|
Şehrin hemen arkasında yüksek dağlar uzanıyor. Karadenize benzettim ben. |
|
Nakış gibi işlenmiş bir cumba |
|
Evlerin kendisi sanat eseri |
|
Şirin dükkanlar ve evlerle dolu sokaklar |
St Gallen'e gitmemizin yegane amacı Stiftsbibliothek adlı kütüphaneyi ziyaret etmekti.
Yoksa rotayı epey uzatmış oluyorduk.
Ama değdi mi, değdi!
Zürih'in epey kuzeyinde, Avusturya sınırı yakınlarındaki St Gallen, UNESCO Kültür Mirası listesinde yer alan bu güzel kütüphaneyi barındırıyor. Kütüphaneyi bu adresten ziyaret edebilirsiniz.
Kütüphane, şehrin katedralinin yer aldığı bir meydanda. Meydan ve civar sokaklar trafiğe kapalı. O nedenle sokaklarda gezmesi çok keyifli. Sokak aralarında gezindikten sonra meydana ulaştık ve önce katedrali ziyaret ettik.
|
Katedralin kapısı |
|
İçeriden bir kare |
|
Tavan resimleri çok güzel |
Kütüphaneye girerken ayakkabılarımızın üzerine yumuşak terlikler giydik, devasa
boyda terlikler düşünün, ayakkabınızı çıkarmadan giyebiliyorsunuz.
Onlardan giyip yüzyıllar önce keşişlerin yaşadıkları yerlerde dolaştık.
El yazmalarının kokusunu içimize çektik. O zaman haiz oldukları derin
bilgilere şapka çıkarttık. Büyülü bir atmosferde, kendimi Gülün Adı'nda
gibi hissettim.
St.Gallen‘deki Benedictin Kilisesi‘nin kurucularının, M.S.600′lü yıllarda
oluşturmaya başladığı bu kütüphane, 9.yy.da zenginleşerek bölgede etkin bir
konuma gelmiş. 150.000 kitaptan oluşan arşivde, 2000'e yakın el yazması
bulunuyor. Mısır’dan getirilen mumyadan, Osmanlı el yazmalarına kadar geniş bir
perspektif sunuyor .Kütüphanenin iç dizaynı, 1758 yılında bugünkü rococo
tarzını almış, tavan fresklerinde Nicea, Constantinople, Ephesus ve Calcedon
resimleri yer alıyor, ahşap işçiliği ve zemin parkeleri ise ayrı bir şaheser.
Benedictin rahiplerinin ürpertici ruhları
yüzyıllar boyunca saklanan bu eserlere sinmiş gibi insanı diken diken eden bir
etkiye sahip. Kapıdan geçtiğiniz an, zaman tüneline girmiş gibi hissettiğiniz
bir müze kütüphane.
Fotoğraf çekmek yasak olduğu için buradan görüntü yok malesef.
Bu etkileyici mekandan ayrılıp şehrin sokaklarına tekrar dalıyoruz. Katedralden çıkınca, tam karşı caddede, "Chocolaterie am Klosterplatz" var. Burası
deneysel çikolataların yapıldığı ve satıldığı, alt katı atölye olan bir
çikolata satış mağazası. Venezuella kakaosu, Madagaskar kakaosu, %64 kakao
oranlı, %72 kakao oranlı gibi farklı üretimlere sahip
kakaoların, değişik oran ve farklı lezzetlerle birleştirilerek deneysel
lezzetlerin satıldığı bir çikolatacı.
|
Orijinal bir çeşme |
gezi yazılarına bayılıyorum canım. İnsan gitmiş kadar oluyor inan. fotolar ise muhteşem.Ellerine sağlık..
YanıtlaSilAfiyet olsun Zerencim, beğenmene sevindim :)
Sil