Meyriez - Morat Gölü - İsviçre

Meyriez, şirin mi şirin bir ortaçağ kasabası görünümünde.
Kalacağımız eve hava kararmaya yakın gittiğimiz için ancak ertesi gün gezebiliyoruz.
İsviçre gezisinde bir ilki gerçekleştirip ev sahipleriyle birlikte bir evde kalıyoruz.
Ev sahiplerimiz Eve ve Jean Pierre çok misafirperver ve canayakın insanlar.
İlk deneyimimizin böyle olması bizi daha sonra da bu tür konaklamaya yüreklendiriyor :)
Denk gelmişken belirteyim: Evleri www.airbnb.com sitesinden ayarladım. Rotamızın üzerindeki evlerden beğendiklerimin istediğim tarihlerde uygun olup olmadıklarına baktım, daha sonra ev sahipleriyle yazıştım, kafamdaki sorulara yanıt buldum ve bu şekilde tam 4 ev ayarladım bu gezide.
Sadece Meyriez'de kaldığımız evde oda tutmuş olduk, diğerlerinde tüm ev bize aitti ve ev sahipleri biz oradayken evde değildi.
Bu evin de fotolarını görür görmez çok sevdim, mutlaka kalmalıyız diye düşündüm. İyi ki de kalmışız, evin dekorasyonu öyle güzeldi ki, dekorasyon dergilerinden fırlamış gibiydi her bir köşe. Salondaki Jean Pierre tasarımı şömineden tutun, banyodaki Buda heykeline, dışarıdaki Zen bahçesinden, nilüferli süs havuzuna, her kadının hayali her detayın düşünüldüğü kullanışlı mutfaktan inekli tuvalet fayanslarına kadar herşey ilham vericiydi! Evin diğer fotoğrafları için buraya tıklayabilirsiniz.

Eve ve Jean Pierre, sağolsunlar, tüm evi kullanımımıza sundular. Karşılıklı iyi niyet olunca anlaşmak ve kaynaşmak uzun sürmedi :)
Eve geldiğimizde acıkmıştık; planda mercimek çorbası ve ton balıklı makarna ve mevsim salatası yapmak vardı.
Ev sahipleri mufağı istediğimiz gibi kullanabileceğimizi söylediler ve her ihtiyacımızı karşıladılar.
Biz de onları yemeğimize davet ettik :) Mercimek çorbasını çok sevdiler, biz gelmeden yemiş olmalarına rağmen bir tabak yediler.
Yemekten sonra biz normal bir şekilde masayı topladık, bulaşıkları makineye yerleştirdik ve ortalığı toparladık. Eve, evlerine gelen konuklarının genelde bu titizlikle davranmadıklarını söyledi ve yaptıklarımız için çok teşekkür etti. Biz ekstra birşey yapmadık ki, evimizde ne yapıyorsak o kadarını yaptık :))
Biraz sohbet ve muhabbetten sonra arkadaşımla ben salonun güzel atmosferinde geceyarısına kadar muhabbet ettik. Güzel müzik ve kahve eşliğinde sohbet bir tatlıydı ki :)

Ertesi sabah Jean Pierrre bize bir jest yapıp fırından taze ekmekler ve omlet yapmamız için yumurtalar aldı. Biz de güzel bir kahvaltı hazırladık ve yine birlikte yedik.
Herşey öyle harikaydı ki, tatilin kalanını oracıkta geçirmek istedik. Kojoyla karar verdik, Bambino büyüyünce Jean Pierre amcasının yanına yollayacağız :) Gözümüz arkada kalmayacak, biliyoruz :))
Ayrılık vakti geldiğinde Eve ve Jean Pierre şehri gezmeden bizi bırakmayacaklarını söylediler ve arabayla eskortluk ederek bize şehri turlattılar. 
Meyriez için bir sonraki gelişimizde daha fazla ayırmaya söz vererek yola koyulduk.
Ama kalbimiz o evde kaldı...