Interlaken'deki 2 gece konaklamadan sonra sabah erkenden Bern için yola çıktık.
Bern, İsviçre'nin başkenti ve UNESCO
dünya kültür mirası listesine girmiş bir şehir. 1191 yılında Dük Berchtold V. von
Zähringen tarafından kurulmuş, 1848 yılından beri ise başkent. Şehrin sembolü
Ayı. Şehrin kurucusu ava ilk çıktığında hangi hayvanı vurursa şehrin sembolü
olacağını söylüyor ve avda ilk vurduğu hayvan Ayı oluyor. Aynı zamanda
yüzyıllardır şehrin sembolü olan Ayıların bulunduğu büyük bir park (barengraben) turistlerin ziyaretine açık.
Bernin tarihi şehir merkezi oldukça küçük, bu nedenle gezinize hangi noktadan başlarsanız başlayın tüm
görülecek yerlere ulaşmanız mümkün.
Şehirde değişik yerlerine yayılmış 100'ün üzerinde fıskiye bulunuyor. Her sokakta bir çeşme var neredeyse. Bazılarının tarihi değeri daha yüksek.
Şehirdeki dikkat çeken noktalar:
Botanik bahçesi (Rosegarden): Japonlardan
fırsat bulursanız, çok güzel fotoğraf manzaralarıda yakalamak mümkün. Ayrıca çok
güzel manzaralı kafeteryasında da birşeyler içmek iyi bir fikir olabilir. Bu büyük park binlerce değişik
çeşit bitkiyi ve gülü görmek mümkün.
Bern Federal Building (Bundeshaus)
-İsviçre Hükümet Binası
Spitalgasse:6 km uzunluğunda üzeri kemerlerle örtülü bir alışveriş caddesi. Cadde boyunca
ilerleyip, küçük meydancıklardaki rastladığınız çeşmeleri seyrebilir, saat
kulesindeki savaşa her an hazır ayı nöbetçileri görebilir, Belediye Sarayı’nın
görkemini arttıran su havuzunun ışık oyunlarını seyrebilirsiniz.
Markgasse: Burası Ortaçağ döneminde, Bern şehir merkezidir.
13.yüzyılda inşa edilmiştir. Burada, 2 çeşme
var. İlk çeşme Anna Seiler’e adanmıştır. Bu kişi salgın hastalığa
yakalananlara evini açan, Island Hospital’ın kurucusudur. Heykelde, Anna,
küçük bir tabak içine su döken, mavi elbiseli bir kadın tarafından temsil
edilmektedir. Diğeri ise, üzerinde bir bayraktar heykeli olan “Schützenbrunnen”dir.
Caddenin sonunda bir meydan var.
Zeitglockenturm (Zytglogge) : Bern şehrinin ayıdan sonraki ikinci sembolüdür. Şehrin en eski anıtı ve sıra dışı bir
saat kulesidir. 1218-1220 yılları arasında, batı kent kapısı olarak, ahşaptan
inşa edilmiştir. 1256 yılında ise, bir hapishane olarak kullanılmıştır. 1405
yılında ise, günümüzde kullanılan saat mekanizması yerleştirilmiştir. 1770-1771
yılları arasında ise, kulenin dış görüntüsü, barok bezemeler yapılarak bugünkü
görüntüye kavuşmuş. Kadran üzerinde, Roma tanrıları Venüs, Mars ve Jupiter’in
resimleri var. 1405 yılında, kuledeki dökme çana, saati duyurmak için elle
vuruluyordu. Daha sonra, 1530 yılında, süslü astronomik objeler eklendi. Saat
kulesinde, saat başlarında, muhteşem bir gösteri sunuluyor. Ama, gösteriyi
izlemek için, saat başından en az 5 dakika önce mutlaka burada bulunun.
Gösteri soytarının başının üzerinde bulunan 2 çanın çalmasıyla başlıyor.
Ardından ayılar geçidi başlıyor, horoz ötüyor ve kanatlarını çırpıyor. Zaman
baba, kum saatini döndürüyor ve zaman böylece akıp gidiyor.
Kramgasse: Burası popüler bir alışveriş merkezidir. Uzunluğu,
hafif eğimi ve Barok cepheli yapıların bulunduğu sokakları var. Caddenin toplam
uzunluğu 330 metredir. Caddede eczaneler, fırınlar, bankalar, kuyumcular,
mağazalar, kitapçılar, sanat galerileri, butikler, restoranlar, mobilya
mağazaları, gözlükçü mağazaları, kürkçü, saat bayilikleri ve şarap mahzenleri
var. Burada, ilk olarak karşınıza yine bir çeşme çıkıyor. Ayrıca Albert Einstein, 1902-1909 yılları
arasında, bu cadde üzerinde bulunan 49. numaralı evde yaşamıştır. Ünlü fizik
bilgininin, “Görelilik Kuramını” geliştirdiği ev, günümüzde bir müzeye
dönüştürülmüş.
Einstein Haus: Ünlü fizikçi Albert Einstein 1905 yılında, Bern
şehrinde, İsviçre Patent Enstitüsünde çalışırken ışık, uzay ve zamana ilişkin
kuramlarla ilgileniyordu. E=mc kare olarak geliştirilen görelilik kuramını
burada geliştirir ve geliştirdiği yıl olan, 1905 yılı, Annus Mirabilis (Mucize
Yılı) olarak anılır. Einstein, karısı ve oğlu ile birlikte, burada
yıllarca yaşamış ve kendisine Nobel kazandıran fotoelektrik olayı ile ilgili
teorisini de burada geliştirmiş. Günümüzde, bu ev, küçük bir müzeye
dönüştürülmüştür. İkinci katta ünlü bilgin ve ailesinin yaşam koşulları, o
zamanki mobilyalar la gösterilmiştir. Üçüncü katta ise, bilginin biyografisi ve
hayatı, çalışmaları anlatılıyor.
Zahringerbrunnen (Zahring Çeşmesi): Kramgasse bölgesindedir. 1535 yılında inşa edilmiştir. Çeşmede ayaklarının dibinde bir
yavru ayı bulunan; zırh kuşanmış bir ayı heykeli var. Kalkanında aslan
resmi var. Çeşme şehrin kurucusuna adanmıştır.
Rathaus (Belediye Sarayı): Burası Postgasshalde ve Postgaasse
caddeleri arasındadır. Bern kanton parlamentosu burada toplanmaktadır. Bina
1406-1415 yılları arasında yapılmıştır. Birinci katta merdiven üzerinde bir
çift oda var. Belediye Sarayının
hemen karşısında güzel bir çeşme var. Tipik üniforması içinde, Bernli bir
bayraktarı gösteren, rengarenk, Vennerbrunnen (Bayraktar Çeşmesi) Çeşmesi.
Heykel 1542 yılında inşa edilmiştir. Burayı kaçırmayın, görün.
Laufer Pltz. Meydanına
inin. Burada bir köprü var. Bir de çeşme var. Haberci çeşmesi Bu çeşme, Fransa
kralı tarafından, Fransızca konuşamadığı için kınanan ve krala “Siz de Almanca
konuşamazsınız.” Diye karşılık veren Bernli habercinin anısına yapılmıştır.
Untertorbrücke Köprüsü: Şehrin, en eski köprüsüdür.
1461-1489 yılları arasında yapılmıştır. İlk yapıldığında: meşe ve ahşap
kısımların yoğun olduğu köprü 1460’lı yıllarda, tamamen taş olarak yeniden
yapıldı. 1818 yılında, köprünün üst yapısında değişiklikler yapılmıştır.
1979-1981 yılları arasında, köprüde restorasyon yapılmıştır. Köprüden nehrin
öbür yanına geçin ve sağda önünüze çıkan yokuşu tırmanarak, Barengraben (Ayı
Hendeği) bölümüne ulaşın.
Barengraben (Ayı Hendeği): 15.yüzyıldan bu yana, “ayılar” kent
kültürünün önemli bir simgesi-maskotu olmuştur. Burası, ayılar için bir konut.
Şehirde mevcut ayıların, ilk kayıtları 1441 yılından geliyor. 1925 yılında,
küçük bir çukur, genç ayı yavruları için ayrılmıştır. Hendekte ayılar var.
Hava elverişliyse, anne ayılar ve yavruları, dışarıya çıkarılıyorlar ve
ziyaretçiler tarafından izleniyorlar. Burada Bear Park girişi de bulunuyor.
Bear Park: Burayı ziyaret ücretsizdir. 2009 yılında açılmıştır.
Burada 4 tane ayı bulunuyor. Burada oynayan ayıları görebilirsiniz. 6000
metre karelik site, ayı çukur bölgesine kadar uzanıyor. Küçük bahçeler,
çalılar, mağaralar ve geniş bir havuz ve bu alanlarda oynayan ayıları izlemek
isterseniz, burayı ziyaret etmelisiniz.
Bern Münster Katedrali: Burası, İsviçre’nin en görkemli
katedralidir. Buranın yapımı, 200 yıldan fazla sürmüş. İnşaatına, 1421 yılında
başlanmış, ancak nef bölümünün tamamlanması, 150 yıl sürmüş. 1893 yılında,
yapıya eklenmiş kule külahının uzunluğu 100 metredir. Kulede bulunan büyük çan
ise, 1611 yılında buraya konulmuş olup, 10 ton ağırlığındadır. Ana girişin
üstündeki alınlıkta “Son Yargı” isimli bir eser var. Erhart
Küng tarafından yapılan eser her sosyal
sınıftan, toplam 234 lanetli ve kutsanmış ruhu temsil ediyor ve 1490-1495
yılları arasında yapılmıştır. Koro bölümünde 15.yüzyıldan kalma vitray
pencereler var. İsviçre’nin en yüksek
kulesi burada. Kulenin ikinci katından, şehrin güzel manzarasın seyretmek
mümkün. Ancak, kuleye tırmanmak için, elbette biraz güç gerekiyor. Asansör yok.
254 taş basamaklı merdiven var. Bu merdivenler, dar ve spiral. Ancak, buraya
çıktığınızda, karlı dağların muhteşem görüntüsü ile büyüleneceksiniz. Katedralin
hemen arkasında Münster Platform var. Buradan, ilginç bir asansörle nehir
kıyısındaki bir bölgeye inebiliyorsunuz. Burada butikler, el sanatları
ürünlerinin satıldığı tezgahlar ve sanatçı stüdyoları var.
Fotoğrafların kalitesi her daim çok güzel.
YanıtlaSilBern'e dair şahane bir tanıtım olmuş.
Rehberliğin harika canım..
Teşekkürler, sevgiler emeğin için...
Zeugma, çok teşekkürler. Sevgiler benden de :)
YanıtlaSil