26 Şubat 2015

2. Gebelik - Doğum Hikayemiz

Öncelikle merak eden, hatırlamak isteyen varsa, Bambinonun doğum hikayesini okumak için buradan alayım sizi :)

Tarih 4 Şubat 2015 Çarşamba.. Her zamanki rutinde bir akşam yaşanıyor bizim evde. Kojo biraz geç gelmiş, ki bu aralar rutini bu şekilde, Bambinonun uyku vakti yaklaşıyor, klasik yemek-oyun-kitap-ilaç-diş fırçalama-sohbet-masaj-uyku rutinini uyguluyoruz.

Bambino uyuyor, sonrasında nedense benim uykum gelmiyor, tamam biraz var ama uyumak istemiyorum, kendi halimde takılıyorum. Gece 11 olmuş, ben uyanığım hala, 12'de hala öyle. Kojo salonda dizi izliyor, ben yan odada bilgisayar başında. 

Tarih oluyor 5 Şubat 2015. Saat 1 civarı.. Bana bir ağlama geliyor, ama öyle böyle değil. Son zamanlarda pek iyi hissetmiyorum kendimi; yeterince destek görmüyorum gibi geliyor, kendimi yalnız hissediyorum sıklıkla. Yatak odasına gidip katıla katıla ağlıyorum. Kojo geliyor, önce telkin etmeye çalışıyor ama başaramayınca kendi halime bırakıyor beni, yanımda duruyor yine de. "Kendimi çok yalnız hissediyorum" diyorum sadece. İçimden daha fazla açıklama yapmak, konuşmak gelmiyor.

Saat 2 oluyor. Hala durup durup ağlıyorum. O sırada karnımdan aşağı doğru bir baskı hissediyorum. Sancı gibi değil, tam anlamıyla baskı. Vücudumun tam ortasından aşağı doğru bir açılma ihtiyacı geliyor. Bu his gelince elimde olmaksızın bacaklarımı balerin gibi yana doğru açıp olabildiğince çömelmeye başlıyorum. Çok içgüdüsel bir hareket benimki. O hareket bana kendimi iyi hissettiriyor. Bir yandan da 1-2 tekniği ile nefes alıp veriyorum; yani nefes alırken mesela 4'e kadar sayıyorsam, nefes verirken 2 katı kadar, 8'e kadar sayıyorum. İlk dalgalarda bu nefes tekniği çok işe yarıyor.

O kadar çok ağlayıp kendimi helak ettim ki, "Bebek bunu hissetti ve tepki veriyor" diye düşünüyorum. Doğumun başladığı aklıma hiç gelmiyor o esnada :)

Ama gelen baskı hissi 4 dakikada bir tekrarlıyor. Bu kadar sık olmaması gerekiyor diyorum kendi kendime. Ve 15 dakika sonra baskı hissi gelmeye devam edince hazırlık yapmaya başlıyorum. Kojoya haber veriyorum önce. Panik yok, gayet sakiniz. Çantamı 2 gün önce hazırlamıştım, zaten fazla birşey de koymadım. Bebeğin eşyaları da hazır. "Acaba mutfağa gidip birşeyler yesem mi?" diye düşünüyorum. 

Doktorumu arıyorum, haber veriyorum. "Doğum başlamamış olabilir, suyun gelmemiş, nişan gelmemiş, bir yarım saat daha bekle bakalım, haberleşiriz" diyor. Yine de her ihtimale karşı hastaneyi arayıp bilgi verecek. Doktorla konuştuktan 10 dakika sonra tuvalete gidiyorum, nişan geliyor! Evet, bu doğum başladı demek!! Doktoru tekrar arıyorum, nişanı söylüyorum. "Tamam", diyor; "Ben çıkıyorum, hastanede görüşürüz, hemen gelin siz de"

Bu arada ilk doktor konuşmasından sonra hemen bakıcı teyzemizi aradık, sağolsun 20 dk içinde bizdeydi. Bambinoyu ona emanet edip kojoyla hemen çıkıyoruz. Arabaya gidene kadar iki kere daha baskı geliyor. Ben her baskı geldiğinde giderek daha fazla çömeliyorum, bacaklarımı daha da çok yana açmaya çalışıyorum. Bakıcı teyzemiz geldiğinde beni salon kapısının önünde yerde çökmüş vaziyette gördü :) Arabaya binmeden önce apartmanın demir çitine asılıp baskıyı karşıladım. 

Hareket etmek iyi gelince arabaya binmek işkence oluyor tabi. Neyseki hastane çok yakın, 10 dk içinde ulaşıyoruz. Acilde bana tekerlekli sandalye veriyorlar, reddediyorum hemen, bir yandan da baskı geldikçe yerlere atıyorum kendimi :) Beni o halde görünce sedye mi getirsek diyorlar :))) Bu şekilde doğum katına ulaşıyorum. Odanın kapısında yine yerlerde sürünüyorum, bu defa benimle ilgilenecek olan hemşire beliriyor yanımda: "Çok iyi karşılıyorsunuz sancıları, tebrik ederim" diyor.

Kojo arabdan ne alabildiyse getiriyor odaya, arabaya bir kez daha inme fırsatı hiç olmuyor. Ve özenle hazırladığımız fotoğraf makinesi ve video araba koltuğunda kalıveriyor :) Evet, bu bebeğin hiç düzgün fotosu ve videosu yok! Cep telefonuyla ne çektiysek o var elimizde :)

Bizden 5 dk sonra doktorum geliyor, şahane kadın Hüsniye Tanboğa. Beni yatağa yatırıp muayene edeceğini söylüyor ama ben yatmak istemiyorum ki yatağa. Bu arada baskılar artık devamlı geliyor neredeyse. Öyle hızlı ilerliyor ki süreç! Birkaç dakika sonra yatmaya ikna oluyorum çünkü doktor doğumun hangi aşamada olduğunu ancak bu şekilde anlayabilecek.

Yatıyorum ve doktor heyecanla haber veriyor: "Tamamen açılmışsın, bebek gelmeye hazır, birazdan ıkınmanı isteyeceğim" Neeeeee? Ne çabuk? Daha sohbet edecektik, ben birşeyler yiyecektim, evden getirdiğimiz koca pilates topunda oturacaktım, koridorda gezinecektim, müzik açıp sakin bir ortam yaratacaktık, odayı kişiselleştirecektim, şimdi hemen mi geliyor bebek?? 

Ya ağrı kesici hakkımı kullanmak istersem? "Hayır, o aşamayı çoktan geçmişsin, ilaç müdahalesine gerek yok, şimdi gücünü topla, ıkınma zamanı geliyor"

Gelen baskılar öyle yoğunlaşmıştı ki, artık sadece sürecin bir an önce bitmesini istiyordum. Bebek kanala girmişti, hissediyordum ve verdiği baskı hissi inanılmaz büyüktü. Öyle ki bağırmaya başladım. Nefes tekniği uyguluyordum ama bebeğin baskısı arttıkça ancak çığlık atabiliyordum. Tabi bu arada kojoyla helalleştim, ne olur ne olmaz diyerek. 

Doğum müdahalesiz olunca her anı hissettim, her anı dolu dolu yaşadım. Eskilerin bir sözü vardır ya, "Doğum anında anne iki dünya arasında gider gelir" diye, işte ben onu bizzat yaşadım. Gerçekten de gittim geldim. Dayanamayacağımı düşündüm ama beni o an benden başkasının kurtaramayacağının da farkındaydım. Gücümü toplayıp ıkınmam gerekiyordu. Doktorum da tam o sırada bunu söyledi: "Bağırıp enerjini ağzından çıkaracağına enerjiyi aşağı doğru itmelisin, bak gör iki kez itsen bebek gelecek, kafasını görüyorum"

Ağzımı kapatıp nefesimi bebeğime doğru yönlendirdim. Gerçekten de iki kez ıkınınca bebek "fırt" diye çıkıverdi dışarı. O an nasıl bir rahatlama geldi anlatamam. Kocaman birşey içimden kayıp çıkıvermişti işte :)

Daha önce doktorumla konuştuğumuz gibi kordonu kesilmeden mosmor ve tortop olan bebeği kucağıma koyuverdiler. O an yaşadığım süreç çok geride kalmıştı bile. Bir mucizeye an be an tanıklık etmiştim, dolu dolu hissederek yaşamıştım. Sıcacık bir somun ekmek gibiydi Bambina, fırından yeni çıkmış tazecik bir ekmek. Aldım onu, "Hoşgeldin" dedim ona, sıcaklığını hissettim, güzelliğine doyamadım.. Kan akışı durunca kordonu kesildi ve kısa bir süreliğine yanımdaki masaya alınıp giydirildi. Bebeğin yıkanmasını istememiştim, üzerindeki tabaka onu egzama ve diğer mikroplardan koruyacaktı çünkü. Üzerine birşeyler giydirip tekrar verdiler bana Bambinayı. 

Tarih 5 Şubat 2015 Perşembe. Gece 2'de başlayan doğum süreci yaklaşık 2 saat sonra, 3:55'te son buldu. Saat 3:55'te bembeyaz nur topu gibi bir kız geldi aramıza. Bize emanet. Kim bilir bu evrendeki hangi boşluğu dolduracak, neler yaşayıp neler yaşatacak?

Bahtın açık olsun kızım, hayırlı ve mutlu bir ömrün olsun. Mutlu olasın, mutlu edesin. Görevini hep hatırlayasın. Bizi ikinci kez anne-baba yaptığın için çok teşekkürler.  Bize öğreteceğin çok şey var, biliyorum.. Seni çok seviyorum güzel kızım..

"Kendimi çok yalnız hissediyorum" diye ağlamam sanki yüzyıllar önceydi gibi geliyor şimdi düşününce. Çünkü bu düşüncenin zerresi bile kalmadı içimde. Kendimi yenilenmiş ve yeniden doğmuş gibi hissediyorum şu anda. Biliyorum Bambina hepimize iyi gelecek, rahmime düştüğü andan itibaren öyle oldu, daima öyle olacak...

8 yorum:

  1. Rabbim bahtını açık ömrünü güzel etsin tatlı Bambina'nın. Ne hızlı olmuş doğum. Blogdan gördüğüm kadarıyla güzel bir aileydiniz şimdi daha da güzelleştiniz Bambinayla. Allah daim etsin. Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. Nefes kesici bir hikayeymiş hep güzellikler olsun hayatınızda

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar guzel bir dogum! Gozunuz aydin! Bebegini saglikla, mutlulukla buyutun.

    YanıtlaSil
  4. Bir çırpıda okudum inan. Ne güzel bir doğum hikayesi öyle. Epiduralsiz doğurdun helal sana..Yalnız fotoğraf makinası ve videonun arabada unutulmasına çok güldüm:)

    YanıtlaSil
  5. Merhaba Banu! Doğum hikayenizi şimdi okudum ve çok duygulandım. Ne kadar güzel bir doğum, bayıldım.. "Bize öğreteceğin çok şey var, biliyorum.." cümlesi benim de çok kullandığım bir cümle oldu. Yine de her söylediğimde, birisinden duyduğumda veya okuduğumda bu cümlenin gerçekliğinden çok çok etkileniyorum. Çok mutlu olun. Sevgiler, Şirin ;)

    YanıtlaSil
  6. Ne harika bir doğum hikayesi..
    Umut verdin bana, doğumuma bu kadar yakınken..
    Kutlu olsun doğumu.
    Doğum günü.
    Ömrü ışık ışık geçsin...

    YanıtlaSil
  7. Dönmesi kendiliğinden mi oldu acaba ? Şuan 30 haftadayım ve maalesef benim bebekte makat gelişli :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet kendiliginden dondu zaman icinde. Sizin daha cok zamaniniz var endiselenmeyin, hareketleri duzenli yapin. Kolaylikla gelsin bebeginiz. Sevgiler :)

      Sil

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com