Aslında Valbonne'a uzun zaman ayırmayı düşünmemiştim, "Şöyle bir uğrar geçeriz" demiştim ama hem yemek yemeye hem de dinlenmeye ihtiyacımız olduğundan burada geçirdiğimiz süreyi uzattık.
İyi ki de öyle yaptık.
Valbonne hakkında çok fazla bilgi bulunmuyor turistik kaynaklarda.
Aslında güzel tarafı da bu, oldukça yerel bir köy burası.
16. yüzyıldaki hali neyse neredeyse hiç değişmeden korunabilmiş.
Şimdi düşünün bakalım, bizim memlekette 16. yüzyıldaki haliyle aynen korunabilmiş bir yer var mı?
Neyse, bu tür kıyaslamalar mutluluk getirmiyor her zamanki gibi.
En iyisi karnımızı doyurabileceğimiz bir yerler bakınırken bu güzel köyün keyfini çıkartmak.
Üstelik de yağmur sanki hiç yağmamış gibi durmuş ve güneş güzel yüzünü göstermişken :)
Köyün sokakları kemerlerle dolu.
Köy meydanında ise kemerli geçitler var.
Birçok butik ve lüks restoran bulunuyor burada, köy dediğime bakmayın :)
Lüks villalar ve bakımlı bahçeleri de unutmamalı.
Yemek yediğimiz yer |
İngilizce menüsü olan güzel bir restorant buluyoruz.
Eski bir hana benziyor ama öyle güzel dekore etmişler ki.
Ferah, aydınlık.
Ve içeride hiç ummadığımız kadar çok İngilizce konuşan müşteri var.
Demek ki iş yemekleri için tercih edilen bir mekan burası.
Adını almamışım ama köy meydanında.
Yolunuz düşerse uğrayın derim.
Karnımız doydu, üstümüz biraz kurudu.
Artık yola ve keşfetmeye devam edebiliriz :)
ne güzel bir yermiş yaa
YanıtlaSilEvet, bence de ;)
Sil