11 Kasım 2013

Zürih - İsviçre



 
Dikkat inek çıkabilir :)

Daracık hayat kokan sokaklar

İsviçre Tarih müzesinin girişinden orijinal bir tasarım

İsviçre Peynirlerinden Ortaya Karışık :)

İsviçre'ye gidiş ve gelişte kaldığımız Zürih, bizi çok canlı karşıladı her seferinde. 
İsviçreliler Almanlardan çok daha sıcaklar ama Almanlar kadar disiplinliler, düzenliler. 
Zürih İsviçre'nin en güzel şehirlerinden. Cıvıl cıvıl bir şehir merkezi var. 
İsviçre turumuzun asıl amacı doğa olduğu için şehir merkezlerinde müze gezmekten ziyade sokaklarında dolaşmak, tekne turları yapmak gibi dışarı aktivitelerine ağırlık verdik. 
Ben girmedim ama arkadaşlarımız İsviçre Tarih Müzesi'ne girdiler Zürih'te. Dediklerine göre İngiltere'deki müzelerden sonra hiçbir müze onları açmıyormuş :)
İsviçre ile ilgili bol bol foto paylaşacağım, burada da dediğim gibi. 
Gezilecek yerleri ana hatları ile yazacağım, gitmek isteyenlere yardımcı olsun diye.
Zürih ile ilgili beğendiğim bir yazıyı da aşağıda paylaşıyorum.
 ***

 
Rengarenk Vitraylar

Tren İstasyonu

Alışveriş Caddesi - Bildiğimiz markalar ve çok değişiktasarım butikler var. Ortası tramvay yolu.

Şehir merkezinin tepeden görünüşü

Demir Ağlarla Örmüşler Memleketi

Park-bahçe bol :) Ve nasıl dinlendirici, nasıl huzurlu mekanlar hepsi de..

İsviçre'nin en önemli şehirlerinden olan Zürih, adını şehri boydan boya sarmalayan Zürih Gölü'nden alıyor. Bu göl üzerinde birbirinden hoş fotoğraf kareleri yakalayabileceğiniz sayısız köprü bulunuyor. Yaz aylarında gölde yüzen kuğular ve ördekler keyif veriyor. Kış aylarında ise tamamen kendi sessizliğinin içinde huzur veriyor. Bunun dışında İsviçre'nin iş merkezi olarak bilinen şehri Zürih, bankalar ve iş merkezleri ile dikkat çekiyor. 
Dikkat Çeken Noktalar:

Chagall’ın Vitraylar’ı

St.Peterskirche kilisesi: Kilisenin 13. yüzyıldan kalma çan kulesinde dünyanın en büyük saati görülebilir.

Lindenhof: Şehrin tarihi merkezi

Lenin ve arkadaşlarının gittiği Odeon Cafe

Zürih Opera Binası

Niederdorfstrasse: Üzerindeki şık mağazalarda alışveriş yapılabilir.

Banhoff Strasse: Dünyanın en meşhur caddelerinden biri. 1,5 km uzunluğunda.

Urania gözlem kulesi: Tren garına yakın, Urania Sokağı’nda, Urania gözlem kulesini görmemek mümkün değil. 600 kez büyütme özelliğine sahip teleskopla gece gökyüzünde gözlem yapılabiliyor. Ancak 22.00 de açılıyor.

Globus: Banhoffstrasse ile Uraniastrasse‘nin kesiştiği bölgede Globus gibi çok katlı mağazalar yanyana yer alıyor. 
 
Çıktığımız tekne turundan kareler

Her türlü deniz sporu vardı gölde. Göl de deniz gibiydi maşallah :)


Tren istasyonunun gece görüntüsü de muhteşem

Öyle tarz dükkanlar ve vitrinler vardı ki, hangisini çekeceğimi bilemedim.Sonra da gece gece bu kadın ne yapıyor kapalı dükkanların önünde derler diye çekmekten vazgeçtim :)

Metro istasyonundaki kolonlardan birine verilen reklam. Gerçek gibiydi :)


Renkli panjurlar, hayat dolu evler :)

****

 
Zürih, hem İsviçre’nin en büyük şehri, hem de ülkenin en önemli kültür, turizm ve ekonomi merkezi. Hatta, ekonomi ve finans açısından, sadece İsviçre’nin değil, dünyanın da en önde gelen kentlerinden biri. Dünyada, bir ülkeden diğerine yapılan para transferlerinin yaklaşık üçte birinin Zürih’ten geçtiği söyleniyor. Bu arada, şehrin sigortacılık alanında da dünyanın ilk üç merkezi arasında olduğunu ekleyelim.
Zürih’te 390’000 kişi yaşıyor. Banliyö semtleriyle birlikte bu nüfus 1,8 milyonu buluyor. Zürih, 2012’de dünyanın en pahalı şehri ilân edilmiş. Ama, dünyada en kaliteli yaşamın sürdürülebildiği şehirlerin de başında geliyor. Bu özellik Zürih’i bir cazibe merkezi haline getirmiş ve bir çok insan için bu şehirde çalışıp yaşamak bir amaç haline gelmiş. Bugün şehir nüfusunun yaklaşık yüzde 30’u yabancılardan oluşuyor.
Kente ayak bastığınızda, önce her yerde bankalar, iş merkezleri, sigorta şirketleri, uluslararası markalar ve son derece lüks arabalar görüyorsunuz. Çok kültürlü olmanın getirdiği zenginlik hemen fark ediliyor. Burada çok iyi okullar ve çok yoğun bir kültür yaşamı var. Her gün, şehirde ortalama 70 kültür etkinliği yer alıyor. Halkın çoğunluğu bir kaç dil konuşuyor olsa da, “Zürih Almancası” en yaygın olanı.

Pırıltılar
Zürih, kendi adını taşıyan Zürih Gölü’nün en batı ucunda, Limmat Nehri’nin gölden çıktığı noktada kurulmuş. Hem gölün kıyısına, hem de Limmat nehrinin iki yakasına yayılmış olan Zürih’te, doğal olarak sularla iç içe bir yaşam var. Tekne gezintileri yanında, şehrin göbeğindeki göl ve nehir plajları Zürihlileri dinlendiren yerler.
Daracık sokakların, göz kamaştırıcı meydanların, adım başında rastlanan minik heykelli yaklaşık 1’200 çeşmenin, muhteşem bahçeli villaların ve ışıklı caddelerdeki pırıltıların gönülleri çeldiği Zürih’te toplu taşıma ağı muhteşem şekilde düzenlenmiş. Otobüs, troleybus ve tramvaylarla şehir kolayca gezilebiliyor. Duraklarda bekleme süresi en fazla 7 dakika.
Pırıltılı bir geçmişin göstergesi olan Eski Şehir, başka bir deyişle “Hauptbahnof” yani merkez gar ile göl arasındaki bölge, Limmat Nehri’nin iki tarafında uzanıyor. Limmat’ın batı yakasında eski binalar, gölgeli sokaklar, özgün meydanlar ve çok sayıda kiliseyle Ortaçağ Zürih’ini bulabilirsiniz. Doğu yakasında daha az tarihi bina var ama görsellik yine etkileyici. Eski şehir, antikacıları, kitapçıları, festivalleri, fuarları ve şirin mimarisiyle sanat ve yaşam tutkunlarının gözdesi.
 

Batı Yakası
Bahnhofstrasse, yani “İstasyon Caddesi”, Avrupa’nın en seçkin ve en pahalı bulvarlarından. Yaklaşık 1,5 km uzunluğundaki cadde, iki yanında sıralanan ıhlamur ağaçları ve estetik binaların eşliğinde, canlı bir yaya caddesi olarak, İsviçre’nin en büyük garından başlayıp, şehre boydan boya damgasını vuran Zürih Gölü’ne dek uzanıyor. Burası, dünyaca ünlü markaların lüks mağazalarıyla alışverişin kalbi.
Limmat kıyısında, eskiden domuz pazarı olan Paradeplatz yakınında ise, 853 yılında inşa edilmiş olan Fraumünster Kilisesi var. Germen kralı Louis tarafından kızı Hildegard için yaptırılmış, ilk başrahibe de o olmuş. Reform döneminden sonra kilisenin mülkiyeti Zürih şehrine geçmiş. Neo-gotik cephesi ve göz alıcı bir saate sahip mavi uçlu çan kulesiyle şehri süsleyen Fraumünster’in en dikkat çekici kısmı rengârenk vitrayları. Bu vitrayların bir bölümü ünlü ressam Chagall tarafından yapılmış.
Fraumünster yakınlarındaki Sankt Peterskirche, şehrin en eski dini yapısı. Mükemmel bir Ortaçağ mimarî örneği ve inşası 800’lere uzanıyor. Çan kulesi dünyanın en büyük saat kadranına sahip; çapı 8,7 metre.
Eskiden, Zürih, Roma İmparatorluğu ile Germen dünyası arasında, Limmat nehrine ve göle hakim küçük bir tepe üzerine kurulmuş bir askeri garnizonmuş. 2’000 yıl önce Romalılar burada bir gümrük noktası kurmuşlar. Bu tarihi noktaya Lindenhof deniyor. Bugün Lindenhof yeşil bir alan, dik merdivenlerden çıkınca Limmatquai’nin muhteşem manzarası karşınızda.

Sonbahar güzellikleri


Gel otur dinlen diyen sandalye ve masalar :)

Arkadaki kiliseden çok bu ağaç hoşuma gitti. Doğa her zaman insan eli yapılardan daha çok ilgimi çekiyor :)

Buyrun fondü yiyelim birlikte :)

Kapı detayları öyle güzeldi ki. Yine ne çekiyor bu kadın kapımı derler diye aceleyle birkaç kapı çektim, gerisi yok.

Doğu yakası
Şehrin doğu yakasında, zarif malikaneler ve çok şık kamu binaları sıralanıyor. Fraumünster‘ in hemen karşısındaki köprüden nehrin öte yanına geçtiğinizde, vitrayları göz kamaştıran bir katedralle karşılaşıyorsunuz. Burası, Zürih’in simgelerinden biri olan “Grossmünster”, yani “Büyük Katedral”. Efsaneye göre, eskiden bu katedralin yerinde, hristiyan şehitleri Aziz Felix ve Regula kardeşlerin mezarlarının bulunduğu yere inşa edilmiş bir manastır varmış; 1832’de katedrale dönüştürülmüş. İsviçre reform hareketinin de merkezi olan katedralin iki yüksek kulesi var. Bu kulelerden Zürih’i seyretmek için 184 basamak tırmanmak gerekiyor ama karşınıza çıkan göl ve Alp manzarası için değer.
Limmatquai’de bulunan ve en az bin yaşında olduğu düşünülen Wasserkirche ise bir zamanlar bir adacık üzerindeymiş ve tahta bir köprü ile kıyıya bağlıymış. Efsaneye göre Romalılar tarafından burada öldürülen şehrin azizleri Felix ve Regula, kesik başlarını 40 adım öteye kadar taşımışlar. Kilise bu yüzden Zürih’in en kutsal mekânlarından sayılıyor.

Müze cenneti
Zürih’te, 50’yi aşkın müze var. Bu müzelerde, tıp konusundan tasarıma, saat üretiminden kahve kültürü tarihine dek çeşitli ilginç konular ele alınmış. Ama, Bahnhofplatz yakınındaki İsviçre Ulusal Müzesi’nin yeri ayrı. Müze, çok değerli koleksiyonları yanı sıra 100 yıllık çok şık binasıyla da göz kamaştırıyor. Neo-romantik bir şatoyu andıran ihtişamlı mimarisi ve sivri kuleleriyle son derece etkileyici. Güzel Sanatlar Müzesi olan Kunsthaus da, Ortaçağdan bugüne Avrupa ve İsviçre resim sanatının en güzel örneklerini barındırıyor. Zürih’te, değişik konulardaki ilginç müzeler arasında,”Tasarım (Design) Müzesi”, “Tramvay Müzesi” ve halâ aktif olan düzeneği sayesinde buğdayın una dönüşme sürecini keyifle izleyebileceğiniz “Mühlerama Unculuk Müzesi” en ilgi çekici olanlar. Hatta, bir “Migros” müzesi bile var. Bilindiği gibi, yıllardır ülkemizde faaliyet gösteren Migros, aslında bir İsviçre markası.
100’ün üzerindeki sanat galerisiyle Zürih’te, her türlü kültürel ve sanatsal seçeneği bulmak mümkün. Buna Hayvanat Bahçesi de dahil edilebilir. Zürih’in ünlü “Zoo”su özellikle çocukların göz bebeği.

Kaynak buradan 


Sakin sokaklar

Karayolu da var, deniz yolu da. Seç beğen al.




Hazır Bambino babasıyla hayvanat bahçesine gitmişken rahat rahat dolanayım sokaklarda :)

Muhteşem bir ağaç daha..

Kilise bahçesinde sanal alemde takılan biri

Uzaktan seçilmiyor ama sahil tıklım tıklım insan dolu. Çocuk sesleri ördek seslerine karışmış, huzurlu ve mutlu bir ortam :)

İsviçre'de göller deniz gibi

Tekne turunu bu küçük teknelerle yaptık. Alçak köprülerin atlından ancak bunlar geçebiliyor.

Güneşe karşı, harika bir apartmanın altından oturan insanlar

4 yorum:

  1. Ne kadar guzel fotograflar :) Ellerinize saglik. Cok guzel gozukuyorlar:)

    YanıtlaSil
  2. İSVİÇREEE Çok Sevdiğim ve bir kaç defa tekrar tekrar gittiğimm çok huzur verici ve kendimi iyi hissettiğim bir şehir...Okudukça aklımda tekrar bir Nisan tatili mi gerçekleştirsem diye geçmedi değill..Çok güzel ifade etmişşisiz...Sevgilerr...

    YanıtlaSil

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com