17 Aralık 2013

Fribourg ve Gruyeres - İsviçre


Gruyeres Şatosundan manzara


Gruyeres

Bern'de yarım gün gezip üstüne de Migros'tan çok ala bir yemek yiyince yola düşmemiz biraz uzun sürdü.
Bern'i sevdik, kozmopolit ve şirin bir şehir. Çoğu başkent gibi kasvetli ve sıkıcı değil.
Bern'den sonra Alman bölgesinden güneye doğru, Fransız bölgesine ilerliyoruz.

Yol üzerinde ilk durağımız Fribourg. Fribourg, Sarina vadisinde kayalıklar üzerine bir tepeye inşa edilmiş tarihi bir kent. Kentte  Alman etkileri görülmesi şaşırtıcı değil çünkü kent Almanya'nın tanınmış ailelerinden Zahringen tarafından 1157 yılında kuruluyor. Kent 1481 yılında İsviçre Konfederasyonuna katılıyor. Katolik bir kent olma özeliğini reform döneminde bile kaybetmiyor. Günümüzde halen Katolik olan şehirde ağırlıklı olarak Fransızca konuşuluyor. 

Katolik olma özelliği şehirde hemen hissediliyor. Oldukça mütevazi yapılar, renklendirilmemiş bir kilise ve şehrin genel havası bu özelliği destekliyor. Diğer İsviçre şehirlerine göre daha renksiz. Bu nedenle fazla vakit geçirmeden yolumuza devam etmeye karar veriyoruz.








Sonraki durağımız Gruyeres. Adı üstünde, burası "Gravyer" peynirleri ile ünlü :)
Cailler çikolata fabrikası da burada. Tepe üzerindeki konumu ve şatosu ile tam bir ortaçağ masalını andırıyor.
Saane vadisi ve alplere karşı inşa edilmiş olan köyün manzarası göz alıcı. Ağırlıklı olarak Fransızca konuşuluyor ve nüfus yaklaşık 1500 kişi. 
Oldukça turistik olan bu kasabada peynir yapımını görebileceğiniz bir fabrika var (www.lamaisondugruyere.ch)
Bir de şehrin tepesinde çok görkemli ve tüm alana hakim bir şato; Gruyeres Şatosu.
Biraz geçe kaldığımız için peynir fabrikasının bazı bölümleri ziyarete kapanmış. Bu nedenle diğer yerleri de göresimiz gelmiyor. Dışarıdan izlemekle yetiniyoruz. Bambinoya, oraya gidene kadar peynir yapımının anlatıldığı "Meraklı Minik" dergisini okuyorum ve peynir fabrikasına gideceğimizi anlatıyorum. Allah'tan peynirle arası çok iyi olmadığı için fabrikayı gezemediğimize hiç içerlemiyor, üzülmüyor :) Dışarı çıkıp çayırlarda oynamak daha keyifli nasılsa :)) O üzülmeyince ben de rahatlıyorum, ne de olsa beklenti yarattık çocukta.
Tesisin satış yapılan bölümünde 4 ay, 6 ay ve 10 ay dinlendirilmiş tadımlık gruyere peynirleri bulunuyor. Peynirlerini müthiş tanıtıyor ve pazarlıyorlar. Ama bizim Kars Gravyerini bilen yok :(




Peynir fabrikasından sonra istikamet tepedeki şato. Şatonun içinde bulunduğu kasaba alanına arabayla giremiyorsunuz, park edip 5 dakikalık bir mesafe yürünerek köye ulaşılıyor. Burası hala tarımla uğraşan bir köy, bunu köydeki marketlerden anlayabiliyorsunuz: köy ekmeği, krema, beze, peynir gibi ürünler satılıyor. Tabii fiyatlar turistik.
Küçük meydanından yürüyerek sevimli kafelere ve hediyelik eşyalara bakıyoruz.
Burasını İtalya'daki Siena kasabasına benzetiyorum. Sokakları, kafeleri, insanları oradakiler gibi. Ama şatosu çok çok daha güzel :) Ne yazık ki biz gittiğimizden 15 dk sonra şato ziyaretçilere kapanıyor. Biz de kasabanın güzelliğine kapılıp saate bakmayı akıl etmiyoruz. Yine de manzaranın ve güzel kasabanın keyfini çıkartıyoruz bol bol. Hiçbir şey keyfimizi bozamıyor burada :) Zaten şato hakkımızı Montrö'de kullanıyoruz daha sonra...
Şato tepede













Gruyeres Şatosu: Gruyere Şatosu (Chateau de Gruyere) M.S.1000 yıllarında yapılmış ve uzun yıllar bölgeye hükmetmiş. (www.chateau-gruyeres.ch) 1554 yılına kadar Gruyeres Kontuna aitmiş ama bu tarihte trajik bir biçimde kontun iflasıyla şato kredi aldığı Bern ve Fribourg bölgeleri arasında paylaşılmış. Yıllarca farklı ev sahiplerini ağırlayan şato nihayet 1938 yılında tekrar Fribourg bölgesine geçerek müze olarak kullanılmaya başlanmış. İç dekerasyonu Chillon (Montrö'deki şato) gibi nostaljik olmasa da manzarası için görülmeye değer. Çok iyi restore edilmiş, bazı odaları da dekore edilmiş bu ortaçağ şatosu, şato yaşantısı hakkında fikir verdiği gibi, alt katlarda gösterilen belgesel video gösterisi ile de bölgenin tarihçesi hakkında fikir edinilebiliyor. 








 Gruyeres'e bayılıyoruz :) Yemyeşil, tertemiz, sakin (biz akşama kaldığımız için öyle denk gelmiş de olabilir).
Günün yorgunluğunu atmak üzere Meyriez'deki evimize gidiyoruz...

4 yorum:

  1. Ne güzel bir yermiş,bayıldım.Siena'ya gitmiştim ve çok beğenmiştim.İsviçre'de gidilesi bir yermiş.İspanya hevesim geçsin şartlar uygun olursa İsviçre'yi de ekleyeyim hedeflerime.Meraklı Minik'in peynirli sayısını bilmiyordum.Üzerinde inek resmi olandı herhalde,onu kaçırmışız oğlumla.Ailece çok güzel yerler geziyorsunuz hep böyle iyi günleriniz olsun inşallah.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  2. Hümeyra, çok teşekkürler. İspanya da çok güzel bir yer, bize daha yakın kültür olarak :) İsviçre'yi de eklemene sevindim, umarım yakın zamanda gidersiniz.
    İnek resimli olandı galiba, evet. Biz abone olduk, her ay eve geliyor.
    İyi dileklerine çok teşekkürler!
    Sevgiler :)

    YanıtlaSil
  3. Renksiz ama çok güzel kentlermiş.
    Tepedeki şato, sokağın ortasında preslenen o peynir çok ilgimi çekti.
    Harika fotoğraflarla desteklenen anlatım ve tanıtım için yine yeniden teşekkürler efendim...
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim efendim, beğenmenize sevindim :)
      Sevgiler benden de..

      Sil

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com