28 Temmuz 2015

Nerelerdeyiz, Ne Haldeyiz?

Uzun zamandır yazmadığımın farkındayım ama Internetin başına oturmak benim için en büyük lüks bu aralar.

11 Temmuz günü 2 aylığına Ankara'dan kalktık, Kuşadası'na geldik.
Uzun uzun yazacaktım: Çalışan insanlar için yazlıkçılığın anlam ve önemi, heyecanım, hissiyatım, çocukların durumu falan filan. Hayatımda yazlıkçılığı ilk defa yapıyor oluşumu, günlerin nasıl geçtiğini falan da anlatacaktım. Bilmeyenler için yazlık yaşamı 101 tadında.

Ama kısmet değilmiş.

Geldiğimiz ilk gün, tekrar ediyorum ilk gün, annem sol dizini sakatladı. Annem ve iki çocukla geldiğimiz ve hiç kimseyi tanımadığımız bu muhitte, hem de ilk gece, daha bismillah dememişken, hem komşularla tanıştık, hem doktorlarla ve hastanelerle. Gece arkadaşımın eşi İzmir'den kalkıp geldi, sabaha kadar annemin başında durdu. Sabah ilk iş olarak da MR çekildi: Sonuç acil ameliyat! Birkaç tane bağ kopması, kemik erimesi, kireçlenme, kıkırdak doku zedelenmesi, ne ararsan var dizde. Ve artık işlevini yerine getiremeyecek hale gelmiş, ertelemenin imkanı yok.

Hızlı bir organizasyon ile ortopedi konusunda nöral terapi ile kök hücre tedavisini birleştirmiş, Türkiye'deki sayılı doktorlardan biri ile bağlantı kurup ameliyat günü belirledik. O hafta bayram haftası olduğu için en erken tarih olan bayramdan sonraki gün olan 20 Temmuz Pazartesi. Bu arada doktor Kayseri'de, ismini de vereyim, isteyen araştırsın soruştursun: İlhan Demirkıran. Annemi iki çocukla birlikte benim Kayseri'ye götürmem zor olacağından, kardeşimi refakatçi olarak belirledik. Uçak biletlerini aldık ve başladık beklemeye.

Günler zor geçiyordu benim açımdan tabi, hala da pek farklı değil ama insan her ortama uyum sağlayabiliyor işte: Bir bebek, bir çocuk ve bir hastaya tek başıma bakıyorum. Yemek, bulaşık, çamaşır, banyo, temizlik, gezdirme-tozdurma işlerinde tek kişilik dev ekibimle 7/24 hizmet veriyorum :) Canları sağolsun, Allah beterinden korusun.

Annem 20 Temmuz'da kuş gibi gitti geldi ameliyata. İzmir'den Kuşadası'na gidiş gelişi sağolsun arkadaşım halletti. Geldiğinden beri de evden çıkamadı, henüz dikişleri bile alınmadı. Ancak Ankara'daki 3 katlı evindeki merdiven ve bakım durumunu düşününce annemin benimle olması çok iyi oldu.

Kısa keseyim, ajitasyon yapmayayım daha fazla :P Köle İzaura'dan hallice geçen günlerime rağmen yazlık ortamı büyükşehirden sonra nefes almak gibi geliyor. Denize her gün gidemiyorum, çocukları her gün götüremiyorum, sükunetimi çok fazla koruyamıyorum ama tüm gün veranda da oturmak bile güzel. Domates, biber, salatalık, maydanoz ve meyve bahçesine bakarak bir bardak çay içebilmek bile insana mutluluk veriyor. 

Yolunuz düşerse beklerim, bir çayımı içmeden göndermem :)

8 yorum:

  1. Allah acil şifalar versin. Hayat böyle işte. .. Bana gore de insanın kendi ailesi için kosusturmasi bile dinlendirici geliyor. Allah sağlık versin önemli olan o.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler :) Allah beterinden korusun diyorum ben de. Amin, sağlık en büyük nimet..

      Sil
  2. Çok geçmiş olsun ve Facebook'unda mesaj var, sana mercimek köfteleri ile gelmek isteyen bir dostun haberi var. Bir bak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Totomun üstüne daha şimdi oturdum Dilek, hemen bakıyorum :)

      Sil
    2. Aaaa o benim ayol :) yemek de yapar götürürüm vallahi günah, damdan düşenin halinden yine damdan düşmüş olan anlar, iki çocukla bile deli yorulurken, bir de anne, Allah güç kuvvet versin.

      Sil
    3. Aynen öyle! Gel damdan düşen arkadaşım, dertleşelim paylaşalım da azalsın yüklerimiz. Allah hepimize versin gücü kuvveti, hepimiz için zor. Bekliyorum bak :)

      Sil
  3. Çok çok geçmiş olsun Banucum! En kisa zamanda şifalar diliyorum! Allah beterlerinden korusun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Esracım. Amin, Allah hepimizi korusun..

      Sil

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com