O hissi bilirsiniz… Kendinizi içinde bulduğunuz fikir
ayrılığında haklı olduğunuza yüzde yüz eminsinizdir… Bakış açınız
kesinlikle doğrudur… Ve doğru olması için gerekli tüm bilgilere de
sahipsinizdir. Yürüttüğünüz mantık, çıkarımlarınız hatasızdır…
“Diğerleri nasıl olur da başka bir şekilde düşünebiliyor?”, anlam
veremezsiniz….
Veya bir geri bildirim almışsınızdır. Yöneticiniz, eşiniz,
çalışanlarınız, çocuklarınız, veya sizin için değerli bir başkası, sizin
belki de farkında olmadan, alışkanlıkla yaptığınız bir davranış
yüzünden zarar gördüklerini, acı çektiklerini iletirler… Tüm iyi
niyetinizle, anlamaya çalışırsınız… Hatta davranışınızı değiştirmeyi
denersiniz…
Ama anlayamazsınız… Anlayamazsınız, çünkü aldığınız geri bildirimin
büyük ölçüde abartılı olduğuna eminsinizdir… Ya kendinizi anlatılan
şekilde davranırken görmüyorsunuzdur, veya bunun neden bu kadar önemli
olduğunu anlamazsınız… Belki de geri bildirimi verenlerin bu görüşleri
sadece algıdır… Belki de çok fazla duyarlı veya duygusaldırlar… Veya
sizin neden bu şekilde davrandığınızı ve aslında bunun onların iyiliği
için olduğunu göremiyorlardır… Ve bu arada, nasıl olur da sizin onlar
için yaptığınız bunca şeyden sonra böyle şeyler söyleyebiliyorlar diye
düşünürsünüz…
Sonra bir gün, bir şey olur… Bir şey değişir… Birden bire, bunca zamandır neden ve nasıl hatalı olduğunuzu anlarsınız…
Düşünüşünüzün nasıl hatalı, eksik, tek taraflı, hatta tamamen saçma
olduğunu görürsünüz. Bulmacanın önemli bir parçasından habersizdiniz,
onu dışarıda bırakıyor, hatta belki de görmezden geliyordunuz… Belki de
kendi kendinizin bir parçasını uzaklaştırıyordunuz kendinizden…
Veya birden bire yöneticinizin, eşinizin, çalışanlarınızın, veya
çocuklarınızın size ne söylemeye çalıştığını anlarsınız. Aslında nasıl
davranmakta olduğunuzu, ve bu davranışlarınızın diğerlerine, ve hatta
size nasıl zarar verdiğini, onları ve sizi nasıl yaraladığını net bir
biçimde ilk defa görürsünüz. Bilmeden, alışkanlıkla, ve belki de
görmezden geldiğiniz stres veya endişe veya arzularla başa çıkmak için
böyle davrandığınızı idrak edersiniz.
Bu idrak, ilk başta şaşırtıcı, hatta şok edici olabilir. Arkasından
acı hissedersiniz… Belki biraz utanç… Kimlik tanımınız, öz algınız biraz
yara almış gibi hissedersiniz… Ardından, rahatlama gelir, artık sizi
kısıtlayan bu inancı, davranışı, tekrar eden olguyu, kimlik tanımını
korumak, desteklemek, devam ettirmek zorunda olmamanın rahatlığı… Ve
bunun için aslında farkında olmadan ne kadar çok enerji harcadığınızı
fark edersiniz. Belki de ilk defa, içinde hiç farkında olmadan yaşamakta
olduğunuz takılıp kalmışlığı kemiklerinizde hissedersiniz. İdrak
ettiğinizde, beraberinde seçim yapabilme özgürlüğü
gelir. Jean Jacques Rousseau’nun “Ne yaptığımın farkında değil isem, onu
yapmaya devam etmekten başka seçeneğim yok” sözünün ne anlama geldiğini
anlarsınız. Ve anlarsınız ki daha önce seçim yaptığınızı sanırken,
aslında yapmıyordunuz. Nasıl yapabilirdiniz ki, sizi esir almış bir
koşullanmanın kontrol ve emirleri altında hareket ediyordunuz. Ve idrak
edersiniz ki, bu konuda belki de ilk defa, özgür iradenizi gerçekten kullanabilirsiniz.
Farkındalık denilen şey işte bu idrak, bu anlayış … Bu olmadığında, içimizden ve dışımızdan gelen tam
anlamadığımız taleplere uymak için, tam olarak anlamadığımız bir şeyleri
(kendimiz, davranışlarımız, duygularımız, düşünüşümüz) değiştirmeye
çalışmaktan öteye gidemiyor değişim çabamız. Sadece farkındalık ve
anlayış ile değişim, büyüme, tatmin, mutluluk ve başarı yaratabiliriz…
Gerçekten başarı gibi hissettiren başarıya ulaşabiliriz…
Ancak farkındalık o kadar kolay ulaşılan bir şey değil maalesef… Zen
geleneğinde buna “kapısız kapı” deniliyor. Ram Dass diyor ki “ona sahip
değilsen, hiç bir kelime yeterli olmaz; ona sahipsen, hiç bir kelimeye
gerek yoktur”. Farkındalığın bu tarafından, yani ona henüz sahip
olmadığın yerden baktığında, göremezsin, senin için öyle bir şey yoktur.
Farkındalığın öteki tarafında, o kadar net, basit ve göz önündedir ki,
onu daha önce nasıl göremediğine şaşıp kalırsın.
.....
Gestalt Yaklaşımı ile ilgili bilgi için buraya bakabilirsiniz.
Başlık dahilinde çok doğru tespitler içeren bir yazı.
YanıtlaSilİçindeki Sen diye bir yazım var, özü aynı kapıya çıkıyor, şaşırdım:)
Teşekkürler paylaşım için;)
Aklın yolu bir Zeugmacım ;)
SilSevgiler...