4 Aralık 2012

Bambino 26 Aylık

 
Bambino 26 aylık oldu a dostlar :)
Artık karıştırmaya başlıyorum, sayılar giderek artıyor ve konuşurken 26 aylık yerine 2 yaşında demeyi tercih ediyorum. Böylesi daha kolay :)
Bambino hala emiyor, emerek uyuyor. Ben ortamda yoksam başının çaresine bakıyor. Mesela bakıcı teyzesiyleyken yatağına yatıp bir iki şarkıdan sonra dalıp gidiyor hiç naz yapmadan. Babasıyla ise toplu taşıma araçları ya da araba koltuğunda uyumayı tercih ediyor.
En sevdiği renk yeşil ve mavi.
Renkleri ve 10'a kadar saymayı biliyor.
İngilizce olarak 5'e kadar sayıyor. Ne yaptığını biliyor mu emin değilim ama :)
Hareket etmeye bayılıyor. Arabada giderken inip yürümek isteyebiliyor.
Her gün dışarı çıkıyor. Yağmur kar fark etmiyor ona.
Anne babayla iken çorba içmeye nazlanıyor. Sebze yemeklerine de ara sıra göz kırpıyor, dalgalı bir ilişki içindeler.
Ete düşkünlüğü eskisi kadar değil ama hala çok seviyor.
Karbonhidrat ihtiyacı hareket etme isteğiyle bağlantılı olarak arttı. Makarna, pilav, patates, hiç bir şey yoksa boş ekmek yiyor.
Kahvaltıda peynirli omleti seviyor.
Çok şükür iştahı iyi.
Uykular parçalı bulutlu.
Pedalsız bisiklet aldık geçen ay, I.mag.in.ar.i.um'dan, Ne.om.o.t.o model. Kendi başına inip binebiliyor, çok sevdi. Hava iyiyse dışarıda, diğer zamanlar evde sürüyor.
 
9 parçalık bir yapboz aldım ama henüz tam yapamıyor. Evde Tet.h.y.s'in tamamlama kartları var, onlara da ilgi göstermiyor henüz.
El sanatları olayına da henüz girmedik, biraz daha bekliyorum. Belki gelecek ay başlarız.
Küçük araba koleksiyonu her geçen gün artıyor. Kamyonlar, arabalar, çekiciler, tırlar, tankerler... Ev araba doldu. Hepsinin kimden geldiğini biliyor, her arabanın özelliklerini biliyor. Her gün bir yada birkaç tanesini yatağa götürüyor, birlikte uyuyorlar.
Yine te.t.hy.s'in araç kartları var evde. Küçüklüğünden beri çok seviyor. Elinde paralandı resmen, kartonları yırtıldı, kutunun kapağı kıvrıldı:
Evdeki ıvır zıvırla oyanamayı hep sevdi, hala seviyor. Geçen gün bakıcı teyzesi kendine 5'li iplik seti almış. Bambino elinden düşürmedi 3 gün boyunca. Tabi sonunda hepsi kayboldu :)) 
Mutfaktaki silikon fırça ve spatula en sevdiği aletlerden. Sepetine koyup bütün evde gezdiriyor onları.
Legoları seviyor bir de Bambino. Kule yapıyor, merdiven yapıyor, hayvan yapıyor. Bu aralar sulama kovası yapma derdinde. Eline ne geçerse şöyle bir şekle sokup "Sulama kovası yaptım" diyor :)

Konuşma konusunda oldukça başarılı bizimki. Hele uykusuz kalırsa resmen çenesine vuruyor. Başlıyor eskilerden anlatmaya. Ne ayrıntılar çıkıyor, ne anılar hatırlıyor şaşıp kalıyoruz karşısında.

Hayali oyunlara da başladı. Babası sayesinde öğrendi onu da. Babası "Hadi şu yastık trafik ışığı olsun." "Hadi Bambino tramvay şoförü olsun." "Şu şu olsun, bu bu olsun" diye diye Bambino da olayı kaptı :) Kendi kendine oyun kuruyor, bizi de dahil ediyor. Doğaçlama oyun oynuyoruz akşamları. Dün akşam "Ben kırmızı ve yeşil ışık yapıyom" dedi mesela :) Kırmızı ışık yanınca duruyor, yeşil ışık yanınca geçiyor (var gücüyle koşturuyor ortalıkta :P)

Bu ara yeni kitap pek almadık. Evde Bambino daha doğmadan aldığım bir çoğu Tübitak yayınları olmak üzere bir yığın kitap var, evirip çevirip okuyoruz onları. Geçen ay aldığım tek kitap İş Bankası yayınlarının hareketli kitaplarından Hareketli İnşaat. Ona da iki kez ancak bakmıştır, sevmedi galiba, koydu kenara.
Haftasonları Mu.sic To.get.her müzik grubuna gidiyor babasıyla. Ben de genelde spora gidiyorum o vakit :) Orayı çok sevdiğini anlıyorum. Evde müzikleri dinlerken "Babba, biz seninle bunu söyledik" diyor, hatırlıyor hepsini. Her şarkıda yapılan hareketleri tekrarlıyor. Orada çok mutlu :)

Bir de indirim kuponu ile aldığım jimnastik olayı var Bambinonun. Haftaiçi Salı günleri oyun grubuna, haftasonu da jimnastiğine gidiyoruz. Orayı da çok benimsedi, gidince özgürce oynuyor, koşuyor, dans ediyor, evi gibi görüyor orayı. Her hafta başka bir jimnastik parkuru hazırlanıyor; takla atmaca, sürünmece, zıplamaca, denge tahtasında yürümece, her şey var :) Parkuru birkaç tur tamamladıktan sonra oyuncakları döküyorlar ortaya, bir süre de onlarla oynanıyor. Bambino tüm oyuncakları çözmüş bile, hepsini biliyor. Yer bize çok yakın olduğu için kolaylıkla gidip gelebiliyoruz. Neresi diye soranlara: Smile.kids.gym :) 

Babasının cep telefonundan kendi videolarına ve resimlerine bakmaya bayılıyor. Kojo eve gelir gelmez başlıyor: "Babba, L. ile Bambinoyu aç" Açana kadar başından ayrılmıyor babasının :) Amsterdam'da ve Londra'da gittiği yerleri, gördüğü insanları izlemek istiyor. Oraları anlatmamızı istiyor. En çok tramvay hikayelerini dinlemeyi seviyor. Babasıyla evde canlandırıyorlar hatta.

"Anne işe git" diyor sabahları artık. Sonra da ekliyor: "Ben anne için ağlamıcam"
Bilmiyorum, bastırıyor mu duygularını acaba? "Ağlayabilirsin oğlum, ağlamak iyidir, rahatlatır" diyorum. Bana cevabı "Ağlamak kötüdür" oluyor. Bakıcı teyzesinin telkinleri mi, yoksa 2 yaş sendromu belirtileri mi çözemedim. Ama ağlayacağı varsa bile kendini tutuyor sanırım. Ve bu hiç hoşuma gitmiyor, doğruya doğru. Elimden de birşey gelmiyor işte :(

Ona kızdığım zaman "Anne kızmadı, anne Bambinoyu seviyor" diyiveriyor. Ne diyeceğimi şaşırıyorum. "Evet seni seviyorum ama bu hareketine kızdım" diyorum. Yine aynı şeyi söylüyor: "Anne kızmadı, anne beni seviyor"... Çok hassas yavrum. 

Geçen akşam benim birikmiş stresim ve yorgunluğum Bambinonun bir hareketiyle gözyaşları olarak kendini gösterdi. Bambinoya kızmıştım, başladım ağlamaya. Beni ağlar görünce o da başladı ağlamaya. "Anne yavaş ol" dedi defalarca. Meğer "Anne, alçak sesle konuş" demek istermiş. Önce anlamadım, anladığımda ise daha çok üzüldüm. Neyse, ağlama seansı bitince biraz sohbet ettik ve Bambino uyudu. Ama o gece benim için çok kötü geçti. Onun yanında bağıra çağıra ağladığım için çok kızdım kendime. Onu üzdüğüm için çok üzüldüm ve yaşadıklarının kötü bir etkisinin üzerinde kalmamasını diledim. Sonra kendime döndüm, niye ağladığımı sorguladım. Altından ne çıktı biliyor musunuz: Ben yorgun ve uykusuz olduğumda dokunulmak istemiyorum. Kimse bana yaklaşmamalı öyle anlarda. Bambino da tam böyle bir anda uykusu geldiği için m.e.me emmek istedi doğal olarak. Ve ben başka birinin bana dokunmasından hiç hoşlanmadım. Çünkü emerken diğer eliyle de diğer m.e.me ile oynuyor bizimki. Bu durumdan kurtulamadığım için bir anda patladım ve ağlamaya başladım. Bambino neye uğradığını şaşırdı tabi. Olayı bu şekilde psikanaliz ettikten sonra ne yapabileceğimi düşündüm. Aklıma böyle zamanlarda birilerinin yanımda olmasının iyi olabileceğinden başka bir çözüm gelmedi. Belki Bambino başkası ile biraz vakit geçirirse ben o sırada biraz kendime gelirim, dinlenirim ve Bambinonun karşısına daha dayanıklı çıkabilirim. Tek üretebildiğim çözüm bu oldu. O da her zaman olamaz, biliyorum. Var mı önerisi olan?

Not: Oğluşum, tatlı fındığım, güzel kuzum, bu ayki yazının sonu pek iç açıcı olmadı, biliyorum. Ama bende kalsın istemedim. Hayat hep toz pembe değil. Ve ben annenin hissettiklerini bil istedim, eğrisiyle doğrusuyla. Her zaman yapmam bunu ben. Ketumum, evet. Ama bu sefer yazmak istedim. Öyle işte.

17 yorum:

  1. Çok tatlı bu kuzu yaa. bayılıyorum okumaya. Şu ağlama konusunda bu ara Beray da ben hiç ağlamıyorum dimi anne diyip duruyo. Ağlayabilirsin annecim diyorum ama bu zamana kadar kendimce gereksiz gördüğüm ağlayışlarında ona ağlama dediğim zamanlar oldu sanırım ondan. Bir de belki de okulda ağlamıyoruz bebekler ağlar gibi bir yaklaşım var. Bunu telafi etmek lazım duygularını bastırmamalı bence de :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Selcen Teyzesi :) Okullardaki kurallar silsilesinden bir yazı dizisi olur tahminim! Bir kalıba sokmaya çabalama var çünkü. Ama daha okula başlamadan bu türlü davranması beni üzüyor. Duygularını özgürce yaşamaları lazım çocukların, büyüklerin de tabi ;) Bizde biraz da bakıcı etkisi var diye düşünüyorum, günahını almıyım ama :P Bilmiyorum bu konuda konuşmalarımızın ötesinde ne yapabiliriz? Allah kolaylık versin tüm annelere..

      Sil
  2. Banu'cum,

    Öncelikle, bu ay ay gelişim yazılarını çok takdirle okuyorum. Bambino için -belki ikinci bebekte sizin için?- büyük hazine!

    Son paragrafla ilgili olarak, kesinlikle bulduğun çözümden başkası yok. Biri o anlarda Bambino'yu senden alacak. Eğer kimse yoksa, Bambino'ya bunu anlatmayı deneyebilirsin "anne şu anda biraz yalnız kalmak istiyor, hadi sen de oyuncaklarınla oyna" gibi. Anlayacağına eminim -Çınar anlıyordu mesela- ama anlamazdan gelirse "anne yalnız kalamazsa çok mutsuz olacak. Azıcık kendi başıma durayım, sonra yanına geleceğim" de diyebilirsin.

    İşe yaramazsa, ara sıra böyle ağlamanda bile sorun yok bence. Bambino da annesinin robot değil, duyguları olan ve ara sıra çok üzülebilen bir insan olduğunu anlamış olur. Daha hamileyken izlediğim bir programda bir pedagog söylemişti bunu. Sık olmadığı sürece, çocuklarınızın sizin öfkelendiğinizi ya da ağladınızı görmesi sorun değil, sizin duygularınızı anlamaları açısından yararlı bir şeydir, diye.

    Dolayısıyla, kendini bunun için üzme-yıpratma. Alabileceğin her türlü yardımı talep et. Edemeyeceğin zamanlarda, sabrın da tükeniyorsa, azıcık kendini koyver gitsin :)

    Sevgiler! Başak

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başakcım, yazdıklarım büyük moral oldu bana, çok sağol. Duyguları özgürce yaşamak önemli, hem çocuklar hem de bizim için. Daha önce de Bambinonun yanında ağlamışlığım vardı ama bu defa biraz böğürdüm, ondan tırstı sanırım bizimki :( Ama olan oldu, belki de o olaydan sonra ağlamanın kötü birşey olduğuna karar verdi Bambino. Bilemiyorum. Umarım duygularını yaşamak ve doğru bir şekilde dile getirmek konusunda doğru adımlar atabilirim bundan sonra. Ara sıra yoldan sapıyorum ama mükemmel anne değilim ben de, ne yapayım :P

      Sil
  3. Bence de ağlaman çok kötü olmamış. Büyüklerin de ağlayabildiğini, korkabildiklerini göremeye ihtiyaçları var. Kitaplardaki karakterlerde korktukları veya ağladıklarında sadece neden öyle olduğunu anlatmaya çalışıyorum ben. Yani üzüldü ve ağladı veya yüzmekten korktu ve olabilir, normal diyorum. Bilmiyorum işe yarar mı? Sen de sonradan sohbet etmiş, açıklamışsın, iyi bir örnek bile olmuş olabilir.

    S.mile kid.si biz de denemek istiyoruz, bakalım. Bir de bizimki de çok ekmek yemeye başladı. Buna takıyordum ama sonra düşündüm de 1 dk oturmuyorlar, ihtiyaçları var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tomurcuk, çok sağol desteğin için. Ben de senin gibi açıklıyorum, duyguların normal olduğunu anlatıyorum ama bir tek benim yapmam yetmiyor demek ki. Çevre etkeni ağır basıyor yaş büyüdükçe sanırım. Smilekids'de eğleniyor bizimki, çalışanlar da çok güleryüzlü. Kuponlar bitince devam eder miyiz bilmiyorum ama :/
      Ekmek yemesine hiç takılma, hareketli oldukları için proteinden çok enerjiye ihtiyaç duyuyorlar. Yalnızca sağlıklı karbonhidratlar almasına dikkat et bence; beyaz ekmek yerine esmer ekmek gibi. Naçizane ;)

      Sil
  4. Canım şu anlattığın son olayla ilgili ben de benzerlerini yaşıyordum son zamanlarda artık dayanamıyordum böyle olunca çözüm de bulamadım,artık bıraksın kararını aldım.
    Tabi başka etkenler de vardı.Bu sefer çocuklar da etkileniyor,öyle tepkiler verince.Çok çok normal bizlerin böyle hissetmesi ve onların hassas olması.
    Zor olsa da atlattık sayılır bırakma işini.Arada ağlarken söylüyor,uykular zor oldu,üstüne grip de oldu.
    Neyse işte ağladığını görmesine de gelince ben ağladığımı falan saklama düşüncesinde değilim.Çok patlama anım değilse ya da babası ile tartışmıyorsam o anlarımı da görmeli.Hayat çünkü hepsinden ibaret.Ağlamak,gülmek hepsi var.Bunları da görmeleri gerek.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldızcım, ben bıraktırmaya kıyamıyorum. Bambinoyu özlüyorum gün boyu, bari akşamları yanında olayım istiyorum. Bir de hastalık zamanları anne sütü kurtarıyor bizimkini, buna eminim. O nedenle düşünemiyorum bıraktırmayı. Ama arada böyle arızalar çıkıyor işte :(
      Demir kuzusu çabuk adapte olmuş bence, maşallah :) Senin onunla birlikte olman büyük avantaj, hiç hafife alma :)
      Evet, hayatta herşey var ve herşey insanlar için. Yine de fazla biriktirip Bambinonun yanında patlamam hoş olmadı diye düşünüyorum hala. Çünkü o günden beri ağlayacağı varsa bile tutuyor kendini :(

      Sil
  5. Çok keyifli bir blog:) Yolun bambinon ile hep açık ve neşeli olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler, sizi burada görmek güzel :)

      Sil
  6. nice 26 lara inşallah..
    Banu hanım musıc together nerde acaba?salon sanata girdim ama adresi göremedim.
    mahsuru yoksa fiyat nedir acaba?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler.
      Ankara'da Çayyolunda. Incek Yolundaki Liva Pastanesi yanındaki sitede. 10 haftalık ücret 650 tl.

      Sil
  7. Banucum hiç üzülme,kafayı takma bu ağlama işine. Anneyiz, insanız sonuçta; bizim de böyle patlama anlarımız olması çok normal. Bizi hep iyi,mutlu görmeleri mümkün değil; bir kere hayat şartları bunu mümkün kılmıyor:) Ama duygularını bastırması hoş değil..bakıcı teyzesi sabahları senin arkandan ağlamaması konusunda tembihliyor olabilir bence bambinoyu..nice mutlu,sağlıklı aylara canım..Öptüm çok..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zerencim, çok sağol desteğin için. Gerçekten moral oluyor bana. Duyguları bastırma konusunda haklı olabilirsin, bakıcı teyzesi biraz baskılıyor galiba. Diğer konularda da öyle davranıyor gerçi :( Zor bir konu bu... Sevgiler..

      Sil
  8. Canımcım çok hoş sevindim.
    çocuklar daha çok dikkat çekmek için ve ilgi görmek için yapmıyacakları yoktur.
    Ay gülüm o kadar çok bloğa girip çıkıyorumki seni takibe almışım..
    GEL CANIM ÇAY İKRAM ETSİN ABALAN:)

    YanıtlaSil
  9. Nasıl oluyor anlamıyorum ama kendini ifade ediş tarzın beni ağlattı. Gebelikten kalma ağlak hormonlarımın seviyesi hala düşmedi sanırım. Oğlum uyandı umarım tekrar girip yazmak istediklerimi yazma fırsatım olur. Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, hoşgeldiniz :)
      Hormonlardan olabilir bence de :) Doya doya ağlayın, iyi gelir, rahatlatır :) Her zaman beklerim. Sevgiler.

      Sil

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com