Gruyeres Şatosundan manzara |
Gruyeres |
Bern'de yarım gün gezip üstüne de Migros'tan çok ala bir yemek yiyince yola düşmemiz biraz uzun sürdü.
Bern'i sevdik, kozmopolit ve şirin bir şehir. Çoğu başkent gibi kasvetli ve sıkıcı değil.
Bern'den sonra Alman bölgesinden güneye doğru, Fransız bölgesine ilerliyoruz.
Yol üzerinde ilk durağımız Fribourg. Fribourg, Sarina
vadisinde kayalıklar üzerine bir tepeye inşa edilmiş tarihi bir
kent. Kentte Alman etkileri görülmesi
şaşırtıcı değil çünkü kent Almanya'nın tanınmış ailelerinden Zahringen
tarafından 1157 yılında kuruluyor. Kent 1481 yılında İsviçre Konfederasyonuna
katılıyor. Katolik bir kent olma özeliğini reform döneminde bile kaybetmiyor. Günümüzde halen Katolik olan şehirde ağırlıklı olarak Fransızca konuşuluyor.
Katolik olma özelliği şehirde hemen hissediliyor. Oldukça mütevazi yapılar, renklendirilmemiş bir kilise ve şehrin genel havası bu özelliği destekliyor. Diğer İsviçre şehirlerine göre daha renksiz. Bu nedenle fazla vakit geçirmeden yolumuza devam etmeye karar veriyoruz.
Sonraki durağımız Gruyeres. Adı üstünde, burası "Gravyer" peynirleri ile ünlü :)
Cailler çikolata fabrikası da burada. Tepe üzerindeki konumu ve şatosu ile tam bir ortaçağ masalını andırıyor.
Cailler çikolata fabrikası da burada. Tepe üzerindeki konumu ve şatosu ile tam bir ortaçağ masalını andırıyor.
Saane vadisi ve
alplere karşı inşa edilmiş olan köyün manzarası göz alıcı. Ağırlıklı olarak
Fransızca konuşuluyor ve nüfus yaklaşık 1500 kişi.
Oldukça turistik olan bu kasabada peynir yapımını görebileceğiniz bir fabrika var (www.lamaisondugruyere.ch).
Bir de şehrin tepesinde çok görkemli ve tüm alana hakim bir şato; Gruyeres Şatosu.
Biraz geçe kaldığımız için peynir fabrikasının bazı bölümleri ziyarete kapanmış. Bu nedenle diğer yerleri de göresimiz gelmiyor. Dışarıdan izlemekle yetiniyoruz. Bambinoya, oraya gidene kadar peynir yapımının anlatıldığı "Meraklı Minik" dergisini okuyorum ve peynir fabrikasına gideceğimizi anlatıyorum. Allah'tan peynirle arası çok iyi olmadığı için fabrikayı gezemediğimize hiç içerlemiyor, üzülmüyor :) Dışarı çıkıp çayırlarda oynamak daha keyifli nasılsa :)) O üzülmeyince ben de rahatlıyorum, ne de olsa beklenti yarattık çocukta.
Tesisin satış yapılan bölümünde 4 ay, 6 ay ve 10 ay dinlendirilmiş tadımlık gruyere peynirleri bulunuyor. Peynirlerini müthiş tanıtıyor ve pazarlıyorlar. Ama bizim Kars Gravyerini bilen yok :(
Peynir fabrikasından sonra istikamet tepedeki şato. Şatonun içinde bulunduğu kasaba alanına arabayla giremiyorsunuz, park edip 5 dakikalık bir mesafe yürünerek köye
ulaşılıyor. Burası hala tarımla uğraşan bir köy, bunu köydeki marketlerden
anlayabiliyorsunuz: köy ekmeği, krema, beze, peynir gibi ürünler satılıyor. Tabii
fiyatlar turistik.
Küçük
meydanından yürüyerek sevimli kafelere ve hediyelik eşyalara bakıyoruz.
Burasını İtalya'daki Siena kasabasına benzetiyorum. Sokakları, kafeleri, insanları oradakiler gibi. Ama şatosu çok çok daha güzel :) Ne yazık ki biz gittiğimizden 15 dk sonra şato ziyaretçilere kapanıyor. Biz de kasabanın güzelliğine kapılıp saate bakmayı akıl etmiyoruz. Yine de manzaranın ve güzel kasabanın keyfini çıkartıyoruz bol bol. Hiçbir şey keyfimizi bozamıyor burada :) Zaten şato hakkımızı Montrö'de kullanıyoruz daha sonra...
Şato tepede |
Gruyeres Şatosu: Gruyere Şatosu (Chateau de Gruyere) M.S.1000
yıllarında yapılmış ve uzun yıllar bölgeye hükmetmiş. (www.chateau-gruyeres.ch) 1554 yılına
kadar Gruyeres Kontuna aitmiş ama bu tarihte trajik bir biçimde kontun
iflasıyla şato kredi aldığı Bern ve Fribourg bölgeleri arasında paylaşılmış.
Yıllarca farklı ev sahiplerini ağırlayan şato nihayet 1938 yılında tekrar Fribourg
bölgesine geçerek müze olarak kullanılmaya başlanmış. İç dekerasyonu Chillon (Montrö'deki şato)
gibi nostaljik olmasa da manzarası için görülmeye değer. Çok iyi restore
edilmiş, bazı odaları da dekore edilmiş bu ortaçağ şatosu, şato yaşantısı
hakkında fikir verdiği gibi, alt katlarda gösterilen belgesel video gösterisi
ile de bölgenin tarihçesi hakkında fikir edinilebiliyor.
Gruyeres'e bayılıyoruz :) Yemyeşil, tertemiz, sakin (biz akşama kaldığımız için öyle denk gelmiş de olabilir).
Günün yorgunluğunu atmak üzere Meyriez'deki evimize gidiyoruz...
Ne güzel bir yermiş,bayıldım.Siena'ya gitmiştim ve çok beğenmiştim.İsviçre'de gidilesi bir yermiş.İspanya hevesim geçsin şartlar uygun olursa İsviçre'yi de ekleyeyim hedeflerime.Meraklı Minik'in peynirli sayısını bilmiyordum.Üzerinde inek resmi olandı herhalde,onu kaçırmışız oğlumla.Ailece çok güzel yerler geziyorsunuz hep böyle iyi günleriniz olsun inşallah.Sevgilerimle.
YanıtlaSilHümeyra, çok teşekkürler. İspanya da çok güzel bir yer, bize daha yakın kültür olarak :) İsviçre'yi de eklemene sevindim, umarım yakın zamanda gidersiniz.
YanıtlaSilİnek resimli olandı galiba, evet. Biz abone olduk, her ay eve geliyor.
İyi dileklerine çok teşekkürler!
Sevgiler :)
Renksiz ama çok güzel kentlermiş.
YanıtlaSilTepedeki şato, sokağın ortasında preslenen o peynir çok ilgimi çekti.
Harika fotoğraflarla desteklenen anlatım ve tanıtım için yine yeniden teşekkürler efendim...
Sevgiler...
Rica ederim efendim, beğenmenize sevindim :)
SilSevgiler benden de..