19 Ağustos 2013

Seyahat Dönemi

Bu sene Ağustos ayı seyahat ayı oluyor bizim için.

Ramazan'ın bitmesiyle beraber sanki biriktirmişiz gibi seyahatler üst üste gelmeye başladı.

Uzun uzun fotolarla birlikte güzel yazılar yazmak istedim ama zaman öyle az ve değerli ki şu günlerde, yazılar için ayıracak zaman bulamadım. Üstüne üstlük bayram tatili dönüşü fena halde midemi üşütünce rapor alıp dinlenmem gerekti. Hala gücümü tam olarak toparlayabilmiş değilim.

Bayram tatili için Bursa taraflarına gittik. Öncesinde her tatil öncesi olduğu gibi hastalandı Bambino. Psikolojik olduğunu düşünüyorum artık. Sanki kendince tepki veriyor yer değişikliğine..

Bursa'da Aloft Otel'de kaldık. Sheraton ile aynı kompleksi paylaşan Aloft Otel'in özelliği self servis olması :) Eşyalarınızı odanıza kendiniz çıkartıyorsunuz, resepsiyonda iki görevli var ama öyle her köşe başından birileri fırlamıyor. Biz çok beğendik. Üstelik oda temizliği istemediğiniz her gün başına hesabınıza para yüklüyorlar. Çok güzel bir uygulama bence. Yüklenen paraları kahvaltı ya da akşam yemeği için kullanabileceğiniz gibi biriktirebilir, Dünya'daki diğer Aloft Otellerde kullanabilir ya da Unicef'e bağışlayabilirsiniz. Aloft Otel Türkiye'de sadece Bursa'da var ama Dünya genelinde 117 adet oteli mevcut.

Bir gün Yalova'ya geçtik. kojonun çocukluğu orada geçtiği için en çok o sevindi buna :) Çınarcık'ta Bambino ilk defa tam anlamıyla denize girdi (Yuh bize, neredeyse 3 yaşına girdi denize ancak kavuştu :P ) Denizden sonra Yalova Merkez'de vakit geçirdik ve akşamında Mudanya'da ünlü Erol Balık'ta yemek yedik.

Ertesi gün kojonun arkadaşlarını ziyaret için Balıkesir Merkez'e gittik. Yaklaşık 2,5 saatlik yolculuk sonrası feci sıcak Balıkesir'e ulaştık ve gidene kadar evin içinde klimalı odada oturduk :)
Akşam Bursa'ya dönerken yolda Karacabey At Çiftliği'ni ziyaret ettik.

Sonraki gün Mudanya taraflarına gittik. Denize girmek için harika koylar keşfettik. Öğleden sonra Tirilye'de vakit geçirdik. Menüde yine balık vardı tabi ki :) Akşam ben otelde dönüş hazırlıklarına başlarken kojoyla Bambino Bursa'da tramvay ile gezip meşhur İskenderci'de yemek yediler.

Pazar günü son gündü ve dönüş trafiğine fazla takılmamak için erkenden yola çıktık. Bambino araba yolculuklarını sevmiyor, bunu bir kez daha gördük, yaşayarak. 2-3 saat sonra mızıldanmaya başlıyor. Mecburen mola veriyoruz. Ancak mola verdikten sonra Bambinoyu arabaya bindirmek bile yarım saatimizi alıyor. Kendisini ikna edene kadar enerjimiz bitiveriyor walla! "Yürüyerek gideceğim ben", "Anne arabaya binmeyelim", "Gitmeyelim, burada kalalım" diyip duruyor. O nedenle mola versek bir türlü, vermesek bir türlü! O kadar gözümüz korktu ki, bu haftaki İzmir seyahati için uçak bileti aldık son dakika :))

Neyse, Pazar günü öğleden sonra sağ salim Ankara'mıza vardık, çok şükür.

Ertesi gün İngiltere'den gelen dostlarla kavuştuk. Harika vakit geçirdik, biz de çocuklar da çok özlemiş birbirlerini. Daha sık görüşmeli, daha çok kavuşmalı dedik...

Sonraki günler benim hastalandığım günler oldu. Klima çarpması + mide üşütmesi derken bütün gece tuvaletten çıkamadım. Allah kimselere vermesin, ne zormuş. Haftasonuna kadar elim kolum tutmadı desem yeridir. Bu esnada yiyebildiğim yegane şeyler patates, yoğurt ve kola oldu.

Cuma günü kendimi daha iyi hissettiğim için bayramda gidemediğimiz anneannemlere ve diğer akrabalara gitmeye karar verdik. Cumartesi sabahı yola çıktık. Bambino gidiş ve dönüş yolunda "Gitmeyelim burada kalalım" diyerek tepkisini yine belli etti. Çok güzel vakit geçirdik. Tanıdık yüzler, güzel sohbetler, bahçelerde gezmece, ağaçlardan meyve toplamaca ve bir sürü güzel anı ile doldurduk günlerimizi. Pazar akşamı Ankara'ya geri döndük.

Şimdi önümüzde 10 günlük bir İzmir gezisi var. Eşya hazırlama kısmına bugün başlıyorum inşallah. İşin ilginci biz Bambino ile uçakla gidip geleceğiz ama kojo bizden bir gün sonra araba ile gidip gelecek. Yanıma fazla eşya alamayacağımı bildiğim için ne alacağıma çok iyi karar vermem gerekiyor. Bir sırt çantası bir de çapraz kol çantası ancak taşıyabileceğim. Eşyalar arkadan gelecek :) Nasıl olacak bakalım..

Bambino her seyahat sonrası değişiyor, gelişiyor. Bursa gezisinden sonra kendine olan güveni tavan yaptı. Her işe yardım etmek istiyor, her işe dahil olmak istiyor. Boyundan büyük işlere kendini ispat etmek için atılıyor. Konuşmalara dahil oluyor, hiç ummadığımız yerde bizi şaşırtan şeyler söylüyor, önerilerde bulunuyor. Bazen komik bazen sinir bozucu durumlar yaşıyoruz. Keşke Bambinonun söylediklerini birebir not alabilsem de buraya da yazsam...

Biraz üst üste geldi bu seyahatler, hastalıklar. İş yerinde de durum pek içi açıcı değil. İşler beni bekler :) Neyse, sağlık olsun da, gerisi bir şekilde hallolur. Hayat böyle işte. Herşeyin sırası var sanıyoruz ama aslında herşeyi aynı anda yaşıyoruz. 

Eylül'de görüşmek üzere :)
Ciao!

5 yorum:

  1. öncelikle geçmiş olsun.. Benim de aynı şey ramazandan hemen önce gittiğimiz Bursa gezisinde geldi başıma. Trilye'de akşam tuvaletten çıkamadım ve sabah elim kolum tutmuyordu mecburen erken döndük. En önemlisi sağlık...Sağlıklı gezmeler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Selcen'cim! Sana da çok geçmiş olsun. Tatilde daha bir zor oluyor, insan kendi evini ,yatağını arıyor :(

      Sil
  2. çok geçmiş olsun, bağırsak enfeksiyonu salgını var sanırım her yaz olduğu gibi belki de öyle bir şey olmuştur.
    Aloft oteli bilmiyordum, gerçi Bursa'ya gidersek otelde kalmayız ama yine de konsept hoşuma gitti alternatif yerleri bilmek lazım.
    Bambino'nun arabayı sevmemesi fenaymış, bir yere giderken düşünmek zorunda kalıyor insan haliyle. Hüma'nın arabayla pek sorunu yok genelde hatta Datça'ya gittik ve dönüş yolu molalarla birlikte 12 saat sürdü yine de fazla arıza çıkarmadı denilebilir. Ama yürüyerek gidelim diye tutturduğu oluyor bazen onunda çocuklar kapalı ortamlardan sıkılıyor bence :S

    Bu arada fotoğraflar da olsaydı keşke :)


    http://mineoskay.blogspot.com/2013/08/datcada-tatil-1.html

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler.
      Fotoları yükleyecek zamanım olmadı malesef.
      Ama sizin fotolar süpermiş, harika bir tatil olmuş :)
      12 saati arabada gidebilmek benim için mucize :) İzmir'e bile gidemeyeceğimizi anladık da uçak bileti aldık son dakika.
      Umarım büyüdükçe bu huyu değişir..
      Sevgiler :)

      Sil
  3. çok geçmiş olsun, bağırsak enfeksiyonu salgını var sanırım her yaz olduğu gibi belki de öyle bir şey olmuştur.
    Aloft oteli bilmiyordum, gerçi Bursa'ya gidersek otelde kalmayız ama yine de konsept hoşuma gitti alternatif yerleri bilmek lazım.
    Bambino'nun arabayı sevmemesi fenaymış, bir yere giderken düşünmek zorunda kalıyor insan haliyle. Hüma'nın arabayla pek sorunu yok genelde hatta Datça'ya gittik ve dönüş yolu molalarla birlikte 12 saat sürdü yine de fazla arıza çıkarmadı denilebilir. Ama yürüyerek gidelim diye tutturduğu oluyor bazen onunda çocuklar kapalı ortamlardan sıkılıyor bence :S

    Bu arada fotoğraflar da olsaydı keşke :)


    http://mineoskay.blogspot.com/2013/08/datcada-tatil-1.html

    YanıtlaSil

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com