emzirirsem basinci daha az hissedecegini bildigimden kalkmaya yakin Bambinoyu emmesi icin ikna etmeye calistim ama olmadi. Bizimki kucagimda sonuna kadar bu deneyimi yasamaya karar vermis megersem :) Kemer ikaz lambasi sonene kadar kucagimda oturdu bizimki. Parmak kuklalar ve bez kitaplara baktik birlikte. Sonra koltugun onundeki dergiyi karistirdik. Oyuncaklari asagi atip bulmaca oynadik. Bol bol sarki soyledim, konustum. Hatta gercek anlamda inene kadar hic susmadim. Cok sukur ki hic ariza cikarmadi Bambino. Cok hareketliydi ama mizmiz degildi. Benim konusmaktan agriyan basim disinda bir sorun olmadan Izmir'e vardik :)

Donuste ise ucaga binmeden once havaalaninda zorlandik biraz. Bambinonun altini degistirmek gerekti. Alt degistirme odasini aradik once. Iceride bir sandalye ve cok ilkel bir tezgah vardi. 'Buna da sukur' diyip isimizi hallettik. Bambinonun uykusu gelmisti. Slinge koydum, emzirdim. Tam dalacak zamani gelen bir anons ya da yolcularin sesi dalmasina mani oldu. Uyuyamayinca huysuzlasti. Guvenlikten gecerken benden ayrilmak istemedi. Salona gelince de bircok bebek ve cocuk gordu bizimki ve basladi hepsinin pesinden kosturmaya :) Ucak doluydu ve yayilma luksumuz yoktu. Yine en arka siradaydik. Bunun bir avantaji da ucaga ilk binenlerden olmamiz. Rahat rahat esyalarimizi yerlestirip koltuga oturduk. Bambino yine merakli gozlerle pisti izledi. Kalkis sirasinda bu defa emdi ve sonrasinda uykuya daldi. Ankara'ya gelene kadar da uyudu. Son dakikalarda ucak turbulansa girdi, biraz korkuttu bizi ama Bambino hic uyanmadi. Cok sukur ki boyle rahat bir donusumuz oldu.

Gelis ve gidiste ucagi en son terk eden biz olduk ve kaptanlarla tanisma firsatimiz oldu :) Hostesler iki yolculukta da yardimci oldular. Puset yerine sling almakla dogru yapmistik. En son sirada oturmak da iyi bir karardi.

Sonuc olarak ucak yolculugu daha az yorucu gecti hepimiz icin. Hem Bambino istedigi zaman (cogunlukla) ayaga kalkabildi, hem baska insanlari gorup izledi, hem de degisik yerler gordu. O anlamda oyalamak daha kolay oldu. Arabada hareket kisitinin olmasi bizimkinin hosuna gitmiyor. Ayaga kalkamamak sinirlendiriyor onu. O nedenle oglus arabaya tolere edebilene kadar mumkun mertebe ucakla gitmeyi tercih edecegim uzun yolculuklar icin. Her ne kadar bebegin durumunun ne olacagi hic tahmin edilemese de (arabada giderken uyumasi ama gelirken uyku saati oldugu halde uyumamasi, ucakta giderken gozunu kirpmamasi ama gelirken uyumasi) hareket rahatligi ve daha az yorucu olmasi nedeniyle ucak benim oncelikli tercihim olur.
DEVAMINI OKU

8 Ağustos 2011

Bebekle Yolculuk - Araba


Bambino dogdugundan beri arabayi hic sevmedi. Koltugunu sevmedi belki, belki devamli oturmasi gerektiginden sevmedi, belki de ters gidiyor olmasini. Bilemiyorum. Naomi Aldort'a gore bebekle zitlasmamak gerek, eger bebek arabayi sevmiyorsa baska ulasim araclarini denemeli. Ya da arabaya birkac kisi binmeli (bebegi oyalamak icin). En iyisi bebek arabayi sevene kadar sabretmeli ve arabali yolculuklardan kacinmali.

Iyi guzel de bu her zaman mumkun degil gercek hayatta :) Bunun doktora gidisi var en kotu ihtimalle. Bizim oglan her yolculukta maksimum 15 dakikadan sonra mizirdanmaya basliyor. Gormezden gelmek, konusmak, oyun oynamak, sarki soylemek gibi seyler en fazla birkac dakika oyaliyor. Belki eline yiyecek birseyler verirsem bes dakika! Sonra basiyor agiti. Illa kalkmak istiyor, kucakta durmak, ayakta gezmek istiyor. Emmek istiyor. Arabada giderken kucagima almamaya ozen gosteriyorum, tehlikeli oldugunu soyluyorum her defasinda. Istisna olarak bir iki kere alip emzirmisligim var gerci. Genelde bizimki orali olmadigindan mecburen saga cekip duruyoruz. Bambinoyu kucagima aliyorum. Ne isterse onu yapiyoruz; emmek, yemek yemek, yurumek, disari cikmak... Sonra geri koyuyorum onu koltuguna ve bir sure daha devam ediyoruz. Bu sekilde sehir icindeki mesafeleri bile cok uzun surede aliyoruz. Genelde sakin durusumu bozmuyorum ama bazen benim de icime daral geliyor. Gerci soylenmek, sinirlenmek HIC bir ise yaramiyor bu durumlarda. Ortam daha da geriliyor sadece.

Temmuzun son haftasi Bambino ilk uzun araba yolculuguna cikti. Yaklasik 2 saatlik Ankara-Kaman yolculugu icin yanima yiyecek, bir kutu icine degisik objeler, bir anneanne, bir teyze ve tum iyimserligimi aldim. Sabah yola ciktik, 15 dakika sonra Bambino basladi aglamaya. Saga cektik ve emzirdim. Sonra yola devam. 15 dakika sonra tekrar basladi bizimki. Teyze imdada yetisti bu defa, gozlugunu verdi, sarki soyledi. En sonunda telefonundan dalga seslerini acti ve Bambinonun eline verdi. Bizimki onu dinleye dinleye kendi kendine sarki soylemeye basladi. Uyku sarkisi :) Ben de one egilip kendimi gostermemeye calistim, ses de cikarmadim. Bir sure sonra daldi gitti bizimki.

Kaman yolu eskisine gore daha duz olsa da hala bol virajli, sert donusleri olan bir yol. Dolayisiyla fazla hizli gitmek mumkun degil. Tabi sikca koylerin icinden de gecildiginden ister istemez yavas gidiliyor. Sonucta Bambino uykuya dalinca hizli gitmek diye birsey mumkun degildi bu yolculukta. Yine de o uyurken bayagi bir yol katettik. Yaklasik bir saat uyuduktan sonra uyanan oglusa yiyecek birseyler teklif ederek oyalamaya calistim. Kah aldi yedi, kah aldi atti, kah da hic almadan kafasini cevirdi. Boyle bir 10 dakika gecirdikten sonra yine sarkilar, turkuler soylendi, yine anneanne ve teyzeyle sebeklikler yapildi ve bir 10 dakika da boyle gectikten sonra bizimki 'Cikarin beni burdaaaaan' turkusune basladi. Neyseki varis yerimize ulastik da hepimiz rahata erdik.

Gunubirlik gittigimiz yerden aksama dogru yola ciktik. Bambinonun uyku saatiydi ve hemen uykuya daldi. Ancak hesapladigimiz gibi oyle bir saat uyumadi. Yaklasik yarim saat sonra uyandi ve 'Kaldirin beniiiii' demeye basladi. Bu defa yiyecekler fayda etmedi. Saga cekip emzirdim. Sonra yola devam. Eline oynamasi icin oyuncaklar verdik. Biraz boyle oyalandi. Bu arada hava karardi, Bambinonun gece uykusu vakti geldi. Hesaplara gore Bambino gece uykusuna gececek ve biz de rahat rahat gidecektik. Ancak umulan olmadi ve Bambino bir turlu uyumak istemedi. Cok uykusu olmasina ragmen arabada uyumayi reddetti. Ankara ayrimina cok az kala uzun bir mola vermek zorunda kaldik cunku Bambino sakinlesmeden mizirdanmaya baslamisti. Once uzunca emdi, sonra arabada ayakta durarak vakit gecirdik. O da yetmedi disarida biraz vakit gecirdi. Sonra tekrar araba koltuguna oturttuk. Bu arada karanlikta yol almak cok kolay olmadi. Daha dogrusu karanlik, kamyonlar, Bambinonun sesi, bizim yorgunlugumuz birarada olunca ortam gerilmeye basladi. Bambino illaki benimle uyumak isteyince mecburen son careye basvurduk: Oglani slinge koyup uzerimizden emniyet kemerini gecirdik ve kalan yolu birbirimize yapisik ve cogunlukla meme emerek tamamladik. Cok uykusu olup da koltugunda oturmayi reddettiginde (ki genelde uyku vakitlerinde bunu yapar oldu artik) bu yolla devam ediyoruz.


Anlayacaginiz donus bayagi sıkıntılı oldu. Uyur diye dusundugumuz oglan uyumayi reddetti ve arabada onca insan bir bebegi oyalayamadik. Gidis nispeten daha sakin ve rahat gecti. 


Buyudukce arabayi sever diye dusunduk ama sanirim henuz o kadar buyumedi bizimki :) Aslinda arabanin bizi bir yerden baska bir yere goturdugunun farkinda. Ancak cok cabuk oturmaktan bikiyor ve kalkmak istiyor Bambino. 
DEVAMINI OKU

4 Ağustos 2011

Bambino Cift Hanelerde Artik - Tam 10 Aylik!

Bambino artik cift hanelerde sayin seyirciler :) 10. ayini basariyla doldurdu bugun itibariyle!

Once gecen ayin sonuna ait bazi onemli tarihler:

24 Temmuz 2011 Pazar: Bambino ilk kez ucaga bindi ve Izmir'e gitti.

25 Temmuz 2011 Pazartesi: Bambino ic ice gecen kaplari yerlestirmeye basladi, onceden sadece cikariyordu.

27 Temmuz 2011 Carsamba: Bambino akrabalarini Izmir'de birakti ve Ankara'ya dondu, yine ucakla.

30 Temmuz 2011 Cumartesi: Bambino ilk kez uzun araba yolculugu yapti, Kirsehir'e gitti. Ilk kez buyuk anneannesini gordu.

2 Agustos 2011 Sali: Bambino ilk kez yatar pozisyondan oturur pozisyona gecti kendi kendine. Alt degistirme sirasinda bir anda dogruluverdi!

Yine bugun Bambino ilk kez komando usulu surunmeye basladi. Cok hizli ve seri gidemese de mobil hale geldi sayilir. Ancak hala yurumeyi daha cok seviyor :)

Ve yine ayni gun Bambino babasinin 'Elindekini kutuya koyar misin lutfen?' komutunu uygulayarak elindekini kutuya koydu.

Ve ve ve yine bugun ic ice gecen halkalari yerine koymaya basladi. Oyuncaklari birbirinin icinden gecirmeye de.

Bambinoyu gorenler artik onun bebeklik yuzunun yerine cocukluk yuz ifadesinin yerlestigini soyluyorlar. Bizimki bayagi bir asama atladi demektir bu! (Ben 24 saat birlikte oldugumdan cok anlayamiyorum) Kilosu artti, boyu uzadi. Giydigi badilerin citcitlari cektirmeye basladi.

Soylenenleri cok cok daha iyi anliyor, hatta uyguluyor. Elindekileri birseylerin icine koymaya basladi. Bos kutu veriyoruz eline, icine birseyler koyup kapagini kapatiyor. 'Ac-kapa' oyununu cok seviyor. Gunde kac kere kapilari acip kapatiyor. Bir de iki eline birer oyuncak alip odanin icinde zafer turlari atmaya bayiliyor. O onde ben arkada tabi ki :)

Babasina bayagi dusmeye basladi bizimki. Babanin tum esyalari pk kiymetli, illa onlarla oynayacak. Gozluk, anahtarlik, isyeri giris karti, artik ne gecerse eline. Yeter ki babaya ait olsun.

Elindeki yere dusunce arkasindan bakip 'Ge' diyor :) Gelmeyince de bakip kaliyor :P

Hala insanlari dikkatle inceliyor, ortamdaki herkese teker teker bakip inceliyor, biraz zaman gecince tekrar bakiyor herkes yerinde mi diye.

Bir yere ulasmak icin en direkt yolu kullaniyor. Onundeki engellerin cevresinden dolasmayip uzerinden gecmeyi tercih ediyor. Bu suyun ustunden gecmek de olabiliyor, insanlarin tepesine cikip gecmek de :)

Birinin kucagindayken odaya baska biri geldiginde gelen kisinin ne yaptigini izlemek icin yana dogru egiliyor iyice, oyle komik oluyor ki bu pozu :)) Merakli Melahat :P

Tutunarak kalkma denemeleri yapiyor bu ara. Guvenemedigi yerden tutuyorsa kalkmiyor, garantiye aliyor kendini. En cok bana tutunup kalkiyor. Kalkinca ellerini hemen birakiveriyor, illa serbest olacak onlar :) Oyle olunca da ben tutmazsam oturuveriyor geri. Kollarindan tutunup yurutuyorum hala. Oyle hiz kazandi ki bu konuda! 'Arkasina motor takilmis gibi' gidiyor :))

Alerjik gidalari aradan zaman gecince yeniden deniyorum, bazi gelismeler var cok sukur bu konuda. 2 ay once mercimege hassasiyet gostermisti, o devam ediyor. Ancak bulgur ve nohut hassasiyeti gecti gibi. Ezilmis nohut veriyorum ara sira. Bizimki karisik yemekleri, bulamaclari pek istemiyor. Tek tek tatmayi daha cok seviyor. Temel yiyecekleri haslanmis sebze, meyveler ve et. Evde oldukca tavuk ve balik veriyorum, her gun kirmizi et teklif ediyorum. Demir ve D vitaminini almayi reddettigi icin (yurtdisinda bunlar hic verilmiyor, o nedenle Bambino icmiyor diye pek dert etmiyorum) kirmizi et ve kayisiyi her gun vermeye calisiyorum. Gecen gun semizotu, bulgur, patates, havuc ve eti haslayip rondodan gecirdim, cok sevmedi ama yine de yedi. Patatesi bir turlu begendiremedim kendisine, cok da dert etmiyorum gerci, ne de olsa nisastasi bol sadece. Kabak, kayisi, ananasi, kiraz, karpuz, erik, semizotu sapi, kirmizi et, balik sevdigi yiyecekler.

Catalla yiyor yemeklerini bizimki. Catala batirip yemeklerini veriyorum eline, agzini bulup yiyor :) Cok da hosuna gidiyor. Henuz kasigi vermedim eline ama, ona biraz zaman var gibi?

Emmeye tam gaz devam ediyor. Gunduz sadece uyurken emiyor, gece ise neredeyse non-stop emiyor :) Gece uykularinda iyilesme henuz yok, hala 2 saatte bir kalkiyor, bazen daha da sIk. Sicaktan oldugunu dusunuyorum bu aralar. Hos, ondan once de boyleydi bizimki.

'Gagaga', 'gammm', 'ge' sozuklerini cok soyluyor bu ara. Mutlu oldugunda ve uykusu geldiginde kafasinin saga sola salliyor. Mutlu olunca cok guzel bir melodiyle sarkilar soyluyor, mest oluyoruz biz de! Oyle guzel ki onu dinlemek.

Ustteki iki disi cikti, simdi onun yanindaki ust disler cikiyor ve bu sefer daha bir zorluyor Bambinoyu sanki. Haftasonu huzursuzdu bu nedenle. Bir de dislerinin oldugunu fark etti bizimki, diliyle ara sira yokluyor onlari :) Kumaslara ve omzuma dis gecirip olanca gucuyle isiriyor. Bir de simdiye kadar hic memeyi isirmamisti, ona basladi kerata. 'Isirmak yok, tamam mi?', 'Canim aciyor' diyip cekiyorum memeyi. Cok nadir yapiyor artik ama yine de tirsiyorum yahu!

Not: Yolculuklarla ilgili bir yazi yazmayi dusunuyorum yakin zamanda.
DEVAMINI OKU

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com