Bu aralar boşlukta sallanıyorum a dostlar.
İçimde bir boşluk var, tarif edilir gibi değil.
Devamlı yemek yiyesim var ama aslında hiç aç değilim.
Elime geçeni yiyorum, ne olduğu fark etmez.
Çok susuyorum ama elim su içmeye gitmiyor bir türlü.
Nasıl bir tezattır bu!
Monoton rutin hayatımız devam ediyor, çok şükür.
Böyle boşlukta sallandığım anlarda çoğu işin otomatik pilotta olması iyi olabiliyor bazen.
Mesela sabah bakıcı teyze geliyor, Bambino bütün gün onunla.
Benim Bambino hakkında bir karar vermeye ya da birşeyler yapmaya ihtiyacım yok.
Böylece gün içinde bol bol boşluğumda sallanabiliyorum rahatça :)
Geçen hafta İstanbul'a gittim geldim, günübirlik.
Koşturmacayla geçti zaman.
Değişiklik oldu ama, eski İstanbul'da güneşin batışını ve manzaranın muhteşemliğini kısa bir an için bile izlemek, o havayı solumak iyi geldi.
İlk defa eve Bambino uyuduktan sonra girdim. Geldiğimde geceyarısını geçmişti vakit.
Babası uyutmuş bizimkini, daha doğrusu 11'den sonra sızmış kalmış.
M.e.me olmadan daha rahat ediyor sanki Bambino, ben varsam aklı devamlı emmekte :)
Yeni bir yıl yaklaşıyor, yeni bir dönem başlıyor.
Bense aheste aheste bakınıyorum.
Hiçbir şey yapmadan.
Yeni yıl için hevesli değilim, umut dolu ya da büyük talepleri olan biri de değilim.
2012 güzeldi. Sevgi, mutluluk ve huzur dolu bir yıl oldu ailevi bazda.
Yeni yerler keşfettim, değişik dünyalarla tanıştım.
Çok şükür, bin şükür.
2013 için de yine yeni yerler diliyorum, bol gezmeli bir yıl olsun.
Sevgimizin büyümesini diliyorum, çoğalmasını.
Huzur ve sağlık diliyorum, herkes gibi.
Barış diliyorum, bilinçlenmek diliyorum.
Üretkenlik ve farkındalık diliyorum.
Yüksek enerji diliyorum ve de.
Yeni yıl yazımı da araya kaynatıverdim :))
İlginç rüyalar görüyorum bu ara. Film gibi. Uzun, upuzun.
Birşeyler yapmak istiyorum ama elim gitmiyor.
Sadece seyrediyorum etrafımda akan hayatı.
Yorum katmadan, sadece izliyorum.
Dün Zeugma'nın Mayalarla ilgili yazısını okuduktan sonra düşünmeye başladım. Nereye gitti kocaman uygarlık? Acaba onlar uzaylı mıydı? Geldiler, gelişmiş bir medeniyet kurdular, tabletlerini bıraktılar ve tekrar kendi dünyalarına döndüler. Olamaz mı? Geriye sadece tabletleri kalmış, gerisi yok. Tabletlerini çözmek yüzyıllar almış. Yaptıkları kehanetler hep tutmuş. Binlerce yıl önceden bahsediyorum. Vay be! Sonra kendime dönüyorum: Senin buradaki 70-80 yıllık ömrün ne ki? Zaman çizgisinde bir saniye bile etmezsin. Kim bilir senden önce kaç bin nesil geçti ve senden sonra kaç bin nesil geçecek bu hayattan? Elbet sonu gelecek bu dünyadaki hayatının. Ve hayat akmaya devam edecek sen yokken de. Yeni bin yılın ilk zamanlarını yaşamak değişime şahitlik edeceğin anlamına gelebilir. Bir dönüşüm yaşanacak ve bakalım sen neler göreceksin bu dünya gözüyle? Ama sonra bir bakmışsın, sen de gitmişsin. Bir varmışsın, bir yokmuşsun.
Karamsar değilim bunları düşünürken.
Çelik gibi soğukkanlıyım.
Gerçekçiyim.
Dünyada ölümden başkası yalan dememiş mi sanatçı? :)
Öyle.
Müthiş bir evrensel mekanizmanın bit kadar da olsa bir parçası olabilmek müthiş bir duygu aslında.
Keşke daha çok düşünebilsek.
Keşke daha çok kendimize dönebilsek.
Keşke günlük rutinimiz bu kadar yoğun olmasa.
Omuzlarımızdaki yük hafiflese.
Birbirimize "Günaydın" derken gözlerimizin içine baksak, hızlıca söyleyip geçmesek.
Daha yavaş, daha sindire sindire yaşayabilsek.
Daha farkında olsak evrenin, doğanın, kainatın.
Daha çok merak edip daha çok öğrensek.
Ve daha çok paylaşsak.
Kış mevsiminin böyle etkileri oluyor canım.Yani umarım kış mevsimindendir.
YanıtlaSilKeşke aynı şehirde olup bir kaç saat kaçamak yapıp,çene çalsaydık.O anlar öyle iyi gelir ki.Bir arkadaşınla yap olmazsa,çoluk çocuk olmadan.
Olmadı imkanın varsa öğle tatilinde dışarı çık,o da olmadı iş çıkışı eve 1-2 saat geç git.Kitaplara,cdlere,ıvır zıvırlara bak;))Açık havada biraz yürü ve kendine sıcak bir kahve ısmarla;)
bunlar iyi gelmezse geçeceğini bil bir şekilde...
Mayalarla ilgili yazıyı okumamıştım Zeugmanın sayende okudum teşekkürler.
Daha yıllar önce bununla ilgili şeyle okumuştum.2012 21 aralıkta aydınlanma olacağı.O tarihten bu yana düşünürüm aklıma geldikçe öyle bir değişim yaşasak nasıl olur diye.Olmasını çok isterim açıkçası.
Yıldızcım, o dediklerini yapıyorum ama geçmiyor, gitmiyor bu hal. Uğraşmıyorum, cebelleşmiyorum, elbet gider bir gün diyorum. Tam olarak bulamadım nedenini. Ama geçecek, öyle ya da böyle :)
SilBirşeyler olacak bence de ama ne oalcak bilemiyorum, yaşayıp göreceğiz hep birlikte.
Öyle hoşuma gitti ki yazma üslubun.... bence de bahsettiğin gibi karamsarlık değil yaşadığın sindirmişlik.Çok az insanın becerebildiği bir kabulleniş hâli."Hiç" felsefesine yaklaşmışsın.:) ne güzel.Bu Mayalar'a gelince türlü tahminler türlü söylentiler....Keşke her şeyi bilebilseydik öyle değil mi?
YanıtlaSilÇok teşekkürler yorumunuz için. Hiç felsefesi hakkında daha çok okumalıyım, bunu hatırlattığınız için teşekkürler :) O hale kıyısından köşesinden yakınlaşmak mutluluk verici olur, umarım dediğiniz gibidir halim :)) Gizemli ve bilinmeyen şeylere ilgim var benim, Mayaları biraz araştıracağım. Belki ben de paylaşırım öğrendiklerimi. Herşeyi bilmek güzel olur mu bilemiyorum :P
Silbu etki belirli dönemler olabiliyor çoğu insanda..sebebi yoksa daha iyi bence..
YanıtlaSilama yazı harika olmuş bence..yalnız dünyada ölümden başkası yalan şarkısını dilime doladın..gece yatana kadar söylerim artık :)
durununannesi, çok teşekkürler. Evet, ara sıra hepimize oluyor galiba :) Şarkı çok damardan, değil mi? Arada hatırlamak lazım bu gerçeği :)
SilO şarkıya ben de bayılırım canım:)Bazen herkes yaşayabiliyor böyle karamsar dönemleri...Çabucacık gelsin,gitsin diyelim..Birşeyler olacak belli; inşallah istediğin,güzel şeyler olur bunlar..Öpüyorum canım..
YanıtlaSilTam bir akramsarlık değil aslında. İçimdeki boşluğun farkında olmak ve onunla yaşamak diyelim :) Çok felsefik oldu :P İnşallah canım, çok sağol. Hepimizin gönlüne göre olsun herşeycikler :) XX
Sil