Süryanilerin anayurdu olarak bilinen Mardin’in Midyat ilçesindeki
Turabdin bölgesinde bulunan Mor Gabriel Manastırı 1600 yıllık tarihiyle
en eski birkaç manastırdan biridir. 397 yılında Mor Şmuel ve Mor Şemun
tarafından kurulan Manastır, Roma imparatorlarının bağışları ve
katkılarıyla yüzyıllar içerisinde gelişmiştir.
Manastırın 5.ve 6.yüzyıldan kalan eşsiz yapıları, Bizans dönemi
mozaikleri, kubbeleri,kapılarıyla büyük bir tarihi öneme sahip olan
manastır Midyat kesme taşlarından yapılmıştır. Kilise tarafından ikinci
Kudüs olarak kabul edilen Manastır, tarihi süreç içerisinde farklı
isimlerle anıldı. İlk dönemlerde kurucularının isimleri ile anılan
manastır sonraki yüzyıllarda rahiplerin meskeni anlamına gelen ve
Süryanicede Dayro d’Umro isminden üretilen Deyr-el-Umur veya bunun
Türkçeye uyarlanmasıyla oluşturulan Deyrulumur ismiyle anıldı. Bugün de
kullanılan Mor Gabriel ismi ise 7.yyda yaşamış ve azizlik mertebesine
yükleşmiş, yönetimi ile manastırın gelişmesinde büyük rol oynayan
Turabdin Metropoliti Mor Gabriel’den gelmektedir.
Manastır kendi içinde birkaç kısımdan oluşmaktadır. Manastırın en gözde
eseri ana kilise olarak da kullanılan ve Büyük Kilise olarak
adlandırılan yapıdır. Mor Şmuel ve Mor Şemun tarafından 397 yılında
temleri atılan Ana kilisenin yapımına Bizans imparatoru I.Aanstasius
yaptığı bağışlarla katkıda bulunmuştu.
Manastırın en güzel ve dikkat çekici yapılarından biri de Theodora
Kubbesidir. Yapımında taş ve tuğla kullanılan Theodora Kubbesi
büyüleyici bir güzelliğe sahiptir.
Manastırın güneybatı ucunda bulunan Meryemana Kilisesi de İmparator II.Teodosius’un Manastıra yaptığı bağışlarla yapılmıştır.
Manastırdaki Azizlerinden birinin mezarı. Toprakla dolu olan kısım kutsal sayılıyor ve ziyaretçiler tarafından şifa amaçlı olarak alınıyormuş. |
Manastırdaki bir diğer yapı Azizler Evi’dir. Değişik dönemlerde
hayatını kaybetmiş azizler buradaki 15 adet nişin içine konan mezarlara
gömülmüştür. Bölgedeki anıt mezarların en büyüklerindendir.
Hristiyan dünyası için büyük bir öneme sahip olan Manastır aynı
zamanda 1600 yılı aşan tarihi boyunca Süryani kilisenin ilim merkeziydi.
Manastır okulundan çok sayıda patrik, metropolit, rahip, papaz yetişti.
Manastır okulunun kütüphanesi de bölgenin en önemli kütüphanelerinden
biriydi.Çok sayıda el yazması kitabın bulunduğu kütüphane ne yazık ki
tarihi süreç içerisinde yaşanan savaşlardan yağmalardan dolayı günümüze
ulaşmadı.
Bugün de Süryani kilisenin en önemli merkezlerinden biri olan Manastır
Hz.İsa’nın konuştuğu dil olan Aramice’nin bir diyalektiği kabul edilen
Süryanice ile duanın, ibadetin genç kuşaklara öğretildiği en etkin
merkezlerden biri konumundadır.
Kişisel olarak çok etkileyici bir deneyimdi bu manastır ziyareti. Hatta Deyrülzafaran'dan daha çok sevdim ve etkilendim diyebilirim. Yine gönüllü bir rehber öğrenci eşliğinde gezdik manastırı. Çok detaylı ve güzel bir bilgilendirme turu oldu. İbadet edilen yerlerin enerjisi beni hep çekmiştir. Buradaki manevi atmosfer de çok yoğun ve tertemizdi. İbadetin her türlüsü güzel, her türlüsü şifa ve huzur verici. Ortamın temizliği, gençlerin bilgisi, ahlakı ve edebi gerçekten çok çok güzeldi. Yaradan'a giden her farklı yol bir renk. Bu renklerin korunmasını ve yaşamasını diliyorum.
Manastırın kendi Internet sitesi için tıklayın.
Kaynak: http://www.dunyabulteni.net/haber/276267/deyrulumur-manastiri-ve-tarihcesi
Geçtiğimiz haftasonunu hiç gitmediğim Gaziantep'i keşfetmekle geçirdim, harika bir deneyimdi. Gidip görülecekler listesinde Mardin de var, inşallah dünya gözüyle görmek bana da nasip olur bu güzel şehrimizi, keyifli haftasonları :)
YanıtlaSilAhu, çok iyi yapmışsın. Ülkemizin her yeri keşfedilmeyi bekliyor. Umarım en kısa sürede Mardin'e de gidersin, gerçekten çok renkli bir yer :)
SilEn merak ettigim yerlerin başında geliyor , medeniyet sehri . Ne guzel anlatanmışsın manastırı bende merak ettim . Kısmet olsun insallah . Yüreğine saglık .
YanıtlaSilPelin, inşallah gidersin, öyle güzel ve huzur verici bir yer ki, "bir süre burada yaşasak" dedik biz.
Sil