Bambino 2 yaşına hızlı bir giriş yapmıştı, 2 yaşının etkilerini hissetmeye devam ediyoruz :)
Sözel yeteneği inanılmaz gelişti, çok uzun ve anlamlı cümleler kurabiliyor. Ciddi ciddi sohbet ediyor insanlarla.
İnsanlarla muhabbet açma konusunda oldukça cesaretli ve girişken. Bizi götüren ve hiç tanımadığımız bir şoföre "Murat Amca, benim arabalarım cebimde" ya da "Biz buraya uçakla geldik" diyerek dakikalar süren bir sohbete başlayabiliyor.
Londra'da gece bizi eve bırakan Murat Amcası ile bizi neredeyse hiç konuşturmadı. Devamlı bir konu açtı, devamlı konuştu. Murat Amcası ile konudan konuya geçtiler.
Kendini güvende hissettiği ortamda kendi kendine keşifler yapıyor, oynuyor. Bizi unutup 5-10 dakika kendi kendine oynama becerisi 2 yaşının bir getirisi sanırım. Çok şükür bugünlere.
Gerçi hala anneyi tuvalete bile göndermeyecek kadar yanında ve elinin altında istiyor.
Geceleri çok parçalı uyuyor. Gündüz uykuları tek ve kısa sürüyor.
Anne varsa m.eme ile uyuyor hala. Onlarla arası çok iyi :)
Ortamdaki her konuşmayı kaydediyor. Hep böyleydi bu, ama artık bunu hemen belli ediyor. Yeni bir kelime duyduysa hemen kullanmaya başlıyor. Çok dikkat etmek lazım.
Sevdiklerine içten bir şekilde sarılıyor, öpüyor. Çocukların bu saf yönünü izlemek çok ama çok güzel bir şey.
Yeşil rengi maviye tercih ediyor artık.
Arabalarla oynamayı seviyor.
Kivi, elma, muz, mandalina severek yiyor.
Sebze ile arası orta.
Süt, yoğurt ve peynir yemeye çok düştü son zamanlarda. Özellikle süt içmeyi talep ediyor. Kahvaltıda biz yerken peynir yiyor.
Ortamda kendinden büyük çocuk varsa onları taklit ediyor. Onlardan çok çabuk ve çok fazla şey öğreniyor.
Parka gitmeye bayılıyor.
"Hadi gel oyun oynayalım" diyor gelenlere :) Oyuncaklarını göstermeye başlıyor hemen :)
Duygularının üzerinde duruyorum daha çok. Ona nasıl hissettiğini soruyorum. Hissettiklerini doğru anlamlandırabilmesi için ortam yaratmaya çalşıyorum. Düşündüklerinden çok duygularını doğru adlandırması önemli benim için.
Çokça ev kazası yaşıyoruz. Kafasını çarpıyor, düşüyor, takılıyor. Hepsi normal.
Londra'dan geldiğimizden beri hasta. İlk defa antibiyotiğe başladı yavrucak. Onu da içmek istemiyor. İkna ederek içiriyoruz. Şırınga ile veriyoruz. Verirken gözlerini kapatıyor, ağzını açıyor yavrum :) Sonrasında da hemen su teklif ediyorum.
Bizimle konuşarak bir konu hakkındaki düşüncelerini anlatıyor. İkna etmemiz gerekirse sohbet ederek ikna ediyoruz. Sohbet etme kısmı çok güzel. Bazen fikri değişiyor, bazen değişmiyor.
Amsterdam'da hava 5 derece iken üzerinde sadece badi olmak üzere dışarı çıkmak istedi. Pantolon yok, çorap yok, ayakkabı yok, mont yok, hırka yok, sadece badi. Baktım ikna edemiyorum "Tamam" dedim, "Çıkalım". Giysileri yanıma aldım ve odadan çıktık. Asansörle aşağı indik. Lobiden geçtik. Otelin kapısından dışarı çıktık. Ayağını beton kaldırıma değdirir değdirmez "Anne beni al" dedi :) Ve oracıkta üstünü giydi.
Yaşayınca daha kolay oluyor bazı şeyleri yapması :) Hepimiz gibi.
3 hafta birlikteydik Bambino ile. Anne-babanın yanında olması büyük bir nimetti Bambino için. İnanılmaz değiştiğini gözlemledik. Büyüdü, akıllandı, serpildi. Çok şükür.
Ama hala işe gitmemi istemiyor. Ağlayarak ayrılıyoruz sabahları :(
Sözel yeteneği inanılmaz gelişti, çok uzun ve anlamlı cümleler kurabiliyor. Ciddi ciddi sohbet ediyor insanlarla.
İnsanlarla muhabbet açma konusunda oldukça cesaretli ve girişken. Bizi götüren ve hiç tanımadığımız bir şoföre "Murat Amca, benim arabalarım cebimde" ya da "Biz buraya uçakla geldik" diyerek dakikalar süren bir sohbete başlayabiliyor.
Londra'da gece bizi eve bırakan Murat Amcası ile bizi neredeyse hiç konuşturmadı. Devamlı bir konu açtı, devamlı konuştu. Murat Amcası ile konudan konuya geçtiler.
Kendini güvende hissettiği ortamda kendi kendine keşifler yapıyor, oynuyor. Bizi unutup 5-10 dakika kendi kendine oynama becerisi 2 yaşının bir getirisi sanırım. Çok şükür bugünlere.
Gerçi hala anneyi tuvalete bile göndermeyecek kadar yanında ve elinin altında istiyor.
Geceleri çok parçalı uyuyor. Gündüz uykuları tek ve kısa sürüyor.
Anne varsa m.eme ile uyuyor hala. Onlarla arası çok iyi :)
Ortamdaki her konuşmayı kaydediyor. Hep böyleydi bu, ama artık bunu hemen belli ediyor. Yeni bir kelime duyduysa hemen kullanmaya başlıyor. Çok dikkat etmek lazım.
Sevdiklerine içten bir şekilde sarılıyor, öpüyor. Çocukların bu saf yönünü izlemek çok ama çok güzel bir şey.
Yeşil rengi maviye tercih ediyor artık.
Arabalarla oynamayı seviyor.
Kivi, elma, muz, mandalina severek yiyor.
Sebze ile arası orta.
Süt, yoğurt ve peynir yemeye çok düştü son zamanlarda. Özellikle süt içmeyi talep ediyor. Kahvaltıda biz yerken peynir yiyor.
Ortamda kendinden büyük çocuk varsa onları taklit ediyor. Onlardan çok çabuk ve çok fazla şey öğreniyor.
Parka gitmeye bayılıyor.
"Hadi gel oyun oynayalım" diyor gelenlere :) Oyuncaklarını göstermeye başlıyor hemen :)
Duygularının üzerinde duruyorum daha çok. Ona nasıl hissettiğini soruyorum. Hissettiklerini doğru anlamlandırabilmesi için ortam yaratmaya çalşıyorum. Düşündüklerinden çok duygularını doğru adlandırması önemli benim için.
Çokça ev kazası yaşıyoruz. Kafasını çarpıyor, düşüyor, takılıyor. Hepsi normal.
Londra'dan geldiğimizden beri hasta. İlk defa antibiyotiğe başladı yavrucak. Onu da içmek istemiyor. İkna ederek içiriyoruz. Şırınga ile veriyoruz. Verirken gözlerini kapatıyor, ağzını açıyor yavrum :) Sonrasında da hemen su teklif ediyorum.
Bizimle konuşarak bir konu hakkındaki düşüncelerini anlatıyor. İkna etmemiz gerekirse sohbet ederek ikna ediyoruz. Sohbet etme kısmı çok güzel. Bazen fikri değişiyor, bazen değişmiyor.
Amsterdam'da hava 5 derece iken üzerinde sadece badi olmak üzere dışarı çıkmak istedi. Pantolon yok, çorap yok, ayakkabı yok, mont yok, hırka yok, sadece badi. Baktım ikna edemiyorum "Tamam" dedim, "Çıkalım". Giysileri yanıma aldım ve odadan çıktık. Asansörle aşağı indik. Lobiden geçtik. Otelin kapısından dışarı çıktık. Ayağını beton kaldırıma değdirir değdirmez "Anne beni al" dedi :) Ve oracıkta üstünü giydi.
Yaşayınca daha kolay oluyor bazı şeyleri yapması :) Hepimiz gibi.
3 hafta birlikteydik Bambino ile. Anne-babanın yanında olması büyük bir nimetti Bambino için. İnanılmaz değiştiğini gözlemledik. Büyüdü, akıllandı, serpildi. Çok şükür.
Ama hala işe gitmemi istemiyor. Ağlayarak ayrılıyoruz sabahları :(
Öncelikle hoşgeldiniz:) sonra da Çok geçmiş olsun:( çocuklara ilaç içirmek kabus gibi gerçekten de.inşallah kısa sürede iyileşir kuzu.anneyle babayla geçirilen 3 haftadan sonra ağlamaması normal olmazdı zaten..üzülmemeye çalış..öpüyorum canım.sevgiler..
YanıtlaSilAma o ağlama kısmı bitiriyor beni Zeren yaaa :( Hiç kıyamıyorum :(
Silciddi ciddi sohbet ediliyor artık bu adamlarla yahu:))
YanıtlaSilSohbet konusu açıyor bizimki, ben ona çok şaşırıyorum :)
SilHoşgeldiniz Banu, ne guzel gezdiniz oyle :) 25. ayı kutlu olsun kuzucugun. Cok guzel aydır bu ay, ben hep oyle hatırlayacagım. Bizde emmeyi bıraktıgı, tuvalet eğitimine başladığı, yattığı yatağı büyüttüğümüz ay :) Resmen büyüyorlar ve ciddi ciddi cocuk oluyorlar artık.
YanıtlaSilNice guzel aylarınız olsun hep beraber.
Arhan'ın annesiiii :)
Arhan'ın Annesi, seninle bir türlü oturup muhabbet edemedik ne zamandır!
Sil25. ay süper geçmiş sizin, ne güzel. Darısı başımıza :)
hoşgeldiniz canım..
YanıtlaSilbambinoya çook geçmiş olsun inşallah daha iyidir şimdi..
bambinonun sohbetine de bayıldım ne kadar güzel laflar ediyor..maşallah ona kendine güveni tam :)
Çok teşekkürler.
SilKendine güven göstergesi midir bilmem ama sohbetinde bulunmanız lazım, çok keyifli :))
ay bu eski yazıymış yaa iyileşmişsinizdir artık zaten :)
YanıtlaSilHehehe :) İyileştik evet :) Gezi yazısı taslak olarak kalmış, ben de yayınladım bugün, sana o denk geldi. Bugünkü yazıma alayım seni :)
Sil