Cocuklugumun ikonlarindan biri Michael Jackson. Benim kusagimin buyuk cogunlugu icin de boyledir sanirim. Ortaokul hazirlik sinifinda, Ingilizce ogrenmeye yeni baslamis 10 yasindaki cocukken, yilbasi hediye ceklisinde Togan arkadasimin aldigi Dangerous kaseti ile yakinen tanistim Michael'la. Daha oncesine gidecek olursam, ilkokul 4. ya da 5. sinifta buyuk kardesinin etkisiyle yabanci muzik dinleyip dans etmeye baslayan Sebnem arkadasimin dans ve vokal arkadasiydim. Tenefuslerde okulun arkasina gidip birlikte dans figurleri yapardik. Birkac tane yabanci sarkinin nasil soylendigini gosteren kagitlarim oldugunu hatirliyorum bir de, sanirim oradan bakip ezberlerdim. Madonna'nin sarkilari vardi bunlarin arasinda, Michael'in var miydi tam hatirlamiyorum. Zaten kimin oldugu onemli degildi benim icin, maksat eglenmek olsun, bir iki dans figuru yapip birlikte sarki soylemek amac.
Ortaokul hazirlikta tanistigim Michael, ilk yabanci kasetim oldu. Sonra baska gruplarla tanistim, Take That, East 17 gibi. Mektup arkadaslarimin etkisiyle oldu onlar da. Ingiltere'den, Amerika'dan ve Malezya'dan birer mektup arkadasim vardi. O zamanlar hem ingilizce gelistirmek hem de diger kulturlari tanimak icin mektup arkadasligi zincirleri vardi, nasil da populerdi. Benim de 3 tane vardi iste. Bu yabanci gruplari da sanirim Ingiltere'deki arkadasimdan ogrendim. Sagolsun bana ying-yang bir kolye gondermisti bir keresinde, hala takiyorum. Aslinda buradayken keske onu tekrar bulabilsem. Amerika'daki asmis bir tipti, bana gun icinde yaptigi binbir aktiviteyi anlatirdi, hayat tarzi kesinlikle beni asmisti onu hatirliyorum. Malezya'daki cok sevimliydi, benden biraz kucuktu, Ingilizce'yi o da yeni ogreniyordu ve bazen onu anlayamiyordum. Kim bilir o da benim icin ayni seyleri dusunmustur belki!
Neyse, nerden nereye geldim. Ne diyordum? Evet, Michael. Ortaokulda baslayan tanisikligimiz yillar icinde devam etti, diger kasetlerini de aldim, bol bol dinledim. "Eni badi vokke" diye soyledigim sarkinin "Annie are you OK?" oldugunu anlamam bende sok etkisi yaratmisti :) Bazi sarkliarini cok sevdim, bazilarini hizlica gectim ama bana her zaman erisilmez, siradisi, sanki ucuncu tur gibi gelirdi Michael. Hala da oyle oldugunu dusunurum. O yuzden olumune cok sarsildim, cok uzuldum. Sanki hic olmeyekmis gibi gelirdi bana, yani tam ifade edemiyorum ama sanki ne bileyim daha 100 yil daha yasar gibi gelirdi. Onun olecegi hic aklima gelmezdi. Oldugu gun Total'daki stajimin sanirim ilk gunuydu. 13. kattaki ofisin girisindeki duz ekran TV'den izledim ilk haberleri. Cok tuhaf bir duyguydu. Sanki cocuklugumun bir parcasi daha olmustu. Isin ilginc tarafi olmeden once yapacagi dunya turuna Ingiltere'den, Londra'daki U2 Arena'dan baslayacakti. Ve Londra'da aylardir bu konusuluyordu. Bilet almak kolay degil tabi, bir suru de para. Kojoya "Biz de mi gitsek Michael'a" dedigimi ve ciddi ciddi gitmeyi dusundugumu hatirliyorum. Ama olmadi, ne bana ne baskasina kismet oldu Michael'i tekrar sahnede gormek. Butun bunlari Londra'da yasamak cok daha ilginc bir deneyim oldu benim icin. Cunku buradaki "Michael Jackson donuyor" havasi daha coskulu, daha icten ve daha kendisine yakisir sekildeydi bence. Cenaze torenini, hele kucuk kizinin konusmasi hala gozlerimin onunde. "Dunyanin en iyi babasi benim babamdi" dedi kizi, nasil da tatli bir sey!
Huzur icinde yat Michael, mekanin cennet olsun.
Kendisinin çok büyük hayranıyım.Oip'in yolladığı kendi hayatını anlatan kitapla yatar kalkar oldum 3 aydır.Bitirmiş olsam da çantamdan çıkarmıyorum.Onu cok seviyorum.
YanıtlaSil