Yolculuk kısmını geçtik.
Geldik mi Londra'ya, geldik. Tamaaam.
Londra'yı öyle benimsemişiz, evimiz gibi görmüşüz ki, blogda Londra'da nasıl gezilir, ne yapılır ne edilir ile ilgili fazla birşey yok.
İnsan kendi evini anlatamaz ya hani, onun gibi birşey işte :)
Gelip görmeniz lazım :)
Çocuklu ailelere özellikle Londra'yı tavsiye ediyorum.
Ulaşım derdi yok.
Her yere, ama her yere toplu taşıma ile dakik bir şekilde gidebiliyorsunuz.
Metrolar, tramvaylar, trenler, otobüsler devamlı çalışıyor.
Bir yere gitmek için birden fazla alternatif bulabiliyorsunuz.
Biz londra'da yaşarken arabanın eksikliğini hiç hissetmedik.
Sonraki gidişlerimizde de öyle.
Bir de her yerden bilgi akıyor.
İnternetten, yoldaki levhalardan, istasyonlardaki daimi anonslardan her daim ne olup bittiğini öğrenip kararınızı değiştirebiliyorsunuz.
Görevliler -Avrupa'dakinin aksine- gecegeç saatlere kadar görev başındalar.
Herkes size yardım etmek için çalışıyor. Onların işleri de bu ve işlerini hakkını vererek yapıyorlar. Bunu çok seviyorum!
Pusetle her yere gidip çıkabilirsiniz, kaldırımlar alçak, ayrıca karşıdan karşıya geçerken yol ile sıfır hizaya geliyor.
Yaya geçitlerinde yaya önceliği var ve pusetliye herkes yardım ediyor.
Hangi metrolarda asansöz olduğu işaretlenmiş broşürlerde. Asansör olmayan yerlerde de mutlaka birileri size yardım ediyor.
Bilinenin aksine İngilizler oldukça sıcak ve yardımsever insanlar.
Londra'da her daim her kafadan insana göre yapacak birşeyler var.
Hele çocuklu aileler için tam bir cennet.
Hava güzelse parklar bahçeler birinci tercih tabi ki :)
Gerçi İngilizler her daim parkta vakit geçirmeyi seviyorlar.
Biz oradayken hava soğuk olmasına rağmen kalın giyinmiş çocuklar yağmur altında top oynuyorlardı.
Çocuk bahçeleri de hep doluydu.
Bir Türklerin "Aman hasta olur, sırtına yel girer, terlerse üşütür hasta olur" gibi dertleri İngilizlerde HİÇ YOK!
Öyle alışmışlar, çocuklarını da öyle alıştırıyorlar.
Ve eminim ki hasta olma oranları çok çok az :)
Biz kendimizi fena kısıtlıyoruz bu konularda.
Nasıl bir genetik kodsa bu, nesilden nesile geçerek varlığını sürdürüyor :)
Hava sıfır dereceydi ve sokakta şortla gezen, incecik montun altına babet giyip çıkan, çorapsız dolaşan bir sürü insan gördük.
Bir yerde hata var ama nerede? :PP
Neyse, ne diyordum?
Çocuklu ailelere göre öyle güzel aktiviteler var ki.
Hem de çocuklar eğlensin de büyükler kös kös bakınsın değil, ailedeki herkesin eğlenebileceği türden aktiviteler bunlar :)
Biz Bambinoyu nereye götürdüysek kojoyla ikimiz çok daha fazla eğlendik ondan :)
Bambinoyu değil, bizi çıkartmak çok zor oldu mekandan :))
Dünyada çok fazla yerdeolmayan bir durum var UK'de:
Müzeler çoğunlukla bedava.
Ve bildiğiniz statik yerler değil müzeler.
Yaşayan, her daim aktiviteler yapılan, sosyalleşilen, kültürleri birbirine kaynaştıran, eğlenceli ve interaktif mekanlar UK müzeleri.
Müzenin girişinde bağış yapabiliyorsunuz içinizden gelirse. Ama kimse sizi buna zorlamıyor.
Yine girişte o gün müzede hangi saatte hangi aktivite nerede yapılacak, bunları anlatan bir bilgi ekranı oluyor. Eğer akıllı telefonunuz varsa uygulama bile indirebiliyorsunuz.
Müzelerin her biri en az 5-6 katlı kocaman yerler. Gez gez bitmiyor. Biz Bambinoyla bir günde 1,5 kat ancak gezebildik. Bambino olmasaydı bile maksimum 3 kat gezebilirdik, eminim.
Herkese hitap eden müzeler var. Bilim, doğa, hayvanlar, eski çağlardaki yaşam, Londra ve Dünya tarihi, modern sanatlar, Dünyanın çeşitli yerlerinden getirilen sanat eserleri, portreler, oyuncaklar, vampirler, mumyalar, zindanlar, denizcilik, gökyüzü, uzay ilk aklıma gelen müzeler.
Biz bu gidişimizde Bambino ve bizim en sevdiğimiz müze olan Science Museum'a gittik. Google Labs'in organize ettiği interaktif bir sergiyi gezdik hep birlikte. Sonra Bambino küçükler için ayrılmış bir alanda önlük takarak saatlerce suyla oynadı. Sonrasında dev köpüklerle yapılan bir etkinliğe katıldı. Uyku molasının ardından buhar makinesi ile devam etti. Sabah 10'da gittik ve akşam 6'da mekandan çıktık. Ve çok eğlendik :) Biz çıkarken müzedeki hamamböceği turu başlamıştı, o da çok eğlenceli görünüyordu. Hamamböceği kostümü giyen insanlara özel bir müze turu yaptırılıyordu ve herkes kahkahalarla izledi :)
Londra'daki diğer günlerimiz oldukça sakin geçti. Üç gün boyunca arkadaşlarla buluşup hasret giderdik. Evin Delisi'nin güzel evine konuk olduk. Buradan kendisine sesleniyorum: O güzel evi herkesle paylaşmalısın ;)
Londra'yı evim gibi benimsemem sadece orada bir süre yaşadığım için değil, orada yakın dostlarım, arkadaşlarım olduğu için. Onların kendimi evimde hissetmemdeki rolleri çok büyük. İyi ki varlar! Hele onların güzel haberlerini alınca çok çok mutlu oluyorum. Hep iyi olsunlar, hep güzel haberler alsınlar ve versinler :)
Bambino hepsinin ismini biliyor. Hepsini gördüğüne çok seviniyor. Çocuklarla vakit geçirmek onu mutlu ediyor. Biz büyükler de onları birarada görünce çok duygulanıyoruz, birlikte büyüsünler diye hayaller kuruyoruz. Şahsen benim için çok güzel anılar oluşuyor, eminim Bambino için de öyledir. Orada kısacık anlarda çekilen fotoğraf ve videoları Bambino aylarca bıkmadan izliyor, ilk günkü gibi gülümseyerek ve mutlulukla. Onu öyle görmek mest ediyor bizi.
Hayat ne getirir bilinmez ama umarım dostluklarımız, arkadaşlıklarımız baki olur.
Londra'da çocukla yapılabilecekleri anlatıyordum, nereye geldim :))
Geçenlerde kojonun gelecek ay Londra'ya gidecek bir arkadaşına 5 günlük Londra programı yaptım. Nereye gitsinler, ne alsınlar, nereden alışveriş yapsınlar, ne yesinler diye detaylı bir program. İnanamamışlar benim yaptığıma :) "Hangi internet sitesinden aldı söylesin" demişler :) Hatta tripadvisor dan aldığımı düşünmüşler :)
Demem o ki, belki blogda Londra'yı yeterince anlatamıyorum, kişisel detaylar bir anda öne çıkıveriyor :) Ama Londra'ya gitmeyi düşünürseniz size her konuda yardımcı olabilirim, hem de zevkle :)
Günaydın..
YanıtlaSilHoş geldin..
Nasıl güzel nasıl akıcı bir anlatımın var geldim gezdim döndüm :)
O düzenin ve alternatif çokluğunun bir gün Türkiye'mde de olması dileğiyle..
Sevgilerimle..
Günaydın :)
SilBenimki biraz "Biliyorum ama anlatamıyorum" durumu aslında. O kadar çok yazılabilecek şey var ki Londra ile ilgili.
Dileğine tüm kalbimle katılıyorum.
Sevgiler :)
guzel anlatmissiniz bende yilarca yasadim ve benim de gozbebegimdir Londra:))
YanıtlaSilÇok teşekkürler. "Gözbebeği" çok doğru bir tanımlama :)
SilTamam o zaman gidecek olursak planı senden alırız :) Bu sene Madrid olacak gibi ama kim bilir belki seneye Londra olur. Çok merak ediyorum gerçekten...
YanıtlaSilSeve seve :) Madrid de güzel, parklar bahçeler, müzeler harika. Ama Londra apayrı :) Güle güle gidin şimdiden.
SilTamamlaninca paylasacagim insallah, simdilik %80 i tamam gibi :)
YanıtlaSilMerakla bekliyorum :))
Silİnsanın gezip gördüğü bir şehirden bu denli mutlu ayrılması ne hoş :)
YanıtlaSilsayenizde bizde bilgilendik ve sizin adınıza mutlu olduk...
Teşekkürler
Güzel düşünceleriniz için çok teşekkür ederim :)
SilZaten çocukları bir büyütüp gezmeye başlayalım tavsiye ve plan program için ilk adresim sen olacaksın:)
YanıtlaSilMemnuniyetle! Dört gözle bekliyorum o günleri :)
Sil