Mayis ayi bitiyor neredeyse ama ben hala bu ay icinde gerceklestirdigimiz 3 ayri geziyi yazamadim. Uc haftasonu ust uste yeni yerler kesfettik ve daha da guzeli mangal yaptik, hem de kalabalik bir ekiple. Zaten bu tur seyler de kalabalikla cok zevkli oluyor, herkes bir isin ucundan tutuyor, muhabbete doyulmuyor!
Isin kotu tarafi, 1. haftadaki mangaldan sonra bizim fotograf makinesi yere dustu ve o andan itibaren kendisine ulasilamiyor! :( Burada yaptirmasi pahali olur diye TR'ye gitmeyi bekliyor zavallim. Cep telefonuyla cekilen resimler var ama onlar bana pek keyif vermiyor. Resim cekemedikten sonra kuru kuru yazmak da benim hosuma gitmiyor. Sirf bu yuzden artik gezmeye falan gitmiyoruz :PP
Saka bir yana, ciddi ciddi gezme tempomu yavaslattim son aylarda. Daha dogrusu gidemedigimiz Hollanda-Danimarka gezisinden sonra biraz geri duruyordum, bilincalti yaptim galiba. Sonrasinda patlak veren Izlanda volkan olayindan sonra ise onca cile ceken insani gorunce iyiden iyiye sogudum uzak diyar gezmelerinden. Hatta TR'ye gitmeden onceki son buyuk capli gezi istegim olan Amerika-California gezisinden kendi istegimle vazgectim (ki gorulmemis seydir benim bir geziden vazgecmem!) Gecen haftaya kadar hala ara ara Iskocya ve Irlanda hava sahasi kapaliydi; yani siz gundemden dustugune bakmayin, hala patlamalar devam ediyor Izlanda'da! Hal boyle olunca "Gidip de donememek de var" diyerek vazgectim Amerika gezisinden. Zaten gitmek istedigim de bir yer kalmadi su Avrupa'da :PPP Belki Portekiz'e gidebilirdik ama yakin zamanda giden arkadaslarimiz hic degmeyecegini soyleyince ondan da vazgecmistik. Aslinda bir de Isvicre vardi ama neyse :P
Onun yerine Ingiltere icinde gezmeye verdik kendimizi. Her haftasonu ayri bir yere gidiyoruz, hem geziyoruz hem piknik yapiyoruz. Boylesi de cok keyifli! Amerika icin ayridigimiz butceyi de bebek arabasi, sut sagma makinesi gibi buyukbas ihtiyaclarimiz icin harcadik. Tabi TR'ye nasil goturecegiz kismi hala muamma :P
Fotograflar ilk gezimiz olan Polesden Lacey'den. 1336'dan beri varligini surduren Polesden Lacey, yaklasik 566 hektar arazi uzerine kurulu. Evin tarihte bircok sahibi olmus, bunlar icinde zamanin unlu sairleri, mimarlari ve Kraliyet ailesine yakinligi ile taninan kisiler de yer almis. 1906'da evi Bayan Greville almis ve Ritz Oteli'nin mimarina yeniden tasarlatmis evi. Bayan Greville bu evde balayinin bir kismini gecirmek icin gelen Anne Kralice Elizabeth'i agirlamis.
Kapinin girisinde "Sene 1932. York Duku ve Dusesi'nin 9. evlilik yildonumlerini kutlamak uzere davet edildiniz. Mrs Greville'in konugu olmanin nasil birsey oldugunu kesfedin" yazan bir bilgilendirme ve davet tableasi var. Iceri girer girmez kendinizi 1932'de saniyorsunuz. Hersey en ince detayina kadar dusunulmus, menu hazir, yemek masasi hazir, sizi bekliyor :)
Ben kutuphaneye bayildim, aksama kadar kitap okuyabilirim orada :) Ucsuz bucaksiz bahceye bakan tavana kadar uzanan camlar, yine yerden tavana kadar uzanan kutuphane, berjerler, abajurlar, masal gibi hersey!
Evin bahcesi de ev gibi, gez gez bitmeyecek turden! Biraz dolasip solugu giristeki kafede aldik, yordu bizi ev :)
Gozlerden sonra midelere geldi sira sonrasinda: Cevrede konuslanacagimiz bir yer bulmaca, erkeklerin mangal yakmacasi, kizlarin cevreyi kesfetmesi ve masayi kurmacasi, tek cocuk olan MK'nin goldeki ordeklerle oynamacasi, sonra pisen guzelliklerin bir guzel midece indirilmecesi :) Atesin etrafinda saatlerce muhabbet edilmesi, isinilmasi, tekrar yemek yenmesi, hatta devamli yemek yenmesi... :))
Ve aci gercek: Bu aktivitenin ust uste her haftasonu tekrar edilmesi ile cok hizli bir sekilde kilo alinmasi... :P