Bambinonun son ayı doktor kontrollerinde geçti.
Polen alerjisi için biorezonans tekniğini denedik.
Ankara'da Dr. Gülseren Kaya'ya gittik, başka bir doktor arkadaşımın önerisi üzerine.
Onun oğlunda da alerjiler varmış, 2 yıl belli bir dönem Gülseren Hanım'a gitmişler ve bir daha tekrarlamamış alerjiler. 16 yaşındaki oğlu için 4-5 yaşlarında tedavi olmuşlar.
Bu hikaye beni yeterince tatmin etti :) Ve denemeye karar verdik.
3 hafta üst üste 1'er seans gittik.
Bu yıl için tedavi bitti, gelecek sene Mayıs ayındaki duruma göre tekrar gidip gitmeme konusunu değerlendireceğiz.
Onun dışında besin alerjileri için gittiğimiz doktora kontrole gittik.
Yaptığımız diyete ve kullandığımız takviyelere devam etme kararı aldı doktorumuz.
2 ay sonra tekrar kontrol.
Bir de Bambinoyu ilk defa bir dişçiye götürdük.
Normalde diş fırçalama konusunda Bambinoyu serbest bırakıyorduk, eline fırçayı verip kendi kendine fırçalamasını istiyorduk. O ne kadar fırçalarsa tamam diyip bırakıyorduk. Hiç fırçayı elimize alıp oğlanın dişini fırçalamamıştık.
Sadece çocuklarla ilgilenen dişçimiz Binnur Toygar'ın muayenehanesi çocuklara göre tasarlanmış.
Kocaman bir oyun odası, dişçi koltuğunun önünde doktor çalışırken çocukların çizgi film izlemeleri için bir ekran.
Binnur Hanım Bambinoyu koltuğa oturtur oturtmaz kötü haberi verdi: Bambinonun üst dişler komple çürümeye başlamış!
Ve daha da kötü haber: Diş çürümesi m.em.ede uyumasına izin verdiğim için olmuş, adına da "süt birikmesi" deniyormuş. Hatta dişlerin çıkışı, duruşu bile emzirmeye bağlı olduğunu anlatıyormuş.
Yani, Bambinonun m.e.mede uyumasına izin verdiğim için içtiği sütler dişlerinin damakla birleştiği noktalara birikmiş ve zaman içinde çürümeler başlamış.
Birkaç dişindeki çürümeyi fark etmiştim ama Binnur Hanım iç taraftaki ve azılardaki çürümeleri de gösterince başımdan aşağı kaynar sular dökülüverdi.
Bambinonun eline fırça vermeden hep bizim dişlerini fırçalamamızı istedi Binnur Hanım.
Yanımızda fırça ve macun taşımamızı, kullanabilirsek elektrikli diş fırçası almamızı önerdi.
Ancak Bambino doktorda bile döner fırçanın sesinden korkup dişlerini temizletmedi.
Binnur Hanım dişlere dolgu hatta kanal tedavisi bile yapılabilir, o derece kötü durumdalar diyerek bir kötü haber daha verdi.
Bir de florür önerdi, Bambinonun tablet halinde çiğnemesini istedi.
Ancak florür konusunda çok çekimserim, sanırım bunu yapmayacağım.
Dişçiden moral bozukluğu içinde çıktım. Omuzlarıma suçluluk duygusu çöküverdi bunca haberden sonra. Dokunsalar ağlayacak moda gelmiştim.
Ve o anda ne oldu biliyor musunuz?
Bulunduğumuz caddede LÖSEV'in korteji yürümeye başladı.
Lösemili çocukların her birinde bir müzik aleti, harika bir orkestra kurmuşlar, eski model arabalar da onlara eşlik ediyordu.
Saçları traşlı, ağzı maskeli o çocuklardaki o coşkuyu görünce kendime geldim!
Ve şükrettim Allah'a, her halimiz için şükrettim.
Beterin beteri var, onların hastalıklarının yanında diş çürümesi nedir ki?
Kendimden utandım, bu sefer farklı bir nedenle ağlamaklı oldum.
Şükrettim, tekrar tekrar.
Efendim, işte doktor maceralarımız bu şekilde gelişti geçtiğimiz ay.
Bambino büyüdükçe tatlılaşıyor sanki.
Sohbetleri, tavırları, uyuması bile apayrı bir tatlılık içeriyor :)
Kargaya yavrusu kuzgun görünürmüş misali :))
Evde bana yardımcı oluyor, getir-götür işleri yapıyor.
Alt parça kıyafetlerini kendi çıkartıyor, bazen kendi giyiniyor.
Üstleri kolay çıkartmak için teknik bulamadım ben, o nedenle üstleri çıkartmak için yardım istiyor hala.
Geçen hafta markette alışveriş yapıyoruz, Bambino sepette oturuyor.
"Anne, çok güzel bir simit kokusu geldi"
"Öyle mi oğlum, ben alamadım kokuyu"
"Anne, yaklaş, burunlarımızı birbirine değdirelim, benim burnumdaki koku senin burnuna geçsin"
:)
Anne-oğul burunlarımızı birbirine sürttük, böylece ben de simit kokusunu alabildim :))
Bebekken yapamadığımız uyku ritüelini alerji doktorunun kesin emri :) üzerine yapmaya başlayabildik sonunda: Banyo, pijama, diş fırçalama, kitap okuma (her gün olmuyor gerçi), sohbet, masaj ve uyku.
Eve 18:30 gibi gelen biri olarak bu rutini uygulamaya ancak akşam yemeğini yedikten sonra başlayabiliyorum. Masayı ve mutfağı toparlıyorum, bir bakıyorum 21'i geçmiş saat. Sonra banyo ile uyku sürecini başlatıyorum. Yatağa yatmamız 22'yi buluyor. Daha öne çekmeye çabalıyorum ama iftar vakti erken yememizi engelliyor. Neyse, buna da şükür, 23'lerden buraya kadar çektim.
Bambino ile ben de yatıyorum, sohbet edip masajını yapıp uyutuyorum oğlanı. Ama aslında o beni uyutuyor. Çocukla yatınca ortamı saran o müthiş huzurlu uyku kokusunu almamanız mümkün değil. Her ne kadar "Ben o uyuyunca kalkacağım" diye kendime telkinlerde bulunsam da %90 Bambino ile aynı anda uyuyakalıyorum. Uyandığımda saat geceyarısını bulmuş oluyor. O saatten sonra bir şey yapasım da gelmiyor, gidip kendi yatağıma yatıp uykuya devam ediyorum. Eskiden çok şikayet ediyordum bu halimden ama şimdi uyum sağladım. Demek ki benim de uykuya ihtiyacım var diyorum.
En sevdiği renk koyu kırmızı, yeşil ve mavi.
Pink Floyd dinlemeyi çok seviyor.
Uzun saçlı kızlara bayılıyor, yanlarında şekilden şekle giriyor.
İştah yerinde maşallah, bu aralar bir oturuşta yarım karpuz yiyebiliyor, abartısız.
Dışarıda gezmeye bayılıyor.
Toplu ulaşım araçlarına binmeyi çok seviyor. Gemi, tramvay, uçak, minibüs, otobüs..
Hayal gücüyle eline aldığı bir sopayla uzun süre vakit geçirebiliyor.
Kalabalığı, insanlarla olmayı seviyor.
Olumsuz duygularını karşı tarafa iletmek istemiyor. Gelip bana anlatıyor ya da otorite gördüğü birine.
Sanırım anlatırsa arkadaşlarını üzeceğini düşünüyor.
Genel olarak çok şükür mutlu, keyfi yerinde bir çocuk.
Sabahları mutlu uyanıyor (sabaha karşı anne-baba yatağına geldiği için uyanınca onları görüyor tabi).
İşe gitmediğimiz günleri iple çekiyor.
İnatçı, istediği olana kadar vazgeçmiyor.
Nice mutlu aylara oğlum, seni çok seviyorum!
diş konusu çok gıcık maalesef hüma'nın da dişi kırıldığı için biliyorum.. bence florür tableti kullanmayın sonuçta zararlı bişi..
YanıtlaSilpeki nolcak diş tedavisi başlayacak mı?
Gerçekten öyle :( Ben de kullanmayı düşünmüyorum ama doktor sanırım beyazlatmak için önerdi, onun muadili birşeyler var mı bakmam lazım. Diş tedavisi başlatmayı şimdilik düşünmüyorum, süt dişleri dökülene kadar ya da ağrı-sızı başlayana kadar dayanmaya çalışacağım.
SilÖncelikle blogunuzu takip etmenin bize güzel katkıları olduğunu belirtiyim. Alerji konusu bizi de ailece cok zorluyor. Biorezonans hangi tür alerjilerde etkili oluyor? Bilginiz varsa paylasirsaniz memnun olurum.
YanıtlaSilMucize, teşekkürler. Biorezonans her türlü alerjide kullanılabiliyor diye biliyorum. Bizim polen alerjisi acil olduğu için oradan başladık, yoksa süt alerjisi için de tedavi uygulamayı düşünmüştük. Dilerseniz Gülseren Hanımla görüşüp detaylı bilgi alabilirsiniz.
Silmerhabalar beb uzuca bir süredir ağzımda aft şikayeti yaşıyorum . ankara da dr gülseren kaya ismini duydum iletişim bilgilerine ulaşamadım yardımcı olursanız sevinirim saygılar
YanıtlaSilmerhaba, bana mail yoluyla ulaşabilir misiniz?
Sil