9 Kasım 2013

Herkesi Sevmek Zorunda Değilsin

 
Bilge insanların sabit bir huzur içinde olduklarını görüyorum, okuyorum.
Dünya yıkılsa yüzlerindeki hafif gülümseme ve memnuniyet hali değişmiyor.
Biri onlara kötülük yapsa "Bu onların sorunu" deyip geçiyorlar. İntikam almak, yaptığının yanlış olduğunu onlara hissettirmek ya da söylemek gibi bir kaygıları asla yok.
Başlarına her ne gelirse gelsin memnuniyet ve sevgiyle yaklaşıyorlar.
Onlar herkesi, herşeyi ama herşeyi seviyorlar.
"Bizden, onlardan" olayına hiç girmiyorlar.
Herşeyin "Bir" olduğunu biliyorlar çünkü.
O mertebeye ulaşmak oldukça meşakkatli.

Birlik bilincine ulaşınca herşeyin kaynağının tek ve bir olduğunu tüm zihniniz, bedeniniz ve ruhunuzla kabul ediyorsunuz, hissediyorsunuz. O zaman tüm olumsuz duygular benliğinizi terk etmiş oluyor.
Mutlak bir biçimde o mertebeye "henüz" ulaşmış olmasam da bazı anlarda içimdeki tüm olumsuz duyguların eriyip gittiğini ve herşeyin "bir" olduğunu hissediyorum. O nadir anlar müthiş deneyimler oluyor benim için. Varlığımın yok olduğunu, sadece ruhumun olduğunu ve özgürce gezdiğini hissediyorum. Anlatması zor :)

O anlar dışında ise olumsuz duygular hissettiğimde daha bir farkındalık yaşıyorum artık. Nasıl bundan çıkarım diye düşünüyorum olabildiğince hızlı bir şekilde.

Herkesi ve herşeyi sevmek ise mutlak olarak bana hala çok uzak, biliyorum. Eskiden başkalarını sevmediğim için daha çok kızıyordum kendime. "Birlik hissi için herkesi sevmem gerekiyor, neden yapamıyorum?" "Neden sevemiyorum insanları, mesela bazı hayvanları?" Üzülüyordum, hala olamadım diye.

Güvendiğim bir arkadaşıma danıştım. Bana dedi ki:
"Herkesi sevmek zorunda değilsin. Önemli olan, sevmediklerine bilerek kötülük yapmaman, onları bilerek incitmemen, onların yoluna çıkmaman. Asgari düzeyde kimseye zarar vermemen."

Biraz rahatladım bunları duyunca :)
Kimseyi yargılamadan, eleştirmeden herkesle birarada yaşabilmeyi öğrenmeye başladım.
Yargılamak beni de yargıladığım kişiyi de tutsak ediyor sanki.
İki tarafı da özgürleştirmek için kabullenmeli.
Öğreniyorum, yolun çok başındayım.

Aşağıdaki yazıyı okuyunca bunları paylaşmak geldi içimden.
Naçizane...


 "Facebook’ta dolaşan hepimiz “sevgi pıtırcığıyız” sözlerini ve kişisel gelişim kitaplarını yazanların acaba kaçı bunları hayatına geçirebilmiştir,
Düşündünüz mü hiç…?
“Birlik bilinci”ni idrak etmeden herkesi sevmemiz mümkün değildir!
Farkındalığın nihai noktasına vardığımızda zaten “koşulsuz sevgi” kendiliğinden gelir, zorlama olmadan!
Herkesi sevemiyorum diye üzülmeyin, kendinize yakın gördüğünüz benzer ruhları seversiniz, aynı frekansta titreşirsiniz çünkü.
Ne yapabiliriz peki…?
Başka ruhların yolculuğunu yargılamayız mesela,
İnsanları iyi ya da kötü diye etiketlemeden, oldukları gibi kabul etmeye çalışabiliriz,
Yargılamadan önce empati yapmaya çalışabiliriz, kimse kimsenin geçtiği yollardan geçmiyor çünkü..
İnsanları sosyo kültürel seviyelerine göre sınıflandırmaktan vazgeçebiliriz,
Hepimizin birbirimizden öğreneceği çok şey var, bu kesin!
İnsanları ikna etmeye çalışmaktan, kendi aklımızı dayatmaktan vazgeçebiliriz,
Emek verebiliriz insanlara, dinlemeye ve anlamaya zaman ayırabiliriz,
İnsanları geçmişleriyle yargılamaktan vazgeçebiliriz,
Çünkü kimse orada yaşamıyor…
Hiçbirimiz mükemmel değiliz, son nefesimize kadar da hata yapmaya devam edeceğiz,
Çünkü her ruh kendi yolculuğunda, bu en yakınlarımız sevdiklerimiz dahi de olsa, onları bu yolculukta serbest bırakabiliriz,
Bırakın hata yapsınlar, hepimiz aynı yollardan geçtik, yaşadığımız sürece de geçmeye devam edeceğiz.
Sevgiler
Güzin Yeğin"

Kaynak buradan
Foto buradan

0 kisi demis ki::

Yorum Gönder

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com