21 Aralık 2013

Montrö (Montreux) ve Chateau de Chillon - İsviçre


Masal gibi

Rüya gibi

Şatonun girişi

Ortaçağdayız sanki
Meyriez'den yola çıkıyor ve Cenevre Gölü'ne kadar yol alıyoruz.
Uzun bir görecek yer listemiz var.
Hepsi Cenevre Gölü kıyısında.
Artık İsviçre'nin Fransız bölgesindeyiz.
Fransızca ilk tercih edilen dil konumunda.
Montrö ile başlıyoruz.
Şehir merkezinde bir tur attıktan sonra göl kenarındaki ünlü şato Chateau de Chillon'a (Şato dö Şillon diye okuyun) ulaşıyoruz.
Gördüğümüz en güzel şatolardan biri burası.
Manzarası, konumu harika.
İçi çok güzel restore edilmiş, gezmesi çok keyifli.
Dışı da bakmaya doyulmaz bir manzara.
Al kitabını, kahveni, akşama kadar keyif yap.
Bir de şansımıza katalog çekimi yapan bir ekibe denk geldik; eski tip bir yelkenlinin içinde gelin ve damat vardı. Şatonun görüntüsü ile birlikte tam bir masalın içindeymişiz gibi hissettik.
Hava da çok iyiydi, güneş tüm yüzünü gösterdi.
Yarım günümüzü seve seve geçirdik orada.
Şimdi fotolar ve sonrasında çevre ile ilgili bilgiler :)

Montrö'ye bakış

Ağaç kesmeden de yol yapılabiliyormuş

Yeşili sev, doğayı koru

Yansıma
Şatonun içinden manzara


Montreux lüks otelleriyle Fransız sahil kasabalarına benziyor. Manzarası harika. Temmuz ayında çok meşhur bir caz festivaline 2 hafta ev sahipliği yapan kasabada bu tarihlerde yer bulmak imkansız oluyormuş.
Freddie Mercury'nin Cenevre Gölü kıyısında yer alan heykeli de bu civarda.
Montrö anlaşmasının imzalandığı “Fairmont Hotel” de görülecekler arasında.
İçeride bir oda


Bambino bölge haritasına bayıldı, her yeri gezdikten sonra tekrar geldi :)



Kapıları çok sevdiğimi söylemiş miydim?

Boy boy, desen desen sandıklar var şatoda. Çok güzeller.

Böyle banyo yaparlarmış

Yine bir kapı..

Seç beğen al :)

O zamanların lavabosu, yatak odasının bir köşesinde

Ahşap oyması ayrı güzel, ışığı ayrı güzel, çok sevdim bu köşeyi

Kapı kapı kapı..

Renklerin güzelliğine bakın.



Şatonun iç avlusu
Château de Chillon: Montrö’nün sembolü. Turistlerin uğrak yeri olan şatoya 9'da gidebilirseniz ilk ziyaretçilerinden olup kalabalığa kalmazsınız. Karşılaştığımız öyle şiirsel bir güzellik ki nefeslerin kesilmemesi mümkün değil. Güney Fransa sahillerini andıran Montreux sağımızda, pastoral bir görünüşe sahip yemyeşil kırlar solumuzda, Fransa’nın meşhur Evian sularının çıktığı dağ bütün ihtişamı ile önümüzdeki şatonun fonunda, hafif bir sis perdesinin yarattığı romantizm etkisi ile adeta impresyonist bir manzara tablosunda, nereye bakacağımızı şaşırıyoruz.
Bayıldım bu kapı kilitine

Kendisini göremedik ama yaptığı evi hayranlıkla seyrettik. Muhteşem.

Masal yelkenlisi

Dağlara giden patika. Çıktık tabi :)

Huzur köşesi..
Chateau de Chillon, İsviçre şatolarının en ünlülerinden, Chillon kayası üzerine kurulmuş bir ortaçağ şatosu. Şato gölün yanındaki büyük bir kaya parçasına inşa edilerek denizden ve dağdan gelecek bütün tehlikelerin gözlenmesine imkan sağlamış. Şato Montreux'dan yaklaşık 3 km ileride bulunuyor. Şatonun inşa edildiği tarih kesin olmamakla birlikte 1160 veya 1005 olarak tahmin ediliyor.12 .yüzyılda savoy hanedanın evi olarak kullanılmış. Sion Piskoposluğu’na ait olan şato, Savoy dükleri zamanında genişletilmiş. Byron‘ın 1816 da yazdığı ”The prisoner of Chillon” (Şilon mahkumu)adlı şiirin kahramanı, İsviçreli tarihçi ve vatansever François Bonivard, 1500′lü yıllarda bu şatonun mahzeninde mahkum olarak kalmış. Kaldığı yerdeki izlerini görmek mümkün. Romalılar ilk önce dağların ve gölün arasında dar bir yol açarak, St Bernard geçidi yapılana kadar İtalya bağlantısını bu yol ile sağlamışlar. Yıllarca stratejik bir öneme sahip olan şato şimdi müze olarak kullanılıyor. 

Çekmeye, bakmaya doyulmayan görüntü


Karşısı Fransa

Ağacın güzelliği..



St.Bernard Köpek Müzesi (Musée et Chiens du St.Bernard) – Martigny (Montrö’ye yarım saat) : Bernard ve Caroline de Watteville tarafından 2006 yılında kurulmuş olan müze, İsviçre’nin Valais kantonunda,  Martigny kasabasında bulunmaktadır. İtalya ile İsviçre arasındaki Alp Dağlarının St.Bernard geçidinde,  1049 yılından beri varolan manastırın tarihi ekseninde, bu manastırı ziyarete gelen dağlarda kaybolmuş hacıları kurtarmaları ile tanınmış, İsviçre’nin karakteristik yapıdaki köpeklerini anlatan bir müzedir. İtalya ve İsviçre arasındaki zorlu Alp geçidinde yolculara sığınak sağlamak amacıyla kurulan manastırda, St Bernard de Menthon tarafından, kurtarma köpeği olarak kullanımları 17. yy. da başlamıştır. Müzede yapılan sergiler, St.Bernard mirasının vurgulanarak, İsviçre’nin evrensel bir simgesi olmuş St. Bernard köpeğinin teşvikine adanmıştır. Müzede ayrıca, St.Bernard köpekleri canlı olarak bulunmakta ve ziyaretçiler köpeklerle zaman geçirebilmektedir. www.museesaintbernard.ch

2 yorum:

  1. Tüm söyleneceklerin özeti sanırım masal gibi demek.Harika bir yer çok güzel fotoğraflar.

    YanıtlaSil

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com