Efendim, biliyorum ki Fas gezisini merakla bekliyorsunuz ama sanirim bir muddet daha elim o fotolara degemeyecek. Ben de arada yasananlari unutmamak icin diger seyleri yazmaya karar verdim.
Gecen sene Paskalya tatili icin (Cuma+haftasonu+Pazartesi) kojo ile birlikte Hollanda ve Bruksel gezisi planlamistik. Rotamiz Roterdam - Amsterdam - Gent - Brugges - Bruksel seklindeydi. Tum biletleri almis, kalacak yerlerimizi ayarlamis ve gitmeye hazir bir sekilde Paskalya'yi beklemistik :) Ancak son hafta kojonun haftasonu da calismasi gerekliligi ortaya cikmisti ve ben de tek basima gitmek istemedigim icin tum gezi iptal olmustu. Hicbir yerden de paramizi alamamistik, ucak biletlerinden gelen cuzi bir miktari saymazsak... Neyse, kismet degilmis demis ve kojo ise ben kutuphaneye yola dusmustuk Paskalya'da. Iste o zaman Paskalya zamani ulkede aslinda her seyin iptal oldugunu anlamistim. Zira, ne kutuphane, ne okul, ne semt kutuphanesi, ne aktivite merkezi, ne de civardaki restoran ve kafeler acikti! Ulasim minimuma inmis, bazi hatlara yolculuk iptal edilmisti. Ben de kos kos evde gecirmistim Paskalya tatilini.
Iste o zaman kendi kendime gelecek sene Paskalya'da burada olmayalim diye kendi kendime soz vermistim. Buyuk sozlermis meger!
Fas'tan geldikten sonraki haftasonu Paskalya tatili idi. Mart ayindaki gezi programim limitini coktan doldurmustu ama gecen seneyi hatirladikca Londra'da kalmak istemedigimi de hatirliyordum. 13 haftalik hamileligim ikinci uc ayina girmek uzereydi ve cok sukur bende yorgunluk disinda sikayet yoktu. O yorgunlugu da guya iki gezi arasindaki 6 gunde atarim diye dusunuyordum (ne kadar iyimsermisim!). Gecen sene Kasim ayinda Bruksel gezimizi gerceklestirdigimiz icin bu sene Hollanda ve Danimarka yapalim diye konustuk kojoyla. Her zamanki gibi A'dan Z'ye tum gezi programini yaptim ve tum rezervasyonlari tamamladim. Yilin bu zamani Hollanda'nin unlu lale bahcelerinin oldugu Keukenhof 'u gezmek icin en guzel zamanlar cunku Keukenhof Bahceleri Mart ayindan Mayis ayinin ortalarina kadar acik! Kukenhof disinda meshur Van Gogh Muzesi, Anne Frank'in evi gibi yerleri de cok gormek istiyordum ve hepsinin biletlerini onceden aldim bu sefer. Tabi Hollanda'ya gidip unlu yel degirmenlerini ve peynir fabrikalarini gormemek olmazdi, onlari da ayarladim. Kanal turunu zaten saymiyorum bile :) Danimarka icin de gunubirlik sato turlarina katilmak ve tabi ki kanal turu alarak unlu Denizkizi heykelini gormek de gezi planlari icindeydi. Kalinacak yerler tamam, gidis donus biletleri tamam, sira beklenmesi muhtemel yerlere giris biletleri tamam. Hersey hazir!
Fas'tan geldikten sonraki gun ultrason randevum vardi. Gittik, hersey yolunda dediler. Sevindik tabi :) Sonraki haftabasinda ebe ile gorusmem vardi. Buradaki sisteme gore her hamileye bir ebe ataniyor ve doguma kadar acil durumlar disinda doktor yerine ebe ile gorusuluyor. Ebeler tecrubeli ve donanimli kisiler. Ebe ile gorusme sirasinda benden dort tup kan aldilar. Bunu pek beklemiyordum cunku ayni gun sabah universite hastanesinden Down Sendromu icin kan vermistim, hem kac koca tup. Ebe bana sabahki kanin farkli testler icin alindigini, bu seferkinin amamcinin farkli oldugunu soyledi. Tamam dedim, verdim kani.O gun toplamda alti tup kan alindi benden. Ertesi sabah da yolculuk var. Eve geldim, baktim pek iyi degil gibiyim, kan verdigim icin biraz halsiz dustum galiba. Hemen istirahat pozisyonumu aldim, uzun sure dinlendim. kojo sagolsun yardimci oldu bana, yemegimi falan yapti getirdi. Aksama dogru biraz daha iyi gibiydim, kalktim, yolculuk icin birseyler hazirladim. Meyve, kuru meyve, sandvic gibi atistirmalik seyler ayarladim. Sabah erken olan ucusumuz icin geceden evden cikmamiz gerektigini fark edip alarmlarimizi da kurduk. Yanimiza alacagimiz esyalari da ayarladik. Biletleri, pasaportlari gozden gecirdik. Yatmadan once ben yine aciktim, canim ton balikli makarna cekti :) Dolaptaki kutu ton baligini aldim, makarnayi hasladim, bir guzel yemek hazirladim kendime. Sonra da oturup yedim bir guzel. Ama ton baliginin tadi biraz degisik geldi. Herhalde uzun suredir yemiyorum, tadini unuttum konserve ton baliginin dedim ve ustunde durmadim.
Neyse, birkac saat uyuduk, gece kalktik. Bu arada kojo hava durumunu kontrol etmis, gidecegimiz yerlerde kar ve soguk gorunuyormus. Bizimki endiselendi hemen, ya hasta olursak, ya ben usutursem, acaba gitmesek mi diye soylenmeye basladi. Ne yalan soyliyim, ben de biraz tirstim cunku gercekten firtina ve kar gorunuyordu hava durumunda ve ben de kendimi cok cok iyi hissetmiyordum. Bu arada bir yandan da son haziliklarimizi yapiyoruz. Ben bir ara banyoya girdim ve disimi fircalarken ufak capli bir cikarma hadisesi yasadim. Dis fircasini biraz fazla geriye dogru kacirinca refleks olarak cikartma hadisesini yasarim arada sirada. Bu seferki de oyle birsey herhalde diye dusunerek pek uzerinde durmadim. Ama kojo hemen olay mahaline gelerek durumu kolacan etti :)
Kafamizda senaryolar, dusunceli bir sekilde yola koyulduk. Havaalanina gitmek icin once otobuse, sonra da trene binecegiz. Otobuse bindik. Ben kendimi pek iyi hissetmemeye basladim. Midemden bir baski geliyor arada, boyle bulanti gibi birsey. Hamilelik boyunca hic bulantim olmadigi icin biraz kuskulandim. Acaba dunku kan verme olayindan sonra toparlanamadim da ondan mi oluyor dedim. Biraz zaman gecti, yine bulanti hissediyorum. Iste o zaman cozdum olayi: Aksam yedigim ton baligindan zehirlenmistim! Bir an once inmek istedim once, ama baktim ki gecenin korunde olur olmadik yerde inersek daha da zorlasacak isimiz. Trene binecegimiz yere kadar sabrettim ama bir Allah bir ben bilirim o anlari! Kojoya da panik yapmasin diye birsey caktirmadim ama "Su arkadaki Cinlileri dovmek istiyorum, amma cok konusuyorlar, hic susmadilar bindigimizden beri!" diye soylenince kojo bende normal olmayan birseyler oldugunu anlamis bile! :)
Otobusten iner inmez kojoya anlattim durumu ve eve gitmek istedigimi soyledim acilen! Kojo hemen durumu kavradi ve beni ilk gordugumuz kafeye soktu, biraz sakinlestim, biraz su ictim ama farkindayim ki banyoda uzun bir sure gecirmem gerekli ve derhal! Allah'tan o anda bizim otobus geldi ve tekrar eve dogru yola ciktik. Insanin sagligi yerinde olmayinca gozunde hicbir sey olmuyor walla, ne gezi, ne kacan tren, ne yanan rezervasyonlar, hicbiri!
Eve gelir gelmez uzun bir banyo seansina girdim, evet balikti bu, baska birsey degil! Sonrasinda hemen istirahat, ihlamur, su takviyesi derken sabah 6'ya kadar uyanik kalmisiz. O saatten sonra ancak daldik uykuya...
Sonraki gunler toparlanmakla gecti. Yorgunluk + halsizlik halim hafta boyu devam etti. Sonraki hafta ise eteklerim tutusmus durumdaydi. Projelerin yetismesi icin sayili gunler vardi onumde ve kafayi toparlayip yazmasi hic kolay olmadi...
Artik hic hevesli degilim Amsterdam'i ya da Danimarka'yi gormeye. Acaip hevesim kacti. Iyi olsam da gitmem bu sene. Artik ne zamana kismet olursa... Allah saglik versin de, gerisi hikaye... Bu da bu hikayeden cikarilacak ders olsun :))
Not: Kucuk Denizkizi da zaten Cin'e gitmis, en az 6 ay oradaymis. Gitsek de goremeyecekmisiz...
Not2: Fotograflar Keukenhof Bahcelerine ait, buradan ve buradan. Son foto ise Kopenhag'daki unlu Kucuk Denizkizi heykeli.
Merhaba, ben geçen seneyi eşimle birlikte Brüksel'de geçirdim ve geçen yıl mayıs ayında Keukehof'u gezme şansına eriştim. Eğer koyduğunuz resimleri beğeniyorsanız gittiğinizde mekana aşık olacaksınız diyebilirim. Benim için cennet diye bir yer varsa orasıdır. benim Keukenhof yazıma da aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz... svg :)
YanıtlaSilhttp://balikhafizabelcikada.blogspot.com/2009/07/dogum-gunu-kutlamalar-kapsamnda.html
Ipex, cok tesekkurler. Yazinizi okudum, gercekten etkileyici yerler. Zaten geziyi bu doneme getirmek istemememin nedeni Keukenhof Bahcelerini gorebilmekti, ancak 2 senedir kismet olmadi bir turlu iste. Artik bir sure o civarlara gezi plani yapacagimi sanmiyorum, biraz zaman gecince belki..
YanıtlaSilSevgiler :)
ayy mutlaka görün, nolur :) seneye barışmış olursunuz belki o taraflarla, ama Keukenhof zamanına denk getirmeye çalışın derim...
YanıtlaSilbir de diğer yazılarınızı da okudum, ne güzel gezmişsiniz, biz çıkamadık o kadar kuzeylere, bayıldım yazılarınıza. darısı başımıza artık :) bir de bebiş varmış yolda, ne heyecan ne heyecan! takipteyim ben bundan sonra :) svg...
Ipex, cok tesekkurler! Evet, bayagi gezdik, hatta gecen sene bu bloga baslamadan onceki geziler de var aslinda ama artik yazar miyim onlari bilmiyorum.
YanıtlaSilHollanda ve Danimarka icin belki seneye diyorum ama aileye katilacak minisle yeni hayat ne getirir bilinmez tabi ;)
Sevgiler :)
Benide al yanına giderken,ben çocuğa bakarım söz..:)))
YanıtlaSilYeni yerler görmek çok güzel,imkan varken yapmak lazım,hayat o kadar hızlı akıyor ki anlamıyorsun bile.
(tikkat tikkat yaşlılık konuşmaları bunlar) :)))
sevgiler..
Pelincim, almam mi, seve seve :) Kiz kiza gezmenin tadi bir baska oluyor zaten, harika olur!
YanıtlaSilDediginde cok haklisin, ben de son demlerimi yasiyorum gezme tozma konusunda.. birkac ay sonra ancak arsivdeki yazilara bakip ic geciririm buyuk ihtimalle! :P (depresif anne adayi konusmalari bunlar da) :P
nasip degilse eger o niyetlendigimiz sey, illaki bir sebep oluyor ve yapilamiyor degil mi? dedigin gibi sagliktan onemlisi yok...Iyi bak kendine, bu gunlerinde bol bol dinlen...ileride cocugunuzla birlikte de gidersiniz insaallah:)
YanıtlaSilAysecim, evet cok haklisin. Kismetten ote yol yok. Iyi dileklerin icin cok tesekkurler, bebisle birlikte sizi ornek alacagiz insallah kendimize :)
YanıtlaSilçok geçmiş olsun..bol bol dinlenip bu arada gezebildiğiniz kadar da gezin diyeceğim ben çünkü sonrasında bayağı bir değişiyor hayatınız:) sevgiler..
YanıtlaSilZeren, cok tesekkurler. Dediginiz gibi yapmaya calisiyorum. Sonrasini ongoremiyorum simdiden ama epey bir degisiklik olacak gibi :)
YanıtlaSilSevgiler..