1917'deki Ekim Devrimi'nden sonra Rusya'nın başkenti olan Moskova'ya 4 saatlik bir hızlı tren yolculuğundan sonra ulaşıyoruz. St Petersburg'dan yaklaşık 745 km uzaklıkta olan Moskova yemyeşil bir şekilde karşılıyor bizi.
Tren yolculuğu sırasında her yerin yeşil olduğunu görmek çok şaşırttı beni. Doğa bu ülkeye cömert davranmış. Rus köyleri mini mini evleriyle çok sevimli görünüyordu.
Moskova'da tabelelar sadece kiril alfabesi ile yazılı. Dolayısıyla yer yön bulmak sıkı bir çalışmayı gerektiriyor.
Moskova St Petersburg'dan daha az turiste sahip. Fakat genç sayısı daha fazla gibi geldi bana. Bir de gençler çok daha marjinal burada. St Petersburg'daki turistik hava yerine bürokratik havaya bırakıyor Moskova'da.
Moskova'da gezilecek en temel yerler Kızıl Meydan, Kremlin, Moskova metrosu, Arbat sokağı, Nazım Hikmet'in mezarının da bulunduğu devlet mezarlığı, şehre kuşbakışı bakabileceğiniz Güvercin Tepesi. Buralara giderken yol üzerinde pek çok önemli bina ve heykel görmeniz mümkün. Bizim toplamda bir günümüz olduğu için müzelere gidemedik.
Kızıl Meydan: Moskova ve Rusya'nın en önemli meydanlarından biri. Tarih boyunca gösterilere ve mitinglere sahne olan meydan, biz gittiğimizde Pu.tin karşıtı muhalefetin gösterileri nedeniyle kapalıydı. Üstelik bir gün değil yaklaşık bir hafta boyunca kapalıydı. Şans işte diyerek meydanın dışından çektiğimiz fotoğraflarla yolumuza devam ettik. Meydanda Tarih Müzesi, Lenin Mozolesi (Bambino ile nasıl gireriz diye düşünüp duruyordum, göremediğimiz daha hayırlı oldu), Aziz Vasili Kilisesi, ünlü alışveriş merkezi Gum, Kremlin Sarayının duvarları ve bu duvarın meydan tarafında komünist liderlerin mezarlarının bulunduğu küçük bir mezarlık bulunuyor.
Aziz Vasili Kilisesi: 1555 – 1561 yılları arasında Rus Devleti’ nin Kazan ve Astarhan hanlıklarına karşı kazandığı zaferleri kutlamak amacıyla Korkunç İvan tarafından yaptırılmıştır. Değişik şekilde tasarlanmış olan sekiz kubbe, sekiz ayrı zaferi simgelemektedir. Önceleri som altın olan kubbeler 1670′den sonra değişik renklerde boyanmıştır. En uzun kulesi yaklaşık 65 metre yüksekliktedir. İvan, kiliseyi yapan mimarın aynısından bir daha yapamasın diye gözlerini oydurtmuş. Şeker gibi öyle güzel ki, gidip sarılası geliyor insanın :) Bu kilise çoğu zaman Kremlin Sarayı ile karıştırılıyormuş.
Gum Alışveriş Merkezi: Moskova’nın büyük ve en güzel alışveriş merkezlerinden birisi olan GUM’un Neo-Rus ön cephesi Kızıl Meydanın neredeyse tüm doğu kanadını kaplar. 1890-1893 yılları arasında Alexander Pomerantsev tarafından yapılmış olan bu üç katlı modern alışveriş merkezi Moskova merkezindekilerin içinde en büyüğü. Bu bina 1825 yılında ticaretin yapıldığı eski bir binayı yenilemek için yapılmış. O dönemde bu eski bina 1200 tane mağaza ve standla Moskova’nın en canlı pazarıymış. Ekim Devriminden sonra GUM adını alan yer, son olarak 1990'larda bir Türk şirketin restorasyonu sonrası yeni mağazaları ve şık vitrinleriyle hizmet vermeye başlamış. Tavanının cam olması mekanı havadar ve ferah kılıyor.
resimler çok çok güzel :)
YanıtlaSilTeşekkürler Gizem :)
SilAnnemle babam yaklaşık 1 sene kaldırlar ama ben İstanbulu ve arkadaşlarımı bırakıp gitmemiştim :) sonraa çok pişman oldum tabii :)) Umarım giderim en kısa zamanda .. Fotoğraflar şahane ,ellerine sağlık.
YanıtlaSilGençlikte arkadaşları bırakmak çok zor geliyor biliyorum. Keşke tatillerde gitseydin en azından, Moskova yemyeşil ve ferah bir şehir. Vize derdi de yok, atlayın gidin birkaç günlüğüne Pelincim :)
Sil