Dün bakıcımız yoktu.
Bambinoya öğleye kadar ben, öğleden sonra kojo baktı.
Haftasonunun ardından dün de yarım gün işe gitmeyince Bambino ile birbirimize epey alıştık.
İkiz gibi yaşar olduk.
Haliyle bu sabah ayrılması ikimiz için de zor oldu.
"Anne işe gitmeeeee" diye diye dolandı minnoş evde.
Zaten erken kalktı ben kalktım diye.
Saatlerin ileri alınmasından sonra yeni düzene tam alışamadı Bambino.
Gece aynı saatte yatıyor ama sabah daha geç kalkmak istiyor.
Dün ben işe gitmeyince hep birlikte 8'e kadar uyuduk.
Ama işe gittiğim sabahlar ben kaçta kalkarsam o da o saatte kalktığı için uykusunu alamamış oluyor Bambino.
Bu da ruh haline yansıyor tabi.
Daha bir bana bağlı oluyor.
Daha bir mızmız.
Bazen babasını görmeye tahammülü olmuyor.
Bu sabah da öyle oldu.
Kucağımdan inmedi uzun süre.
Başını omzuma koydu, mayıştı biraz.
Kucağımda biraz sallandım, gezindim, dolaştım evde.
Oturmamı istemedi.
Durup durup "Anne işe gitmeee" dedi.
Yalan söylemedim.
"Gitmesem ne iyi olurdu" dedim.
"Ama gitmem lazım, beni çağırıyorlar"
Ara ara aynı diyalogu tekrar yaşadık.
Sakindim, çok sakin.
"Ben de gitmek istemiyorum oğlum. Keşke başka türlü olabilse" diye geçiriyorum içimden. Yüksek sesle bağırıyorum içimde, fırtınalar kopup duruyor.
Bir ara babasıyla oyuna daldı bizimki.
Ben de bunu fırsat bilip gidip giyindim.
Bambino daldığı oyundan ayılınca benim odada olmadığımı fark etti ve beni oda oda arayarak yatak odasına kadar geldi.
Üzerimi giyinmiş olduğumu görünce ağlamaya başladı.
"Annee, pijamalarını giy giysilerinin üzerine"
Daha önce de benzer sahneler yaşanmıştı. Genelde "Anne, onları çıkar pijamalarını giy" derdi.
Bu defa pijamalarımı üzerine giymemi istemesini biraz daha kabullenmiş olduğuna işaret olarak algıladım.
Giydim pijamalarımı giysilerimin üzerine.
Bambino kucağıma gelmek istedi.
Onu kucağıma aldım.
Salona gittik.
"Bir kitap oku, bir de oyun oynayalım" dedi.
Her sabah işe gitmeden önce yaptığımız şey.
"Tamam" dedim.
Bir kitap aldım, okumaya başladık.
Renkleri anlatan sözcükler kitabı.
Mor renkte inciri gördü.
"Anne bizim incirimiz var mı?" dedi.
"Var oğlum" dedim. "İster misin?"
"İsterim" dedi.
"Şimdi mi istersin, kitap bittikten sonra mı?"
"Şimdi isterim" dedi.
Gittik mutfağa, kuru incirlerden bir tane verdim Bambinoya.
Geri salona döndük.
Kaldığımız yerden kitap okumaya devam ettik.
Kitap bitince Bambino "Anne, pijamalarını çıkart. Şimdi gidebilirsin. Güle güleeeeee" diyerek memnun bir ifade ile uğurladı beni.
Yavrummm, bir şekilde kabullendi işte.
Çıkarttım pijamalarımı.
Yine de dayanamadım, oyun oynamadan gönderiyordu beni evden. Geç kalmıştım çünkü.
"Ben şimdi martı oldum, kapıya kadar uçarak gideceğim" dedim.
Bir nevi oyunla çıktım evden.
Kapıdan çıkarken "Uçarak çıkıyorum" dedim yine.
"Anne, uçağa mı gidiyorsun?" dedi. Martı oyunu bitmişti onun için demek ki.
"Yok oğlum, dolmuşa gidiyorum" dedim. "Dolmuş beni işe götürecek"
"Anne, dolmuşla işe gideceksin" dedi.
"Evet" dedim, "Hoşçakal oğlum, seni seviyorum"
Kapı kapandı.
Ben çıktım evden.
Yüreğim orada kaldı.
Bambinoya öğleye kadar ben, öğleden sonra kojo baktı.
Haftasonunun ardından dün de yarım gün işe gitmeyince Bambino ile birbirimize epey alıştık.
İkiz gibi yaşar olduk.
Haliyle bu sabah ayrılması ikimiz için de zor oldu.
"Anne işe gitmeeeee" diye diye dolandı minnoş evde.
Zaten erken kalktı ben kalktım diye.
Saatlerin ileri alınmasından sonra yeni düzene tam alışamadı Bambino.
Gece aynı saatte yatıyor ama sabah daha geç kalkmak istiyor.
Dün ben işe gitmeyince hep birlikte 8'e kadar uyuduk.
Ama işe gittiğim sabahlar ben kaçta kalkarsam o da o saatte kalktığı için uykusunu alamamış oluyor Bambino.
Bu da ruh haline yansıyor tabi.
Daha bir bana bağlı oluyor.
Daha bir mızmız.
Bazen babasını görmeye tahammülü olmuyor.
Bu sabah da öyle oldu.
Kucağımdan inmedi uzun süre.
Başını omzuma koydu, mayıştı biraz.
Kucağımda biraz sallandım, gezindim, dolaştım evde.
Oturmamı istemedi.
Durup durup "Anne işe gitmeee" dedi.
Yalan söylemedim.
"Gitmesem ne iyi olurdu" dedim.
"Ama gitmem lazım, beni çağırıyorlar"
Ara ara aynı diyalogu tekrar yaşadık.
Sakindim, çok sakin.
"Ben de gitmek istemiyorum oğlum. Keşke başka türlü olabilse" diye geçiriyorum içimden. Yüksek sesle bağırıyorum içimde, fırtınalar kopup duruyor.
Bir ara babasıyla oyuna daldı bizimki.
Ben de bunu fırsat bilip gidip giyindim.
Bambino daldığı oyundan ayılınca benim odada olmadığımı fark etti ve beni oda oda arayarak yatak odasına kadar geldi.
Üzerimi giyinmiş olduğumu görünce ağlamaya başladı.
"Annee, pijamalarını giy giysilerinin üzerine"
Daha önce de benzer sahneler yaşanmıştı. Genelde "Anne, onları çıkar pijamalarını giy" derdi.
Bu defa pijamalarımı üzerine giymemi istemesini biraz daha kabullenmiş olduğuna işaret olarak algıladım.
Giydim pijamalarımı giysilerimin üzerine.
Bambino kucağıma gelmek istedi.
Onu kucağıma aldım.
Salona gittik.
"Bir kitap oku, bir de oyun oynayalım" dedi.
Her sabah işe gitmeden önce yaptığımız şey.
"Tamam" dedim.
Bir kitap aldım, okumaya başladık.
Renkleri anlatan sözcükler kitabı.
Mor renkte inciri gördü.
"Anne bizim incirimiz var mı?" dedi.
"Var oğlum" dedim. "İster misin?"
"İsterim" dedi.
"Şimdi mi istersin, kitap bittikten sonra mı?"
"Şimdi isterim" dedi.
Gittik mutfağa, kuru incirlerden bir tane verdim Bambinoya.
Geri salona döndük.
Kaldığımız yerden kitap okumaya devam ettik.
Kitap bitince Bambino "Anne, pijamalarını çıkart. Şimdi gidebilirsin. Güle güleeeeee" diyerek memnun bir ifade ile uğurladı beni.
Yavrummm, bir şekilde kabullendi işte.
Çıkarttım pijamalarımı.
Yine de dayanamadım, oyun oynamadan gönderiyordu beni evden. Geç kalmıştım çünkü.
"Ben şimdi martı oldum, kapıya kadar uçarak gideceğim" dedim.
Bir nevi oyunla çıktım evden.
Kapıdan çıkarken "Uçarak çıkıyorum" dedim yine.
"Anne, uçağa mı gidiyorsun?" dedi. Martı oyunu bitmişti onun için demek ki.
"Yok oğlum, dolmuşa gidiyorum" dedim. "Dolmuş beni işe götürecek"
"Anne, dolmuşla işe gideceksin" dedi.
"Evet" dedim, "Hoşçakal oğlum, seni seviyorum"
Kapı kapandı.
Ben çıktım evden.
Yüreğim orada kaldı.
Of ki off. İnsan hiç kıyamıyor. Ne zor..
YanıtlaSilHem de ne zor :(
Sil:( Çok yaşadığım haller ama şu anda o hallerimden farklı bir noktadayım. Evde onu bırakıp çıkmak birlikte çıkmaktan çok daha zor.
YanıtlaSilSelcen, yeni hallerin kolaylıkla doludur umarım.
SilHaklısın, onu bırakığ gitmek en zoru bir anne için :(
yüreği bırakmak gibisi yok,Allah sabır versin, ben fazla dayanamadım,izindeyim şuan,size kolaylıklar diliyorum
YanıtlaSilÇok teşekkürler. Allah tüm anne babalara kolaylık versin. Şartlarınızı ayarlayabilmişsiniz ne güzel. Çocuğunuzun keyfini çıkarın. Öpüyorum :)
SilKıyamam ben ona..Küçükken daha kolaymış herşey,büyüdükçe,akılları erdikçe daha da zorlaşıyor bazı şeyler..Allah sadece böyle kısa süreli ayrılıklar versin..
YanıtlaSil:( Amin Canım, kısa sürsün tüm ayrılıklar.
Silİşte ben bu hale cidden çok üzülüyorum:( Benim yüreğim hiç kaldırmıyor Allah biliyor da ondan çocuk vermedi bana sanırım.. Oğlum kıvamındaki yeğenim Yağız'ı bir kere anaokuluna bırakma görevi bana kaldı.. Veee zaten o da son oldu :( Arkamdan öyle bir bakışı vardı ki sanki onu tamamen terk ediyormuşum bakışı.. Offf neyse cidden ben üzülüyorum bu duruma...
YanıtlaSilKocaman sevgiler gönderiyorum dışa açılımın kutlu olsun ;)
Öyle zor ki ayrılma anları. Bir çocuk annesinden niye ayrılmak zorunda kalır? Kalmalı mı gerçekten? Çok kafa yordum, en sonunda "Kader utansın" dedim, geldim işe.
SilAferin bambinoya. Pek duygusal ama kabullenmis de gidisini
YanıtlaSilHülya, benden daha güçlü bu konuda, yeminle :)
Sil