15 Mart 2010

Turkiye Gezisi ve Mucizeye Taniklik


Gecen hafta kisa sureligine Turkiye'ye gittim. Aylar oncesinden ayarlanmis olan bu gezi, aslinda okul ve projeler anlaminda hayli yogun bir doneme denk geldi ama iptal etmek de istemedim. TR'deki endokrin doktoruma gitmek istiyordum herseyden once. Kafamin rahatlamasi gerekiyordu.

Bir gunum gidis, bir gunum de donus ile gecti abartisiz. Ankara'ya direkt ucaklarin kaldirilmis olmasi nedeniyle Istanbul'da epey bekledim giderken. Gelirken de Istanbul-Londra arasi cok daha uzun surdu (dunyanin donme yonunun tersine gitmis olmamiz etkili burda). Yine giderken Istanbul-Ankara arasi guya 45 dk olan yolculuk oyle sarsintili gecti ki ve kalkis ve inis o kadar kotuydu ki, sanki saatler gibi geldi bana!

Annemlerle kavusup hasret giderdik gittigim gun ve ertesi gun. Annem sagolusun beni besiye cekti :) Oyle ozlemisim ki yemek cesitliligini, guzelim dolmalari, sarmalari, anne eli degmis herseyi... Bebis de bayram etmistir herhalde :))

Pazartesi gunu erkenden doktor randevulari icin yola ciktik. Oncesinde gitmemis gereken bir yer vardi, oraya ugradik. Annem arabada beklerken ben isimi halledip geldim. Ama o da ne, araba bir gidim calismasin mi! Mars basmaz, kontak donmez, tik yok arabada! Tam da islek bir caddedeyiz, Allahtan hafif kaldirima cikmisiz. Ben tabi ne servis numarasi biliyorum ezbere, ne de telefonumda kayitli. Hemen torpido gozunu actik ve karistirmaya basladik, belki birseyler buluruz diye. Neyseki bir servis numarasina ulastik ve hemen aradik. Acil Servis hizmeti varmis, yarim saat icinde geldiler neyseki! Aku bitmis megersem, eee araba aylardir yatiyor tabi. Gelen kisi gecici olarak sarj etti akuyu ama sehrin oteki tarafindaki servislerine gitmemiz gerektigini soyledi. Peki deyip gittik caresiz. Allah'tan baska seylerde sorun gorunmuyormus, yalniz arabanin muayene tarihi gecmis, kaskosu bitmis, sonra yaptigim arastirmalarda da gecmis vergi borcu oldugu ortaya cikti! Annemler kullansinlar diye satmamistik arabayi, onlar da emanete oyle bir sahip cikmislar ki, yerinden oynatmamislar duldulu! Satsaydik keske diye soylendim bir muddet, simdi bir de bunlarla ugras dur! Gerci ugrasacak vakit yoktu, birkac gun oyle idare ettim ama donunnce ilk is bunlari halletmek olacak, o da soyle bir haftayi alir sanirim, sistem mi degismis nedir, oyle dediler bize...

Neyse efendim, ciktik servisten ve gittik doktora. Tabi kan tetkikleri istendi her zamanki gibi, ac karnina olunca sonraki gune kaldi, bir de lenf bezlerinin ultrasonu cektirilecekmis, ona da randevu alindi. Ertesi gun sabahin korunde kan vermek icin dustuk yola. Kani verdik, biraz yemek yedim sonrasinda ve birkac isimizi de o civarda hallettikten sonra ultrason randevusuna gitmek uzere otobus duragina geldik. Gidecegimiz yer Ankara'nin en islek caddelerinden biri, normalde 5 dk ya bir otobus gelir. Ama o da ne, otobus ve dolmus fiyatlarinda yapilan degisiklik nedeniyle (90 kurusa inmis mahkeme karariyla) otobus ve dolmuslar greve baslamislar ve sayilari bayagi azalmis! Bekle, bekle, bekle gelmez otobus! 45 dk kadar bekledikten sonra bir otobus geldi duraga. Bir sonraki durakta otobus hinca hinc dolmustu ve bir o kadar insan da disari da kalmisti! Nasil bir anlayistir anlamadim ben, ne olmussa olmus ama cezasini vatandas cekiyor her zamanki gibi! Duraklar insan kayniyor, otobus yok, dolmus yok, millet ne yapsin bekliyor caresiz...

Ultrasonu cektirdik, sonucunu doktora aksam gosterebilecegimizi ogrenip diger bir randevuya gittik: Kadin dogum :) Doktor benim henuz ultrasona girmemis oldugumu ogrenince cok sasirdi, "Ya dis gebelik olsa, ya bebegin kalbi dursa nerden bileceksiniz ultrason olmadan?" diyerek de ultrasonun gerekliligini ortaya koydu! Vee sonunda ilk defa bebisimizi gorduk :) Beynini ayan beyan gordum, cok etkileyiciydi! Yaklasik 3,5 cm olmus ve 42 gr a ulasmis. Bir de fildir fildir donuyor bizimki icerde :) Kalp atislarini duymak heyecan vericiydi, bu mucize degil de ne?! Kalp atislarini kaydedip kojoya yolladim, o da benimle gelmedigine cok pisman oldu :(

Doktorumuz deneyimli biri. Benim hikayemi ve geri donecegimi ogrenince her ay nelerle karsilasabilecegimi bir bir anlatti. Herhangi bir komplikasyon olmadigi surece normal dogumdan yana oldugunu soyledi. Ekip olarak calistigini ve genelde Mesa Hastanesi'ni tercih ettigini de belirtti. Bilmiyorum guvenilir mi sizce? Ancak cok rahat biri, bu hosuma gitti. Beni gereksiz seylerle korkutmadi, aksine keyfini cikarmam gerektigini anlatti. Mesela cok fazla et yiyemedigimi soyleyince "Aaa nasil olur yemen lazim" falan demedi, "Onun yerine baklagillerden tuketebilirsin" dedi. Bir de hergun 30-45 dk yuruyus dedi - ki bunu hergun yapamiyorum malesef :(

Bebisin saglikli ve normal bir asamada oldugunu ogrenip rahatlayinca test sonuclarini almak icin tekrar ultrason merkezine gittik. Ben sonuclari beklerken kan testi sonuclari daha cikmadigi icin sonuclar cikar cikmaz doktora fakslamalarini istedim. Ultrason sonuclarimizi alip doktora gittik. Tabi kan sonuclari olmadan doktora gorunemeyecegimden bayagi bir bekledik annemle! Bir ara sekreter gelip "Doktor Bey yarim saate cikar" dedi, inanamadim! Sanki biz keyfimizden bekliyoruz orada!! Sonuclar gelir gelmez girdim doktorun odasina. Benim titiz doktorum aldigim dozaji yeterli bulmadi ve pzt ve pers gunleri 150, diger gunler 125 birim almami istedi kullandigim ilactan. Bir de kilo kontrolunu elden birakmamami, eger 1,5 ay icinde 3 kilo ya da daha fazla alirsam hemen doktora gorunmemis tembihledi. 24-28. haftalar arasinda yapilmasi gereken 3 lu testleri onun kontrolunde yaptirmami da istedi israrla!

Iste boyle kosturmaca icinde gecen 2 gunun ardindan 3. ve son gunumu daha hafif bir sekilde, genelde dinlenerek ve yemek yiyerek :) gecirdim. Gercekten cok yorulmusum, bunca seyi 2 gune sigdirmak kolay olmadi gercekten. Veee ertesi gun donus icin yola ciktim. Once Ankara-Istanbul, oradan da Ist-Londra ucusu ile kojoma kavustum :) Londra cooook soguk geldi, hava yine kapaliydi genelde oldugu gibi. Bu sefer hic donmek istemedigimi anladim. Hic cekici gelmedi bana Londra. Halbuki burayi ne cok severim! Sanirim burada sorumluluklar, yapacak isler oldugundan. Oysa TR'deyken ne guzeldi yemekler ve hava.. Cok daha iyi anliyorum Ingilizlerin neden sicak ulkeleri ikinci yurt edindiklerini.. Darisi basimiza :)

0 kisi demis ki::

Yorum Gönder

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com