19 Mart 2013

Yolculuk Kısmı Üzerine

 
Gittik geldik bile, kuş misali.
Bir evden diğerine gider gibi gittik geldik.
Ama yolculuk kısmı çok yordu bizi.
Bambino olmasaydı bile çok yorulurduk eminim.
Bu sefer sevmedim bir yerden bir yere gidişi.
Uçak yolculuğu zor geldi bana.
Bunda uçağı sevmeyen kojonun da payı var elbet :)
Bir günde iki uçak yolculuğu fazla geldi bu defa.

Sabahın bir vakti evden çık, havaalanına git.
Arabayı park et.
Başka bir servise bin.
Elinde iki valiz, bir çocuk, birkaç tane de son dakika eklenen ıvır zıvırla birlikte.
Servis seni havaalanına getirsin (Bu hizmet Ankara'da var, diğer yerlerde direkt arabadan inip havaalanına giriliyor).
Tüm eşyalarla birlikte güvenlikten geç.
Valizleri vermek için check-in sırasına gir.
Sıra sana gelince evrakları göster, valizleri ver, kısmi bir rahatlama yaşa.
Sonra tekrar güvenlikten geç, saatin, kemerin, ıvır zıvırın, hatta ayakkabılarına kadar çıkart.
X-ışınlarından geçen her eşyanı 10 saniye sonra tekrar toparla. Üstünü giyin tekrar.
Çocuğu unutma :)
Hangi salona gitmen gerektiğini bul.
Vakit geldiyse salona git.
Vakit varsa etrafta dolaş, belki bir kahve iç.
Ya da çocukla birlikte yürüyen merdivene bin, in, bin, in, işin ne :)
Sonra salonda tüm yolcular toplaşsın. Kapılar açılınca uzun bir kuyruk oluşsun.
Kuyruğa gir.
Biletini pasaportunu hazır et, tekrar kontrolden geçeceksin.
Bu arada çocuğun isteklerine hazır ol.
Susar, acıkır, uykusu gelir, m.eme ister, dolaşmak ister, önde geçmek ister, ağlar, mızmızlanır.
İdare edeceksin artık :)
Sonra uçağa bin.
Koltuğunu bul.
El bagajını baş üstü dolaplardan boş olanına tık.
Kalan eşyalarını ayak altına yerleştir.
Yerine otur.
Kemerini bağla.
Çocuğun kemerini bağla.
Çocuğun kalkış ve iniş sırasında yerinden kalmasını engelle.
Neyse.
Herkesin binmesini, yerine oturmasını bekle.
Sonra hosteslerin anonslarını dinle, güvenlik önlemlerini izle.
Uçakta yerine oturduktan sonra hemen havalanmayı asla bekleme.
Uçak saatinde kalkabilir, 10 ya da 30 dk sonra da kalkabilir.
Kalkar gibi yapıp havaalanı pistinde tur atabilir (İstanbul'da çok oluyor).
Daha kalkmadan sıkılan çocuğu oyala.
Bu kural hep aynı gerçi, çocuğu oyala :)
Senin uçağına sıra gelince sevin :)
Sıkı tutun, kalkıyorsun.
Kulakların tıkanabilir.
Çocuğu uyarmayı unutma.
Uçak kalkınca biraz rahatla.
Şansın varsa çocuk uyur birazdan.
Tabi sen de hemen uyursun :)
Ama kısacık bir uçuş ise uyuma, çocuğu da uyutma :)
Ankara-İstanbul arası 50 dakika.
Zaten uçak havalandıktan sonra hemen yiyecek içecek servisi başlar.
5-10 dakika içinde de uçak alçalmaya geçer.
Hostesler bu defa apar topar boşları almak için dolaşmaya başlarlar.
Ne yediğini, nasıl yediğini anlamazsın bile.
Koştur koştur bir uçuştur bu uçuş.
Birazdan pilotun kısa anonsunu duyarsın.
Tekrar herkes yerlerine oturur, kemerlerini bağlar.
Sorunsuz bir iniş için dua edersin.
Çocuğu tekrar koltuğuna oturtup kemer bağlarsın (Eğer yerinden kalktıysa. Bambino bazen yol boyu hiç kımıldamıyor, öyle dışarıyı izliyor)
Uçak inince yine rahatlarsın.
Birinci kısım geçti sayılır.
Ama aslında herşey tekrar başlıyordur :))

Uçaktan pılını pırtını alıp inersin.
Valizlerini almak için önündeki sürüyü takip edersin.
Bagaj alım yerinde bozuk para verip tekerlekli arabalardan edinirsin.
Yürüyen bantta valizini tanıyıp insanları yararak valizlerini kahramanca kapar arabaya koyarsın.
Çocuğa valiz çarpmasın diye ikaz edersin :) Hem çocuğu hem başkalarını.
Valizler tamamsa diğer uçuşa yetişmek için havaalanında koşturmaya başlarsın.
Ama aradaki süre uzunsa yayıla yayıla gidersin.
İkinci uçuş için valizleri vermek üzere kontuara gidersin.
Kontuar bagaj alımına başladıysa valizleri verip kurtulursun.
yok başlamadıysa bir süre daha valizlerle dolanırsın havaalanı içinde.
Acıktıysan yemek yersin.
Çocuğun altını değiştirirsin.
Onun iyi vakit geçirmesi herşeyden önemli tabi.
Onunla daimi olarak oyunlar oynarsın.
Üstünü başını giymek istemezse üstelemezsin, sadece elinde taşıdığın eşya sayısı bir anda iki katına çıkıverir, o kadar :)
Yemek yemek istemezse onları da çantaya atarsın.
Neyse, valizleri verince biraz rahatlarsın.
Ama o da ne?
Uçakta rötar vardır, umduğundan daha uzun sürecektir gidiş.
Yapacak birşey yok.

Gidiş vakti geldiğinde tekrar üstünü başını çıakrıp güvenlik kontrolünden geçersin.
Tekrar giyinip toparlanırsın.
Gümrüksüz alışveriş yapmak istersen (dönüşte zaman yoksa) yaparsın, en azından fiyatlara göz gezdirirsin.
Sonra doğruca salona gidersin.
Yine beklersin, kuyruğa girersin, bilet- pasaport kontrolü sonrası uçağa binersin, bagajlarını yerleştirip koltuğuna oturup beklemeye başlarsın.
Uçak bir zaman sonra kalkar.
Çocuk hemen uyur.
Sen de öyle :)
Uyanınca birşeyler atıştırırsın.
Dışarıya, sağa sola bakarsın.
Kalkıp biraz yürürsün, kan dolaşımın hızlansın diye.
İniş vaktine doğru sen de sıkılırsın, çocuk da sıkılır iyice.
Yine de dağılmak yok, hayali oyunlar uydurursun çocuğun seviyesine göre.
Kitap okursun, hikaye anlatırsın, şarkı söylersin, öndekiyle sohbet edersin.
Çocuk ağlamasın yeter ki :)

Ve sonra iniş vakti gelir.
Koltuğuna tekrar oturup kemerini bağlarsın.
Çocuğunkini de bağlarsın.
Dua edersin yine.
Uçak inince yine eşyalarını toplayıp sürüyü takip edersin.
Valizlerine kavuşunca geçici konaklama yerine nasıl gideceğine odaklanırsın.
Metro mu, tren mi, taksi mi, araba mı her ne ise oraya yönelirsin.
Geçici konaklama yerine varıp odana kavuşunca derin bir oh çekersin.
Gün bitmiştir.
Sen de bitiksindir :)
Yine de kararlıysan biraz dinlenip dışarı çıkarsın, çocuğu da alıp.
Yerse tabi :))

Yazarken bile yoruldum, ki bir çok ayrıntıyı atlayarak yazdım :)

Bir de aynısını 5 gün sonra tekrar yaşadığınızı düşünün.
Hem de daha çok yükle.
Gitmek istemeyen bir çocukla :)
Yorgun anne-babayla.

Bir dahakine bir günde 1 uçak yolculuğu olacak şekilde planlayacağım gezileri :)
Ya da direkt uçuş bulacağım (Nasıl oalcaksa o?) :P

Foto

20 yorum:

  1. Resmen okurken yoruldum inan :)
    zor yillar gectikce daha da zor geliyor hlisn.
    ama gezmek guzel iste. bana da boyle oluyor her yolculuktan sonra bir daha asla diyorum, 2-3 hafta sonra kanim kaynamaya basliyor. sana da hadi 5 hafta vereyim bebis etkisiyle :)
    virusu kapmisiz biuz cok fena :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, yaş ilerledikçe zor geliyor, çok doğru bir tespit. En azından ben öyle hissediyorum.
      Benim durumumda uçağı sevmeyen kojo faktörü de var, her aşamada stresten hem kendini hem de beni bitirdi :)
      Gezmek çok güzel tabi yaa, umarım dediğin gibi olur, kısa sürer bu halim :))
      O virüs hiç çıkmasın bizden :)

      Sil
  2. Yazin nasil iki cocukla 10 saatlik bir yolculuk yapicam bilemiyorum...okadar tanidikki cumleler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocukları bırakın, kendiniz yoruluyorsunuz bunca kargaşa içinde.
      Umarım sizin için çok çok kolay geçer ve çocuklar yol boyu uyurlar. Şimdiden stres yapmayın bir de, hiç gerek yok :) İyi düşün iyi olsun misali :)

      Sil
  3. Aslında hep rutin şeyler; ama evet, çok yorucu... tek başına bile yoruluyor insan hepsinden, çocukla x2 değil, x4 zor!

    Biz bir de Amerika'ya gideceğiz Mayıs'ta inşallah... allaaahııım, nasıl olacak çoook merak ediyorum. Çınar biraz daha büyük diye avunuyorum ama, du bakalım :)

    Hoşgeldiniz!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşbulduk!
      Ben hala yorgunluğumu atamadım, gelir gelmez mesailere kalıp çalışmamın da etkisi var tabi :(
      Amerika uçakları çok geniş ve rahat oluyor Başak, hem de her türlü medya var koltuklarda. Çınar bıkmadan çizgi film izleyip oyunlar oynar, müzik dinler. Uçakta rahat rahat gezinebilir. Çok daha rahat olacağınızı düşünüyorum.Güle güle gidin gelin şimdiden :)

      Sil
    2. Mesai mi? :(( Kolay gelsin...

      Ya evet, tek tesellim o... yoksa 11 saat sırf uçuş süresi nasıl geçer bilemeyecektim. Bakalım :) Neyse ki İstanbul-Londra-SD uçacağız, tek aktarma :)

      Teşekkürler şimdiden o zaman, öpüyorum!

      Sil
    3. Tek aktarma olması güzel. Ankara'dan direkt Londra'ya uçak var mı? Hangi havayolları?
      Londra için transit vize almayı unutmayın!
      Biz bile onca güzel film varken uyumamayı tercih etmiştik, Çınar daha çok bayılacaktır eminim :)

      Sil
    4. Ankara'dan değil, bir önceki gün İstanbul'a gideceğiz. Bir gece teyzemde kalıp, ertesi gün İstanbul-Londra yapacağız.

      Bu arada, ABD'ye gidiyorsan İngiltere için transit vize almana gerek yok diye biliyorum ben?

      Sil
    5. İstanbul'da konaklama çok iyi fikir.
      Evet evet, haklısın, transit vizeye gerek yok ABD için. No panic :)
      Güzel bir gezi olacak gibi, harika!

      Sil
    6. Baanuuu, yüreğimi hoplattın! Ahmet de toplantıda, arayamadım da :)))

      İmkanımız varken konaklama yapalım dedik. Yoksa sabahın 3'ünde evden çıkmamız gerekiyor. Geçen sefer Çınar arıza yapmamıştı; ama bu sefer yol da uzun. İyi oldu böyle.

      Güzel bir gezi olmasını umuyorum ben de, içim kıpır kıpır :) Sevgiler :)

      Sil
  4. Hay Allah ya :( Yok yok vize yok, rahatlayabilirsin :))
    3 uçak yolculuğu fazla gelir bir güne. Çok çok iyi düşünmüşsünüz. Hem İstanbul'un havası da sizi moda sokar, şöyle biraz daha gevşer öyle devam edersiniz. Ne kadar kalacaksınız?
    Zaman olarak da çok güzel bir zaman Mayıs ayı. Tam gezme havası (Gerçi bana her hava gezme havası :P)

    YanıtlaSil
  5. :))

    Evet, 3 uçak yolculuğu zorlar dedik biz de :) 3-17 Mayıs arası seyahat tarihimi, işte orada 12 gün falan kalacağız. Çok samimi arkadaşlarımızın evine gidiyoruz zaten. 3 bebe, 4 büyük, 12 gün, hahaha, Survivor gibi :D

    Mayıs'ta SD çok güzel oluyormuş, okullar da kapanmadan gelin dediler. Gidiyoruz bakalım inşallah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok eğlenceli geliyor kulağa :) Çocuk sayısı arttıkça birbirlerini oyalama ihtimalleri artıyor. Biz Londra'da arkadaşlarla buluştuğumuz gün Bambino var mı yok mu hissetmedik bile, büyükler küçüklere baktı, kendi aralarında oynayıp takıldılar. Ne büyük rahatlıkmış o öyle :)
      Sizde de öyle olur. Eminim çok güzel vakit geçirirler!
      Okullar kapanmadan gitmek de büyük avantaj, gezeceğiniz yerler kalabalık olmaz.
      Yine gezme damarım kabardı :P

      Sil
    2. Hahahahaaa, dur daha yeni geldin :))))

      Ya evet, Sıla ve Çınar yaşıt; onlar 1,5 yaşındaki Doğa'yı oyalar (ya da paralar :P) hani biz de azıcık rahat ederiz diyoruz ama annem "çok naifsiniz" diyor :P

      Ben yine de çok iyimserim :)))

      Sil
    3. Durmam lazım zaten, kojonun Ağustosa kadar izni yok malesef :(

      Annene bakma sen, yaşıtlar pek güzel oynarlar, küçüğe de bakarlar. Hem siz de kardeş olayının provasını yapmış olursunuz :)

      Sil
    4. Hmm, yazın hep birlikte buradayız desene :S

      Yok zaten anneme baksam hiç gitmemem lazım :) Kardeş provasını bulduğumuz her bebeyle yapıyoruz, sonuçlar umut verici, bakalım :))

      Öpüyorum çok, sevgiler...

      Sil
    5. Yazın güzide Ankara'mızda takılırız artık birlikte..
      Çınar süper bir abi olacak eminim :)
      Öptüm ben de :)

      Sil
  6. Hoşgeldin Banucum. Okurken ben bile yoruldum valla. Çocukla seyahat böyle işte. Hem çok güzel hem de bir o kadar yorucu..Biraz daha büyüdüklerinde daha rahat oluyor ama merak etme.Sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoşbulduk Zerencim :) Cidden yorucuydu seyahat kısmı. Ama biliyorum ki buraya yazmazsam birkaç gün sonra unutup gideceğim, sadece iyi taraflarını hatırlayacağım. Umarım rahatlarız, yoksa bu halde yolculuklar hiç çekici gelmiyor artık. Yaşlandım sanırım. Sevgiler :)

      Sil

SOSYAL AĞLAR


İZLEYENLER

Blog Arşivi

HER GÜN MUTLAKA

NE ARADINIZ, YARDIMCI OLALIM?

Kişisel Blog

Copyright © Benden ve Bizden | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com