29 Aralık 2013

Basel - İsviçre




İsviçre'deki son yeni durağımız Basel oldu.
Cenevre'den öğleden sonra ancak ayrılabildik ve Basel'e vardığımızda biraz yorulmuştuk.
Kiraladığımız evi bulup da güzelliğini görünce bir süre evde oyalanmaya karar verdik :)
Evin bahçesi

Tilt vardı evde, daha ne olsun :)
İlginç bir gece lambası
Hal böyle olunca Basel'i gezmemiz akşama kaldı.
Gezmeye başladıktan kısa bir süre sonra hava karardı ama şikayet etmedik çünkü öyle güzel ışıklandırmışlar ki görülecek yerleri, bayıldık, hayran kaldık.
Hiç beklemediğim kadar beğendim Basel'i.
Galiba Fransız bölgesinden sonra tekrar Alman bölgesine ulaşmak herşeyi etkiledi.
En şehrin içinde dolaşan yemekli vagonu beğendim. Restoran şeklinde düzenlenmiş bir vagon. Şehirde tur atıyor. 
Bence çok romantik :)
Basel'deki gecelememiz sonrası ertesi gün başlangıç noktasına dönüyoruz: Zürih'e. 
Böylece İsviçre gezimiz sona eriyor.






Şimdi biraz bilgi verme zamanı..



Basel, İsviçre`nin kuzeybatısında bulunan bir sınır şehridir. Şehre her gün ortalama 100.000 kişi gelir ve bu sayının içinde komşu ülkelerden çalışmak için gelen insanlar da bulunur. Şehrin içinden geçen Ren Nehri, şehri Büyük Basel ve Küçük Basel olarak ikiye ayırır. İki bölgeyi de birbirine bağlayan 5 köprü vardır. En meşhuru ise Rheinbrücke’dir.
Mittlere Rheinbrücke (Merkezi Orta Köprü): Burası şehir manzarasının çok güzel göründüğü bir yer. Ren nehri üzerindeki ilk köprüdür. 1226 yılında; kısmen ahşap ve kısmen taş olarak, Heinrich von Thun tarafından yapılmıştır.Üzerinde bulunduğu yolun önemi nedeniyle, uluslar arası önem kazanmıştır. Özellikle, 14.yüzyılda, köprü, uzun ticaret yolunun Ren nehri üzerinden geçişlerinde kullanılmıştır. Daha sonra, 1899 yılında başka bir köprü yapılır. Ancak: günümüzde görülen köprü: 1903-1905 yılları arasında, tamamen taş olarak tamamlanır. Günümüzde, köprünün hemen yanındaki iskelede, Ren nehri üzerinde, ilginç geziler sunan, kruvaziyer gemiler bulunuyor.
Kleinbasel Bölgesi (Küçük Basel): MÖ.13.yüzyılda, burası ayrı bir şehir olarak gündeme gelmiştir. Şehirdeki üst sınıf insanlar, yaygın olarak bu banliyöde yaşamışlardır. Günümüzde bile, burada, daha yoğun olarak yabancılar yaşamaktadır.
Grossbasel Bölgesi (Büyük Basel): Burası, nehrin öbür yanına göre, daha eski bir yerleşim yeridir. Şehir ile, eski katedral ve Pazar alanı ve Belediye binası arasında kalan alandır. 14.yüzyılda, şehrin merkezi burasıdır. Dar sokaklar ve caddelerde, tarihi yapılar arasında keyifli yürüyüşler yapabilirsiniz.
Münster Platz: Burası, kare bir meydan. Meydanda Münster Katedrali bulunuyor. Şehrin, en eski bölümünün merkezidir. Halka açıktır. Aslında bir Katolik katedrali olmasına rağmen, günümüzde bir Protestan kilisesi olarak kullanılıyor. Yapı 12.yüzyıldan bu yana pek az değişikliğe uğraması ile öne çıkıyor. Kırmızı kumtaşı duvarları, renkli kiremitleri ve ikiz kuleleriyle, şehrin bir  simgesi gibi  hemen öne çıkıyor. MÖ.15. yılında, Roma askerleri, Roma İmparatorluğu ve Cermen kabileleri arasındaki sınırda, Katedral Tepesi üzerinde bir askeri üs inşa ederler. Katedral, bu bölgenin hemen ortasında bulunuyor. 11.yüzyılın başında, İmparator Henry II. Şehre, bu muhteşem katedrali kazandırıyor. Henry katedrali olarak bilinen yapı, 1356 yılındaki depremde yıkılır ve daha sonra onarılır. 1529 yılında, Basel tamamen Protestan inanca döner. Piskopos şehri terk eder. Katedral yapısı, zengin tüccarlar tarafından satın alınır. 18.yüzyılda, neo-klasik barok  tarzda yeniden restorasyonu yapılır. Yapının cephesinde, dikkate değer “Romanesk heykel” çalışmaları görülebilir. Yapının iki tane kulesi var. Bunlardan 62 metre yükseklikte olanı, “St.Martin’s kulesi” 1500 yılında tamamlanmıştır. Diğer kule, yani “St.George’s kulesi”, 1356 yılındaki depremde yıkılmış ve 1492 yılında yeniden yapılmıştır. Yüksekliği 65 metredir. Yapının ana giriş kapısının üzerinde, mükemmel bir heykel gurubu var. İçeride 1536 yılında, Basel şehrinde ölen, ünlü eğitmen Erasmus’un anıtsal mezarını görebiliyorsunuz. Günümüzde bu bölge, her türlü etkinlik için kullanılan ve insanların tanışmak için kullandıkları bir açık alan olarak hizmet veriyor. 1529 yılında, Basel şehri, tamamen Protestan inanca döner. Piskopos ve katedral çalışanları, Basel şehrini terk ederler. Bunun üzerine, bu alan zengin tüccarlar tarafından satın alınır. Katedral meydanı şehir yönetiminin merkezi olarak kullanılır. Günümüzde dahi, bu alan, her türlü etkinlik ve insanların bir arada tanışmaları için kullanılmaktadır. Evet, katedralin hemen arkasında: Ren üzerindeki yüksek yere “Pfalz” deniliyor. Burası, Ren nehri üzerinde bir terastır. Kelime anlamı saray’dır Buradan muhteşem şehir manzarasını izlemek mümkün.Katedralden sonra doğu yönünde ilerleyerek, Theater str. üzerinden, Belediye Tiyatrosunun bulunduğu yere doğru yürüyorsunuz.
Stadt Theater (Belediye Tiyatrosu):1834 yılında kurulmuştur. İlk bina yapılış tarihi, neoklasik mimar Melchior Berri tarafından yapılmıştır. 1904 yılında bir yangın sonucu, bina tahrip olur ve 1909 yılında yeniden inşa edilir. Tiyatronun hemen ön tarafında bir yeşil alan var. Buradaki çeşmeyi görün.
Fasnachtsbrunnen-Tinguely Çeşmesi (Karnaval Çeşmesi): Bu çeşme, Jean Tinguely tarafından tasarlanmıştır. Çeşme, su püskürten 9 karakterin, mizahi temsiliyle ilgi çekiyor. 1975-1977 yılları arasında yapılmıştır. Heykellerle birlikte 10 çeşme, su havuzu ve heykeller bulunuyor. Alçak gerilimli motorlarıyla, su spreyleri havada hareket ediyorlar. 
Marktplatz: Burada, Pazar kuruluyor. Pazarda: taze sebze ve meyveler hergün satışa sunuluyor. Cumartesi sabahları oldukça kalabalıktır. Size önerim, buraya cumartesi sabahı gidin. Ayrıca, meydanda şehrin en etkileyici binası var.
Rathaus (Belediye Binası): Meydanın nehir yönünde bulunuyor. 16.yüzyıldan kalma, bir Rönesans sarayıdır. Yapının tamamı, parlak kırmızı renge boyalı. Yapıyı küçük ve yuvarlak kuleleri, kemerler, Rönesans tarzı pencereler ve bir altın çan süslüyor. Yani görüntü olarak, dev bir bebek evi ortaya çıkmış gibi. Özellikle iç avlu görülmeye değer. İç avluyu görmek için, rehberli turlara katılmanız gerekiyor. Burada, zamanında, romantik eğlenceler yapılıyormuş. Binanın büyük cephesi, mimar Hans Bock tarafından, 17.yüzyılda boyanmıştır. Kulesi ise, 1900 yılında ilave edilmiştir.Buradan, doğu yönünde ilerleyin. Üniversitat bölümünün hemen arkasında, tarihi bir yapı var.
Spalentor (Spalen Kapısı): Burası, 14.yüzyılda inşa edilen şehir surlarından, günümüze kalan tek bölüm, yani bir kapı bölümü. Kapı üzerinde bir saat kulesi ve iki yanında, nöbetçi kulübeleri bulunuyor. 15.yüzyılda eklenen, Meryem ve Aziz heykelleri de, güzel bir görüntü oluşturuyor. İsviçre’nin en güzel kapılarından birisidir. Günümüzde, yayalar tarafından kullanılıyor. Biraz önce söylediğim gibi, kapının iki yanında kuleler var. Birinci kule 28.15 metre yüksekliğinde ve 1842 yılında yapılmıştır. Spalentor’un çatı ucuna kadar olan yüksekliği ise 40.3 metredir.Spalentor’un üzerinde bulunduğu, Schützengraben, Holbeinplatz ve Leimen str. daha sonra sağa dönülerek, Steinenring caddelerini takip ettiğinizde bir hayvanat bahçesine ulaşacaksınız.
Zoologischer Garten (Hayvanat Bahçesi): 1874 yılında kurulmuştur. Şehir halkı, buraya “Zolli” ismini vermiştir. İsviçre’nin en çok ziyaret edilen yerlerinin başındadır. Mutlaka zaman ayırın ve gidin. Zaten, şehrin tam orta yerinde bulunuyor. Yürüyerek 5-10 dakika içinde ulaşabilirsiniz. Yılda, yaklaşık 1.7 milyon kişi tarafından ziyaret edilmektedir. Burası, kentin güneybatısında, tren istasyonu yakınlarındadır. Hemen arka bölümde, tren istasyonu var. Giriş ücretli. Ancak, çocuklar kadar, yetişkinlerin de ilgisini çekiyor. Büyük bir arazide: 600 türden, yaklaşık 6000 hayvan bulunuyor. Birçok hayvan, açık ve kapalı muhafazalarda kalıyorlar. Ülkedeki hayvanat bahçelerinin en büyüğü olarak öne çıkıyor. Bahçe içinde, 1874 yılında kurulmuş bir de Bilimsel Araştırma Enstitüsü var. Burada: goril, gergedan ve diğer türler, gözetim altında üretiliyor. Bu özelliğiyle de, Avrupa’da tek.





0 kisi demis ki::

Yorum Gönder

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com