Ağaçları, hayvanları, kırları, ormanları, çayırları, parkları.
Londra'da köşebaşında bir ağacım vardı, burada anlatmıştım.
Ağaçların yaşlarının hesaplanma şeklini öğrendiğimde çok etkilenmiştim.
Ama yöntem olarak ağacı kesmeden bunu öğrenememek üzmüştü beni.
Ağacın gövde kesitine bakılıyordu çünkü.
Keşke ağaçlar kesilmeden yaşları bilinebilse..
Bugün öğrendiğim şey ise beni tekrar büyüledi.
Ağaçların şarkılarını dinleme şansımız var artık.
Her ağacın hikayesi var ve hatta şarkısı.
Ağaçların gövdesinde bulunan yaş halkaları, Bartholomäus Traubeck isimli bir araştırmacı tarafından ses dalgalarına dönüştürülmüş.
Traubeck, Playstation’ın içerisine yerleştirilen diskleri okumak için
kullandığı göz ile plakçalarınkine benzer bir sistem kurmuş. Ardından
ağaç gövdesinden bir ‘plak’ yapmış. Sistem ağaçların gücünü, büyüklüğünü
ve yaşını tespit etmek için kullanılan yaş halkalarını sese
dönüştürüyor ve ortaya oldukça duygusal
bir piyano bestesi çıkıyor, buradan dinleyebilirsiniz.
Bir de bunu buldum.
Her şeyin bir hikayesi var. Her şey bir can. Can'a kıymak ne kadar büyük bir vebal. Bunun farkına varılsa keşke..
0 kisi demis ki::
Yorum Gönder